Hak, hayret verici yaratma eylemine bazen bir çok zevk ve güzellik katıyor. Gece gündüz çalışan büyük yaratılış fabrikasında sayısız taşlar, ağaçlar, güller, çamurlar, balıklar, kuşlar, dört ayaklar, hayvanlar ve insanlar yapip üretiyor, hep standart birbirinin benzeri olan şeyler yaratıyor. Bu fabrikada arada bir çeşit çeşit ve zarif sanatlar üretiyor. Dolayısiyla normal üretimin dışına çıkmış oluyor,yeni icatlarda bulunuyor.
Bir fabrikada, (beşeri) hep monoton kalıplarda pazarları dolduran ve yapısal cinsinden tüketim malları üretiyor. Ama bu fabrika zaman zaman sanatini göstermek, asalet ve ruhibir lezzet yaratmak, bazi özel kimselere, kimi dostlarina hediye vermek için veya bu nedenlerle degil de cani çeşitliliği istediğinden "başka çeşit" mallar üretiyor. Bu "baska çeşit" mallarin yapımına kendi elini katıyor, onlar üzerinede çalışıyor ve yeni bir iş yapıyor. Bu tür mallar numaralari ile değil, şahsiyetleri ile tanınır. Ozel isimleri vardır bunların. Sahalarinda tek olduklari için yerlerine baska mallar dolduramaz. Standartlastirilmis sayısız tüketim malları degildir. Bir sanat eseridir.,emsalsiz ve paha biçilemezdir. Bunalr daha çok, vitrin, tanıtım, sergi, seyretmek ve düşünmek içindir, sanki ambarda stok etmek için ve pazarda satılmak için değildir.
Burda bir seçim meselesinden (özgür tercih) soz edilmektedir. İnsan türünün en yüce varlik tecellisi, insanin anlami, insanin varlık felsefesi ve aynı zamanda en zor sorumlulugundan, özgürlüklugunden, yani
Insan sürekli bir seçim içerisindedir. Fakat hangi seçim? Insan bir kac kez ve defalarca is, öğrenim, dost, meşguliyet, konut, eş, siyasi eğilim, sosyal konum, yol, moda gibi konularda sürekli seçim yapıyor. Oysa en yüce, en zor, en ağır, aynı zamanda en aci ve sızlatici seçim hak ve batıl seçimdir. Bu secim felsefi, ilmi, kelami, fikhi, ve grupsal tartışma ve kavgalarda değildir. Dinin doğrusu ile yanlışi, politikanın adil olani ile adaletsizi, halkın eşitliği ile eşitsizliği, insanin özgürlüğü ile esareti mazlum ile zalim, ezilen ile ezen arasındaki kavgada insan hüsranda ya da kurtuluş seçimindedir. Bu insanın bizzat kendisinin nasil olması seçimidir. O da ne pahasına? Kendi olmasi yada olamamasi pahasına!
Vir ağaç rahat, sakin, ve çilesiz dogup büyüyor, yeşeriyor, gelişip yapraklaniyor ve meyve vermeye başlıyor ve sonra ölüyor. Doğada ki her sey bütün canlılar mutludur. Çünkü Allah'in itaatine bağlıdır. Doğanın temiz eteklerinde yaşıyorlar. Yol onlar için seçilmiş, onlarin olma niteliği önceden belirlenmiştir. Fakat insan her nefesi, her adimi, her bakışı icin karar vermeli, hesap yapmali, düşünup secimde bulunmali, ve ve neticede bütün bunların hesabını vermelidir. Insan bilgi, bilinç, özgürlük, ideal, irade ve seçim gücü olan politik bir varlıktır. Insan kendisine, ihtiyacınin geregi olarak bir hedef seciyor. Daha sonra da bu hedefe ulaşmak için bir yol keşfediyor, eylem programı yapıyor ve bu işin arac ve vesile ve koşullarıni araştırıyor.
Bütün inançların ve amellerin kabulü yolun doğruluguna ve iyi bir kılavuzluga bağlıdır. Bu temel bir ilkedir. Bu ilke ve esas, bütün devrimlerin tarih tecrübesidir. Bütün yenilgi ve sapmalari gösteren bir derstir. Her inanc, amel ve sözü değerlendirmek icin, temel delil ve ölçüdür. Her sapma uyuşturma ve aldatmayi gosteren dikkatli bir pusuladir. FAKAT NE YAZİK KI EN YÜCE KAVRAMLAR ALCALMIS ZİHNİYET DARLİGİ İÇİNDE DEĞERSİZLESIYOR. Her insan yön gösteren bir oktur.
Ayni zamanda hür demek sadece özgürlük demek degil, asil insan seckin ve büyük insan demektir...