Anne ve babamın işleri nedeniyle başka şehirde başka okulda eğitim hayatıma devam etmem gerekiyordu, annem ve babam Türkiyenin önde gelen ailelerinden olduğu için benimde İstanbuldaki ön güzel okulda okumamı istediler bu nedenle bu gün yeni okuluma başlayacaktım, yeni insanlarla tanışmayı pek sevmesem de okulda yanlız kalmamak için kendime bir kaç arkadaş bulmam gerektiğini düşünüyorum.
Kahvaltımı yapıp annemleri öptüm
"ben artık okula gidiyorum annecim, babacım sizi seviyorum" diyip öpücük attım,annemde öpücükle karşılık verince ceketimi giyinip çantamı ve telefonumu da alıp arabaya bindim, şoförümüz Ali abi beni hızlıca okula yetiştirdi neyseki, çünkü derse 10 dakika kalmıştı, hemen arabadan inip koşar adımlarla bahçeye girdim, aynı hızda okulun içerisine girdim merdivenleri koşarak çıktım ve bi anda kafamı biryere çarptım, bir insan bedeniydi, utanç içerisinde kafamı kaldırıp baktığımda 1.80 boylarında bir çocuktu, bana beni öldürecek gibi bakıyordu, korkmadım değil aslında, başımı iki yana sallayıp kendime geldim ve
"çok özür dilerim, derse geç kalmamak için koştum, seni görmedim" dediğimde daha da sinirle baktı bana, daha sonra da beni baştan aşağıya süzerek
" kör olman ve beyinsiz olman dışında güzel kızsın" deyince bu seferde ben ona sinirle baktım sonra da beni itip gitti, neydi bu şimdi, kendini cool falan mı sanıyor, ıhh çıldıracağım bide böyle insanlarla uğraşacağım bu okulda, lanet olsun, düşüncelerden sıyrılıp saate baktığımda 09.05'idi ve tam 09.00 da öğretmenler sınıfa giriyordu, geç kalmıştım, koşar adımlarla sınıfın önüne geldim ve kapıyı çaldım, hocadan 'Gir' kelimesini duymadan içeriye girdim
"kusura bakmayın hocam geç kaldım" dediğimde kafasını sallayıp
"sen yeni öğrencimiz olmalısın, kendini tanıt ve boş bir yere otur" dediğinde kafamı sallayıp kendimi tanıtmaya başladım
"Ben Duru, Duru Karasoy" dediğimde bütün gözler bana döndü, babam ve annemden dolayı soy adım tanınıyordu, bu beni rahatsız ediyordu açıkcası, hocaya baktığımda başını sallayıp eliyle sırama geçmemi söyledi, en ön sıra boştu o yüzden oraya oturdum, kitaplarımı çıkarıp önüme koydum, ders Edebiyattı, hoca dersi anlatırken kapı açıldı ve içeriye sabahki çarpıştığım çocuk girdi, arkasında da 2 kız 4 erkek daha vardı, kimdi bunlar? Çok merak ediyordum bunların kim olduğunu, ama nasıl öğrenecektim, çocuktan gözlerimi çekip tahtaya baktım, hocadan özür dilemeden geçtiler oturdular sıraya, o çocuk da bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı
"ön sıralar zekilerin sırası, kalk bence ordan" diyince sırıttım ve
"o yüzden mi ön sıralarda oturmuyorsun" dediğimde bana baktı, siniri gözlerinden okunuyordu, korktum çünkü korkunçtu, o sırasına gitti bende önüme döndüm, neydi bu şimdi, ilk günden neden kendime düşman edindim ki?
Tenefüs zili çalınca yanıma bir kız geldi ve elini uzattı
"Merhaba, ben Eftal, senin de adın Duruydu sanırım" dediğinde elini sıkıp başımı salladım "bence biz çok güzel arkadaş olacağız seninle" dediğinde gülümsedim
"inşallah öyle olur" dedim, sonra da "şu arkadaki çocuk kim" dedim sessiz bir şekikde, oda kulağıma yaklaşıp
"O" dedi, arkadaki çocuğa bakarak "Şahist, ondan hatta onlardan uzak durmanı tavsiye ederim" dedi ve tekrar kulağıma yaklaşarak "pek tekin insanlar değiller" dedi, şu an çok merak ettim, ne gibi bir kötü yanları olabilir ki?
"neden? İyi insanlara benziyorlar" yalan, kendi dediğime kendim bile inanmadım çok korkunçlar hele o Şahist,aşırı korkunç, bana sanki öldürecekmiş gibi bakıyor resmen
"zamanla anlarsın, bütün çevrem onalardan uzak durmamı söylüyor, tekinsiz insanlarmış, yani tiplerinden de belli zaten, bu okulda da burslu okuyorlar, gerçi buna burs demeyelim de birilerinin torpili diyelim" hmm torpil demek, neyse anlarız.
Sınıfta göz gezdirince bir çocuğun bana baktığını gördüm, benim baktığımı fark edince gülümsedi ve başıyla selam verdi, ona anlamsızca baktım ve önüme döndüm, sonrada yanıma gelip Eftali sıradan kaldırıp oturdu
"merhaba güzellik, ben Pars" dediğinde yapmacık bir gülümsemeyle
"Duru" dedim, oda gülümseyip
"Çok Saf ve Duru bir güzelliğin var" dedi, bizim sınıfının çapkını da bu çocukmuş anlaşılan, gözlerimi devirip çıktım sınıftan ve kantine indim, meyveli soda ve salamlı tost alıp bir masaya oturdum, telefonumu elime alıp instagramda dolanırken masa çekildi ve yanıma Şahist oturdu, ona bakıp başımı 'Ne Var' anlamında salladım, oda bana yaklaşıp
"Burası bizim masamız, kalkarsan sevinirim" dedi, ya bu neden sürekli bana yaklaşıp konuşuyor, anlamıyorum, bir dakika bir dakika burası bizim masamız mı dedi
"nerden senin masan oluyor, burdaki her masa okulun masasıdır" dedim, oda gülüp bana bakmaya başladı, sonra Pars bana bağırıp
"Durucum gel sen bu masaya, bizimle otur" dediğinde başımı sallayıp kalktım masadan, tam toparlanıp gidecekken kolumdan tutup beni sanldayeye geri oturttu, gözümün içine bakıp
"Burada Duracaksın" dedi, dengesiz ya daha yeni kendi burası bizim masamız dedi, şimdi burada duracaksın diyor, şizofren, yüzüne anlamsızca bakarken yanımıza onun arkadaşları geldi, kızın biri beni süzdü ve sinirle gülüp
"Şahist, bu kızın bu masada ne işi var?, hani bizden olmayanlar bu masaya oturamazdı" dedi, Şahist önce bana sonra da o kıza bakıp
"Merve sus otur, susmayacaksan da git" dedi, kız sinirle sandalyeyi yere fırlatıp gitti, diğer kız da peşinden gitti. Ben Şahiste anlamsızca bakakaldım, neydi bu şimdi.
***
Son derste bitince eşyalarımı toplayıp sınıftan çıktım, okulun bahçesine bakınca Şahist ve arkadaşları çıkışa doğru yürüyordu, Şahist gülerek arkasını döndü sonra da gözlerini kısıp baktı, bana mı bakıyordu böyle diye düşünürken omzumda bir el hissetim, ah Pars bu çocuk neden bu kadar yapışkan anlamıyorum ki"Selam Duru" dediğinde, yalandan da olsa gülümseyip
"selam" dedim, sonra da önüme geçip
"işin yoksa bu gün birşeyler yapalım mı?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım
"bu gün çok yoruldum, ilk günün yorgunluğu sanırım, o yüzden eve gidip dinleneceğim" dediğimde başını olumlu anlamda sallayıp
"neyse başka zamana artık" dediğinde başımı salladım "istersen evine bırakabilirim seni" dediğinde gülümsedim
"teşekkür ederim ama şoförümüz almaya gelmiş, eve şoförle döneceğim" dedim oda başını sallayıp gitti, ah çok yapışkan bir çocuk sinir oluyorum şuna, bu arada Şahist biz konuşurken gözlerini bizden çekmedi, Pars yanımdan gidince de okuldan çıkıp gitti. Ali abinin yanına gidip bindim arabaya, sonra da evin yolunu tuttuk, eve gelince de hemen odama koştum, çok yorulmuşum, kıyafetimi değiştirip, aşağıya indim, annemler bu gün iş yemeğinde oldukları için yemeğimi tek başıma yiyecektim, mutfağa girip
"Hacer abla annemler yok ya tek başıma yemek yemesem de sizinle beraber yesem olur mu?" dediğimde Hacer abla gülümseyip
"olur kuzum, zaten yemek hazır sadece tabakları götüreceğiz" dedi ve masayı hazırlamaya başladılar, sofra hazır olunca hep beraber oturduk ve yemeye başladık. Hacer Abla "ee kuzum okul nasıl geçti, alışabildin mi?" diye sorunca gülmeye başladım oda gülüp " Ne oldu kuzum"dedi
"ay abla okuldakiler çok değişik insanlar, hele biri var tam manyak" dediğimde beraber güldük, okulda yaşadıklarımı anlattıktan sonra uykum geldiğini hissedip, odama çıktım ve pijamalarımı giyip uyudum...