Barış duş alırken ben de onun telefonunu kurcalamaya devam ediyordum. Kavga ettikleri kısımlar favorilerim arasındaydı. Barış'ın sevmediği belliydi aslında ya da sadece öfke probleminden sürekli tersti Aycan'a karşı. Üstümde hissetiğim ağırlıkla gülümsedim. Telefonu bırakıp Barış'ı sardım. "Tertemiz bir Baroska." "Telefona öyle dalmışsın ki gözün beni bile görmüyor." "Özür dilerim." "Dileme beni sev biraz. İlgi istiyorum Nisa." Gülüp saçlarını okşamaya başladım. "Özledim senin böyle saçlarımı okşamanı." "Kimse ilgilenmedi mi benim Barış'ımla?"
"Hayır ben seni istedim sadece." "Öyle mi yerim ben seni o zaman." "Yedin beni sen biraz önce Nisa'm." Yanaklarım kızarırken Barış'ın yanaklarını ısırdım. "Şunları şöyle söyleme utanıyorum." Barış bedenimi kavrarken anlamadığım bir hızda yerlerimiz değişmişti. Barış kollarını belime dolarken gülümsedim. "Bu dünyanın en şanslı eşyalarından biri battaniyen olabilir. Buradan çok daha hoş gözüküyorsun Barış." "Öyle mi?" "Öyle tabii." Telefonumun sesi yankılanırken ofladım. Barış'ın üzerinden kalkıp telefonu açmaya gittim. Lale'nin aradığını görünce gülümsedim. Telefonu açtığımda yüzümde saçma bir gülümseme vardı.
"Nasılsın Niso'm?" "Bomba gibiyim. Harikayım. Hiç bu kadar iyi olmamıştım." "Noluyorsun kız? Geleyim mi yanına konuşur muyuz?" "Bugün gelmene gerek yok." Barış'ın kollarını bedenimde hissedince gülümsedim. "Nisa ne oluyor acaba?" "Barış geldi." Lale adeta çığlık atarken Barış'ın güldüğünü hissedince utanmıştım. Barış boynuma minik bir öpücük kondurduktan sonra benden uzaklaşmıştı. "Barış geldi de ben bu kadar yükselmedim Lale sakin." "Ay pardon yükseldim bir anda. Ne yapıyorsunuz bakayım?" "Kahvaltı yaptık ne yapacağız?" Yanaklarım kızarırken derin bir nefes aldım. "Anladım ben utanma."
"Lale ya... Konuşma şöyle. Zaten Barış duyacak diye utanıyorum şuan." "Ha yaparken sıkıntı yok benle konuşurken mi utanıyorsun?" "O zaman yalnız oluyoruz La... Ya ne diyorum ben yine neyse kapat hadi." "İyi tamam kapattım. İyi eğlenceler size." "Görüşürüz." Telefonu kapattıktan sonra derin bir kaç nefes aldım. Barış yeniden yanıma gelirken bir kaç öpücük bırakmıştı yanağıma. Gülümseyip Barış'a döndüm ben de. "Senin geldiğini bilmiyordu ya geleyim mi diye aramış." "Anladım onu. Sen de benimle yalnız kalmak istedin." "E yani öyle istedim."
Barış beni kendine çekerken gözlerinin içine bakıp gülümsedim. "Sana olan özlemim bir gram bile geçmedi Nisa." "Benim de." "Ne yapsak biz? Şöyle sımsıkı sarılsak mı?" Barış beni sıkıca sararken kokusunu bol bol içime çektim. "Ya da doya doya öpsek birbirimizi?" Barış bana bakarken dudaklarımızı birleştirmişti. Ensesine ellerimi dolarken aramızdaki mesafeyi daha da azaltmıştık. Bir süre sonra birbirimizden uzaklaştık. Barış başını boynuma gömerken saçlarını okşadım. "Bana yetmedi ki Barış." "Bence bizim zamana ihtiyacımız var Nis. Ben özleminden kafayı yemek üzereyim."
Barış'ın dudağına upuzun bir öpücük bıraktım. "O kadar tuhaf ki her şey. Şu saatte yemek getirirler bu saatte öğlen yemeği aman biri görür aman biri duyar hiçbirinin korkusu yok artık üzerimizde. Çok tuhaf yeni bir hikâyeye başladık sanki." "İçinde sen varsan her hikâye güzeldir Nisa." "Yanımda da sen olursan tabii." Barış'ın dudağına uzun bir öpücük daha kondurdum. "Çok seviyorum seni, çok özledim..." "O bir ay neler çektim biliyor musun Nisa? Keşke gelseydin..." "Ama çok korktum. Bizi istemesen ne yapardım ben?" "Sensiz yapamam ben."
"Yapama zaten çünkü seni bırakmam." "Bırakma beni."1 Hafta Sonra Nisa'nın Ağzından ||
Bugün Barış'la Berkan'ı tanıştıracaktık nihayet. Berkan iyice abi moduna girmişti ve bugün ne olacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Tek bildiğim sorunsuz bir şekilde atlatmak istediğimdi. Biz Barış'la beraber onun cafesinde daha doğrusu bizim cafemizde -bizim demediğim zaman Barış epey kızıyordu.- onların gelmesini bekliyorduk. Barış'ın yanağına bir öpücük kondurduğumda gülümsedi. "Sen bugün daha bir güzelsin." "Öyle miyim?" "Hıhı öylesin." "Biraz sonra arkadaşınla tanışacak ya korktu şimdi yumuşatıyor seni." Yusuf'a dönüp güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanfictionİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."