Bence bu kadın hakkında gereğinden fazla düşündüğü için rüyasına girdiğini düşündü. Rüyasında kendini o kadar fazla sıkmıştı ki uyandığında kan ter içindeydi. Ama ilk kez normal rüyalarından farklı bir rüya görmüştü. Yine de bu rüyası onu diğer rüyalarından çok daha fazla endişelendirmişti. Kendine çeki düzen vermeye karar verdi. Banyoya girdi. Aynaya baktığında ne kadar çok şeyin değiştiğini düşündü. Normal bir askerden, bir canavara ve şimdi de tekrar normal birine dönüşmeye çalışıyordu. Gençken saçlarının gereğinden fazla uzamasından nefret ederdi. Ama şimdi saçları omuzlarının aşağısındaydı. Bir asker bu kadar sakal bırakamazdı. Ama şimdi tam aksiydi. Normallikten görünüş olarakta uzaktı artık. Koluna baktı, eski kolundan nefret etse de alışmıştı. Ama şimdi bambaşka bir kolu vardı. Yüzüne soğuk su çarptığında biraz kendine gelmişti. Steve'in verdiği kıyafetleri alıp üstünü değiştirdi. Bucky eskiden o kadar çok karanlıktayda ki kıyafetleri bile siyahtı. Steve'in kıyafetlerini yadırgamıştı bu yüzden. Ama yeni hayatının ilk günüydü bugün. Kendini değiştirecekti.
Bir kaç dakika sonra Steve odasına geldi. Klasik motive ve destek verici konuşmalarını yaptı. Bucky bunları ezberlediğinden çoğunu dinlememişti bile. Bunu anlayan Steve kahkaha atmıştı.
+En azından dinliyor gibi rol yap Buck.
-Efendim?
+Aklın nerede yine? Gençliğimizde de hep böyle yapardın.
-Üzgünüm, dalmışım demek isterdim ama demeyeceğim tabii ki Steve. Bu konuşmayı 100 yıldır yapıyoruz dostum. Artık tuhaf kaçıyor.
+Wow, espiri yapacak kadar yeni çağa ayak uyduruyorsun. Başta hiçbir şeyden anlamıyordum ben. Sen iyi idare ediyorsun. Natasha bir espiri yaptığında tuhaf tuhaf bakıyordum... Tanrım utanç verici olduğunu şimdi farkettim.
-Konu yine değerli arkadaşına geldi.
+Bucky, ona karşı antipatin olmadığını biliyorum. Ama ondan rahatsız olman içinde bir sebep yok. O gerçekten harika biri. Tanıyınca çok fazla seveceğinden eminim. Hem sana çok iyi davrandığını biliyorum. O kimseyi hatalarına göre yargılayan biri değil. O yüzden o sana bir şans verdiyse, bence sen de ona vermelisin.
-Gerçekten etraftaki herkes onun hakkında uzun uzun konuşmayı seviyor olmalı. Herkesin ağzından Natasha ismini duyuyorum.
+Çünkü yaptığı şey, herkesin kolay kolay yapabileceği bir şey değil Buck.
-Ne yaptı ki?
+Çok büyük bir kahramanlık yaptı. Ama bu konuya sonra geleceğim. Seninle konuşmak istediğim bir konu var. Bunu sadece sana ve Natasha'ya söyleyeceğim. O yüzden ben bunu yapana kadar kimseye söylememeni istiyorum.
-Ah Tanrım, yine bir aptallık yapacaksın.
+Ha ha. Her neyse, bir kaç gün sonra Bruce portalı tamir edecek. Ben de taşları aldığımız ana geri götürmekle yükümlüyüm. Ama ya geri gelmezsem?
-Steve, Tanrılarla savaşıyorsunuz. Zamanda yolculuk yaparken öleceğini sanmam.
+Ölmekten bahsetmiyorum Bucky. Geçmişte yaşamaktan söz ediyorum. Peggy ile kendime bir hayat kurup, hayatımı yaşayabilirim. Natasha'ya söz vermiştim. Savaş biterse hayatımı yaşayacağım diye. Yaşamak istediğim hayat bu Bucky.
-Senin adına mutluyum dostum. Ne yaparsan yap, arkandayım emin olabilirsin.
+Biliyorum Buck. Bu yüzden ilk sana anlattım. Kimseye bahsetme, özellikle Sam'e.
-Nasıl istersen ama sizin şu meşhur Natasha'yı da uyar istersen. Baya popüler çünkü birine söylemesi herkesin öğreneceği anlamına gelir.
+Hadi ama Bucky. O bir ajan, ondan iyi kimse sır tutamaz. İnan bana güvenebilinecek nadir insanlardan.Bucky, Steve cevap olarak sadece omuzlarını sikti. Çünkü daha fazla bu kadın hakkında konuşmak istemiyordu. Rüyasından dolayı çok gergindi. Eğer kadın onu tanıyorsa, kadına fazla yaklaşmadan bunu öğrenmeliydi. Ama bu daha sonra düşüneceği bir konuydu. Şuan en önemli konu en yakın dostunu kaybedecek olmasıydı. O olmadan bu dünyaya alışabilir miydi bilmiyordu. Üzülüyordu ama onun adına mutluydu. En az kendisi kadar o da çok şey yaşamıştı. Ona bunu yapma demek bencillik olurdu. Bu yüzden sonuna kadar destekleyecekti.
Natasha'da, Bucky gibi içi burkulsa da Steve'in kararına sonuna kadar saygı duymuş ve desteklemişti. Steve ondan da hayatını yaşamasını istemişti. Yaşamasını beklediği hayatın içinde aşk olduğunu çok iyi biliyordu. Bruce'la çok istese de işler iyi gitmemişti. Geçmişte de kimseye söylemediği darbeleri vardı aşk konusunda. Bu yüzden bu defteri açmadan kapatmıştı. Şimdi açmaya niyeti veya cesareti var mı bilmiyordu. Çünkü aşk veya bağlılık Natasha'ya göre zaaftı. Ve bu zaaftan çok kolay yenilgiye uğrayabilirdi. Steve evet dese de içten içe Clint ya da Tony gibi bir hayat yaşayacağını sanmıyordu. Biriyle birlikte düzenli bir ilişki fikri cazip geliyordu ama sonra artılar eksilerin altında kalıyordu. Bu yüzden hep vazgeçti bu fikirden. Hayatı savaşarak ve kendi olmaya çalışarak geçmişti. Şimdi ikisininde üstünden gelmişti, neden kendine engel olacaktı ki? Yine de etrafında ilgisini çekecek birini göremiyordu. Hepsi evliydi ya da ilişkiye sahipti neredeyse. Eğer hayatını yaşayacağı biri varsa Tanrı'dan buna dair bir işaret istedi. Sonra yaptığı şeyin ne kadar ergence olduğuna güldü. Ama buna hazır hissediyordu bunu saklayamazdı. Bunları düşünürken odasından mutfağa gitmek üzere çıkacaktı ki tam odasının kapısını açtığında Bucky, Natasha'nın kapısına tıklatmak için elini kaldırmıştı. Natasha'nın beklediği işaret habersizce tam karşısında duruyordu. Nat ufak bir şok yaşadı çünkü Bucky, herkese olduğu gibi ona da soğuktu. Bucky, tam lafa girecekken dışarıdan tuhaf bir ses geldi. İkisi de dikkatlerini sesin geldiği yere çevirdi. Natasha korkuyla camın önünden geri çekildi.