Barış'ın Ağzından Devam ||
Tatlılarımızı yedikten sonra Nisa'ya bakıp gülümsedim. "Yürüyüşe çıkalım mı Nis?" "İstemiyorum bebek yorulur hem." Kollarımı bedenine dolayıp ona baktım. "Dikkatli oluruz. Hem senin bacaklarına iyi geliyordu." "İstemiyorum." "Tamam birtanem madem istemiyorsun gitmeyiz o zaman." "Barış..." "Söyle güzelim." "Ben kahve içmek istiyorum." "Kahve mi?" "Hıhı." "Ama... Çay içsek?" Başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Nisa'm ama..." "Biliyorum bebek içemez çünkü o bunun için küçük ve zarar görebilir. Ben de anne olduğum için ona göre hareket etmek zorundayım."
Yüzü düşerken burukça gülümsedim. "Tamam iç bakalım ama çok az." "İki yudum alsam bile yeter. Çok istiyorum." Ona sıkıca sarıldım ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. "Az ama bak söz verdin." "Az." Kahve hazırlarken onu izleyip burukça gülümsedim. Ne yapacağımı bilmiyordum bile. Kahveyi hazırladıktan sonra yanıma geldi. "Barış çok güzel kokmuyor mu ama?" Kokusunu içine çekerken gülümsedi. Ben de ona gülümsedim tabii. Bir iki yudum içtikten sonra bardağı bana uzattı. "Sen içebilirsin bak söz verdiğim gibi az içtim." Nisa'nın yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "O minicik olduğu için onu da düşünmemiz gerek. Amacım seni kısıtlamak değil Nisa'm. Biliyorsun değil mi?"
Karnına bakarken yutkunmuştu. Eli karnına giderken derin bir nefes aldı. "Biz birbirimizi sevmiyoruz galiba." "Ben öyle düşünmüyorum ama. Bence o sana çok hayran. Baksana seni sevmese sana böylesine sıkı sarılır mı hiç?" "O seni seviyor, ilgi görmeyi seviyor sadece. Ben onu sevmiyorum." Nisa'nın dudağına uzun bir öpücük kondurdum. "Bence seni de seviyor." Karnına bakarken gülümsemişti. "Seviyor mu?" Onu başımla onayladığımda kocaman gülümsemişti. Karnını okşarken onu biraz kendi halinde bıraktım. Şuan üzerine gitmek istemiyordum. Bana verdiği kahveyi içerken onu izliyordum.
Karnını izledi bir süre. Sonra göz ucuyla bana bakarken bakışlarımı çektim ondan. O da yeniden karnına dönmüştü. Yeniden onu izlemeye başladım. Karnını okşadı bir süre. Yüzünde minik bir gülümseme oluşmuştu. Karnını o şekilde bir süre sevdi. Sonra bana baktığında yüzündeki gülümsemeyi silip elini karnından çekti. Neden bunu yaptığı hakkında bir fikrim yoktu. Yanıma gelip bana sarılmıştı. "Ben seni seviyorum Baroska." "Ben de seni seviyorum Nis." Elim karnına gidecekken vazgeçip beline doladım. Bana gülümsemişti. "Bugün onu sevme tamam mı? O cezalı." "Neden cezalı acaba?" Omuz silkerken ona baktım.
"Cezalı işte. Sevme onu, beni sev." "Ben sana kurban olurum seni her türlü severim de konuşalım mı biraz?" Beni başıyla onaylarken beraber koltuğa oturmuştuk. Ellerini tuttuğumda gülümsedi. Yanağını okşayıp bir öpücük kondurdum. "Anlat bana." "Neyi anlatayım?" Derin bir nefes alıp gözlerine baktım. "Ona neden canavar dediğini mesela?" "Şşş. Öyle deme bebeğimize. Sen dersen üzülür gider." "Zaten gitsin istemiyor musun?" "Sen kalsın istiyorsun ama." "Onu sevdiğini biliyorum Nisa. Neden böyle yapıyorsun güzelim?" "Çünkü o bir canavar. O beni üzmek istiyor. Ben de onu üzmek istiyorum. Ceza verdim bugün ona. Neden biliyor musun?"
Başımı iki yana salladığımda bana baktı. "Çünkü ona sevgi göstersem de düzelmedi. Ve sen bana demiştin ki kötü bir şey yaparsan cezalandırılman gerekir." Yüzümü ellerimle kapatıp derin bir kaç nefes aldım. Sakin olduğuma emin olunca Nisa'ya döndüm. "Sen de bana bunun yanlış olduğunu söyledin. Nisa biz de babam gibi yaparsak asıl canavar biz olmaz mıyız birtanem?" Nisa bana bakıp uzun bir süre düşünmüştü. "Haklısın. O zaman cezalı değil ama sen yine de sevme onu olur mu? Bugün beni sev. Sonra yeniden onu seversin." "Ben ikinizi de seviyorum Nisa." Bana bakarken uzun bir süre düşüncelere daldı.
"Hep seviyor musun yani beni?" "Elbette seviyorum seni." "Her zaman ama? Onu severken bile." "Her zaman seviyorum. Bebeğimizi severken de onunla ilgilenirken de. Her zaman sen en kıymetlisin." "En kıymetlin benim yani." "Elbette sensin birtanem." Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle beni sardığında ben de sıkıca sarıldım ona. Benden uzaklaşırken yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Gözlerinin içine bakıp gülümsedim. Ellerini tutup birer öpücük kondurdum. "Sen yalnız hissediyorsun değil mi?" Beni başıyla onaylarken yanağına bir öpücük kondurdum. "Ama değilsin ben varım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECZUP
Fanfictionİki hasta ruh birbirinde tedavi olabilir miydi? Kim bilir belki de her şeyin ilacı bazen zaman değil, seni sevecek bir kişidir. "Bu iyiydi işte. Seninle eğleneceğiz biz bundan eminim artık." "Burada fazla kalacağımı zannetmiyorum."