Bölüm 7

311 16 7
                                    


Gençliğimi, en güzel yıllarımı sana adıyorum var mı daha ötesi?

Gecenin bilmem kaçı, gözlerimi açtım birden gelmedi rüyama. Uykumda bekledim ben onu ama gelmedi. Bu evde sadece rüyalarımda huzurluyken o da zehir oldu bu gün.

'Neden gelmedin rüyalarıma misafirim. Misafir dedim diye kırılma sakın o rüyalarım benden çok senin.  Çok bekledim seni nolur gel. Gerçek hayatta göremiyorum bari rüyamda göreyim gel.'

Saatte baktım gecenin üç buçuğu ağladım. Çünkü onun için o kadar mutlu mutlu uyuyordum ben. Uyuyamıyorum da çünkü yine gelmezse rüyama diye çok korkuyorum.
Onu görememek sesini duyamamak fikri öldürüyor beni. Canımı yakıyor.

Bu adamı  bu kadar zihnimde tutmak beklemek ne bilmiyorum. Aklımdan da çıkaramıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse aklımdan gitsin de istemiyorum.  Bu sevgi mi Özlem mi yoksa bir amaca tutunmak mı bilmiyorum ama benim ümidim Allah'ın onu kaderime yazması. Gerisi mühim değil. Bulurum ben onu koskoca dünyada onu arar bulurum. Tüm ömrümü gençliğimi  onu bulmak için harcayabilirim.

Bir yerde okumuştum insan beyni gördüğü yüzleri hiç unutmazmış ve rüyalarda tekrar onu görebilirmiş peki ben bu yabancıyı bir yerlerde görmüş olabilir miyim diye düşünüyorum ama mümkün değil. Onu görsem eminim ki arkasından koşar yine de bir bilgi edinirdim onun hakkında.

Çok garip rüyamda gördüğüm ama yüzünü bile görmediğim bir adam için ağlıyorum.  Kaderdir belki de bu.  Ama kader diyip bırakmayacağım bulacağım onu. 

Onu düşüne düşüne sabahı ettim. Bundan asla şikayetçi değilim aksine onu düşünmek benim için bir ibadet gibi olmuştu hani insan ibadet edince içi huzur dolar ya bende öyleyim onu düşününce.
Gün doğmuş, etraf aydınlamıştı bir an aklımdan bahçeye çıkıp toprak kokusunu içime çekmek geçti ama tabiki de  bahçe kapıları kapalıydı hatta belki tuvalet hariç tüm kapıları bile kilitlemiş olabilir Metehan.  Neyse bunlara da takmayacağım mutluyum bu sabah onunla sabahı ettim daha ne olsun?   
İçimde küçücük bir umut kırıntısı peydah oldu belki de bahçe kapılarını kapatmamışlardır. Belki de bu gün Metehan'ın  insaflı günüdür.

Merdivenlere yöneldim aşağı indim son basamakta bu umudum toz oldu çünkü salonda bile iki tane adam vardı. Adamların ikiside bana döndüler ve yanıma koşarak geldiler
"Hayır yani siz beni sihirli falan mı zannediyorsunuz heryer kilitli iki tane iki metre adam var burada ama ben kaçacağım öyle mi" kahkaha attım çok komikti çünkü " cesurum falan da salak değilim kusura bakmayın"
Şimdi bunlar nereye o zaman falan diye soracaklar sinir edeceklerdi beni onlar sormadan mutfağa yöneldim. Bardağa su dolduruyordum ki sinir bozan bir sırıtma ile "yenge erkenden kalktın Metehan beye kahvaltı mı hazırlayacaksın yoksa?" Hala gülüyordu eminim ki bunu bilerek soruyordu "Metehan beyinizi zombiler yesin tamam mı " bardağa su doldurmaya devam ettim.

Odama gelip yere kadar uzanan camın dibine oturdum. Aşağı baktım ki baya yüksekteymiş bu oda bu da kaçamamam içindi kesin.

Acaba o napıyordu uyuyor muydu? Rüya görüyor muydu şu an? Onun da rüyalarına giren birileri varmıydı?(bunu aklımın ucundan geçirmek bile kalbimi sızlattı nefes alamadım bi an) hani derler ya birisi için dua ettiğinde o kişinin aklına gelirmişsin diye acaba aklına geliyor muyum. Yine kalbim sıkıştı allahım nolur onun aklına bu şekilde gelmeyim belki o da beni bulmak ister buralara gelir. Gelmesin zarar gelir ona buralarda ben bulurum onu ama o gelmesin canını acıtırlar buralarda bana uzun ömürler ver ve züleyha'nın sabrından ver o da araya araya Hz. Yusuf'u buluyordu onun sabrından ver bana.

GÖLGENDE ÖZGÜRLÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin