39.Bölüm

1.2K 107 264
                                    

Eve geldiğimizde eşyaları bir kenara bırakıp yatak odasına gittik. Nisa direkt yazlık kıyafetlerine bürünürken üzerine bir hırka giydirdim. "Hasta olursan üzülürüm ama ben. Hırkanı çıkartma olur mu?" Beni başıyla onaylarken gülümsedim ve yanağına uzun bir öpücük kondurdum. Ben üzerimi değiştirirken Nisa da mutfağa gitmişti. Ben geldiğimde ise oturup turşu yiyordu. Ama öyle tatlı gözüküyordu ki gidip ben de onu yiyebilirdim şuan. Yanına oturup yanağına bir öpücük kondurdum. "Barış bu çok güzel." "Çok mu güzel?" "Hıhı."

Bana da yedirirken güldüm. "Çok güzelmiş değil mi?" "Öyleymiş sevgilim. Ama sen yine de çok yüklenme istersen. Bebeğimiz obur olduğu için yiyorsun farkındayım ama midene dokunacak bu kez." "Bence bebeğimiz mutlu olsun biraz." "Sen de sağlıklı ol ama." Yanağına minik bir öpücük kondurduğumda aldığımız diğer şeyleri yerleştirmeye başladım. "Nis." "Söyle birtanem." Turşularla ilgilenirken güldüm. "Sen resim çizmeyi seviyorsun ya hani acaba diyorum kullanmadığımız odalardan birini sana mı ayarlasak? Böyle atölye gibi. İster misin?"

Nisa bana bakarken hemen yanıma gelmişti. "Gerçekten mi?" Gözleri öyle ışıldamıştı ki... "Gerçekten tabii." Elimdekileri bırakıp Nisa'nın belini sardım. Dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Yaa çok mutlu olurum Barış." "Bu kadar mutlu olacaksan sana gerçek bir atölye alabiliriz." Nisa gülerken ona baktım. "Ciddiyim Nisa, alabiliriz." "Yok evimizde bir odada olsa yeter bana. Ama böyle ışığı güzel bir yer olmalı." "Ben biliyorum neresi olacağını. Hani şu bahçe tarafında var ya küçük bir oda. Ama orası küçük dersen..." "Hayır. Orası tam hayalimdeki gibi. Ne zaman yaparız peki? Bebek doğduktan sonra mı?" "O kadar beklemeye gerek yok bence. Bugün yoruldun artık ama yarın kendini iyi hissedersen gerekli şeyleri alırız. Boyasını falan da yenileriz, ne istersen..."

Yanağıma kocaman bir öpücük kondurmuştu. "Sen mükemmel bir eşsin. Ama bana bir şeyler aldığın için değil neyi sevdiğimi bilip onlarla ilgili bana fırsatlar sunduğun için." Nisa'nın boynuna minik bir öpücük kondurdum ve kokusunu içime çektim. "Şu gülen yüzün için her şeyi yaparım ben." "Barış." "Söyle güzeller güzelim." "Bir insanın canı neden cif ister?" "Cif mi?" "Hıhı. Onu koklamak istiyorum şuan." "Nisa... Tamam kokla da yani yemene izin veremem biliyorsun değil mi?" "Yok onu yersem ölürüz zaten. Ama böyle mis gibi... Yaa Barış nereye koyduk ki biz onu?"

Nisa ciddi ciddi cif aramak için giderken peşinden gittim ben de. Bulduğunda yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Yanına gittim hemen. Korkuyordum şimdi tadına bakayım falan derse diye. Ama sadece koklamakla yetindi. Bana da uzatırken yüzümü ekşittim. "Tamam yeterli bence, başını döndürür o artık." Elinden alıp onu yüksek bir yere bıraktığımda dudağını büzüp bana bakmıştı. "Ama çok güzel kokuyordu o." "Ama başın dönecek birtanem. Gel biz seninle daha normal şeyler aşermen konusunda anlaşalım." "Ama çok güzel kokuyordu." "Ama yapma kıyamam sana şuan."

"Barış tadı da güzel midir?" Başımı iki yana sallayıp Nisa'yı omzuma attım. "Gidiyoruz buradan burası tehlikeli oluyor artık." "Sırtın çok güzelmiş bu aralar hiç yakından bakmamışım ona." Nisa'yı koltuğa bırakırken bana baktı. "Niye öyle bakıyorsun kızdın mı bana?" "Sırtına bakmak istiyorum. Üzerini çıkar." "O nereden çıktı şimdi?" "Bakmak istiyorum. Bakmayayım mı?" Ona bir şey demeden üzerimi çıkardığımda sırtımı döndüm ona. "Çok güzel çok." Ben gülerken o da sırtımla uğraşıyordu. "Burada minik bir yara izi var. Ama bak Barış tam burası kusursuz." Elleri tenimde gezinirken nefesimi tutmuştum.

Kolları belimi sararken boynuma bir öpücük bırakmıştı. "Tamam hadi üzerini giy üşütme. Hatta ver ben giydireceğim." Elimden kazağımı alırken bana giydirmişti hemen. Saçlarımı düzeltirken gülümsedim. "Kediciğim benim. Şöyle şeker şeker bakıyorsun ya yeniden aşık oluyorum sana ben." Nisa'yı sımsıkı sardığımda derin bir kaç nefes aldım. Ağlamak yok Barış saçmalama. "Seni seviyorum ve kendini bu kadar yalnız hissetiğin için üzgünüm. Bütün gün yanında olmama rağmen buna engel olamadım." "Öyle düşünme ya. Bak şimdi bana." Ona baktığımda dudağıma uzun bir öpücük kondurmuştu.

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin