Sır Açığa Çıktı

542 33 7
                                    

Evveet yeni bir bölümle merhabalar bölümler kısa bunun farkındayım o yüzden fazla bölüm atmaya çalışıyorum sizleri çok seviyorum.


Sabah odanın kapısına vurulan yumruklarla uyanmıştım. Normal bir şekilde kapıyı açacakken dün gece olanlar aklıma gelmişti. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Herkes burdaydı. "Mi Rae iyi misin güzelim?" Yoongi oppanın sesiyle kafamı ona çevirdim. İyi değilim demek gelse de içimden yavaşça başımı sallayıp merdivenlere yöneldim. Kolumda hissettiğim el ile kafamı arkaya çevirdim Jimin kolumu tutmuş bana bakıyordu. Gözlerinin içine bakıp kolumu sakince çekip merdivenlerden inmeye başladım. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Odama geçip saatlerce ağlamak istiyordum.

Mutfağa girdiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Sadece su alıp salona geçtim ve teki koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim. Yavaş yavaş suyumu içerken salonu inceliyordum. Gözümün önünde bir el sallanmaya başladı. "Mi Rae iyi misin? Hiç iyi görünmüyorsun. Neler oldu anlatacak mısın" Hoseok oppa benimle nazik bir şekilde konuşmaya çalışıyordu. İçimden çok şey demek geçiyordu ama kafamı hayır diyerek salladım ve konuşmayı reddettim. Jimin daha fazla dayanamamış olacak ki kolumdan tutup kaldırdı ve sinirle konuşmaya başladı. "Sana söylüyoruz Mi Rae cevap ver artık! Ne oldu!?" gözlerim dolmaya başlarken kendimi tutamadım. "Hiçbirinize güvenmiyorum!" ağzımdan çıkan laftan sonra herkesin gözünde bariz bir şekilde şaşkınlık vardı. Daha fazla devam etmedim. Üyelerin işin içinde olup olmadıklarını bilmiyordum ama onu da öğrenecektim. Her şeyi açığa çıkaracağım. Kolumu sakince çekip tekrar eski yerime oturdum ve kolumu dizlerime yaslayıp başımı da kollarıma yasladım.


Eğer üyeler de bu işin  içindeyse elbette ki onlarda o vara gideceklerdi. Veya telefonlarında bir ip ucu olacaktı. Aklıma izlediğim video geldi. Tekrar o bara gitmeliydim  o bilgisayarı iyice karıştırmam gerekiyordu. Kafamı kaldırdığımda bir çift gözle karşılaştım. Bal renginde bir gözle. Cihangir bana o kadar çok dikkatli bakıyordu ki sanki düşüncelerimi okuyor gibiydi. Gözlerimi kaçırdım ve o bara tekrar nasıl görebilirim diye düşündüm. "Ben hava alacağım" ayağa kalktım ve odama çıkmak için merdivenlere yöneldim. "Nereye gideceksin?" Jungkook çekinerek sormuştu bu soruyu. Derin bir nefes aldım. Omuz silktim. "Han nehrine gidebilirim." umursamazca cevap verdim ve hızla odama gidip dolabın karşısına geçtim. Siyah bir dar pantolon üstüne ise siyah askılı bir büstiyer giydim. Yanıma bir sırt çantası alacaktım içine cüzdanımı ve şarj aletimi koyup sırtıma taktım telefonumu elime alıp aşağıya indim ve kapının önündeki sehpanın orda duran anahtarları aldım. Ayakkabılarımı giyip hızla evden çıktım.

Hemen bara gitmedim biraz han nehrinin çevresinde dolaştım. Belki merak ederler ve beni takip ederler diye. Kimsenin olmadığına emin olunca bara geldim ve arabadan inip kapıya doğru yürümeye başladım. Bu sefer olay olmayacaktı. "İçeri giremezsiniz" kapıdaki güvenlikle göz göze geldim. Kozum hazırdı. "Hayır! İçeri girebilirim. Jimin beyin misafiriyim." ikisi de birbirlerine baktılar gözlerinde tereddüt vardı. Derin bir nefes aldım. "Pekâla beyler Jimin'i arayıp beni beklettiğinizi mi söylememi tercih edersiniz yoksa içeri geçmemi mi?" adam kafasını sallayıp kenara çekildi ve bende içeri girdim. Etrafa bakmadan hızlıca daha önce girdiğim odaya girdim. Masanın üstünde bilgisayar yoktu. Hızla oraya gittim ve çekmecelere bakmaya başladım. En alttaki çekmeceyi açınca bilgisayarın burada olduğunu gördüm. Onu masaya koyup sandalyeye oturdum ve bilgisayarın açılmasını bekledim. Şifre yoktu. Kimsenin buraya giremeyeceğini düşündükleri için şifre koymadılar diye düşündüm. Önceden izlediğim videoyu yanımda getirdiğim şarj aletinin kablosuyla telefonuma aktardım ve başka video var mı diye bakmaya başladım. Tam başka video yok diye pes edecekken gizli bir klasör gördüm. Oyun yazıyordu ama video vardı içinde. Hemen ona baktım içinde iki tane video vardı. Açıp izlemeye başladım.

Bir odanın içinde grup üyeleri vardı ve Cihangir. Masa vardı ortada, masanın üstünde ise silahlar. "Çocuklar hadi ama anı olsun diye video bile çekiyorum ve hepiniz susuyorsunuz." konuşan Tae'ydi videoyu da çeken kişiydi. Gözlerimi kapattım. Onlarda bu işin içindeydi. Bu videoyu da telefonuma attım ve diğer videoya geçtim ama o ilk baktığımın aynısıydı. Hızlıca bilgisayarı kapatıp yerine koydum ve barı terk ettim. Han nehrine gelip suyun kenarına yükseğe bir yere oturup düşünmeye başladım.

Onlar tehlikeli işler yapıyorlardı buna emindim. O videolardan daha fazlası olduklarını da biliyordum. Jimin devam ediyordu bu işe peki ya diğerleri? Onları bilemiyordum ben uyurken gidiyorlardı belki de. Kafam çok karışık. Ne yapacağımı bilemiyorum. Kime nasıl davranacağımı kime ne diyeceğimi. Belki de onlardan uzaklaşmak en iyisidir diye düşündüm ama bu fikri kafamdan hemen attım. Onları bırakamazdım. Onlara bir şey olmasını göze alamazdım. Bir yanım onları çok severken diğer yanım onlara bir o kadar kırgındı. Ben.. Ben onlara güvenmiştim. Kimse arkamdan iş çevirmez diyordum. Ama işler öyle yürümüyormuş. Her şeyi unutmak istermiş gibi kafamı sağa sola salladım. Eve gitmeliyim diye düşündüm. Eve gitmeliyim ve onlara bunun hesabını sormalıyım.

Eve geldiğimde saat 16:49 du. Zamanın nasıl akıp gittiğini unutmuştum. Üyelerle konuşacaktım. Çoğu salondaydı sadece Namjoon oppa, Jin oppa ve Cihangir yoktu. Onları da tek tek aşağıya çağırmak için yukarı çıktım. Namjoon oppanın kapısını çaldım ve içeri girdim. Şarkı sözü yazıyordu galiba. Beni görünce şaşırdı. "Mi Rae bir şey mi oldu?" kafamı salladım. "Sizinle konuşmam gerek salonda bekliyorum." dedim ve jin oppanın odasına yöneldim. Onun da kapısını çaldım ve içeri girdim. Canlı yayın açmış yemek yiyordu. Beni görünce yanına çağırdı ama gitmedim. "Sizinle önemli bir şey konuşacağım aşağıda bekliyorum" onun da cevap vermesini beklemeden odadan çıktım. Kendi odama gelip duraksadım. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Cihangir kendi yatağında uzanmış iki eli ensesinde gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu kapı sesi duyunca gözlerini açtı ve benim geldiğimi görünce doğrulup yanıma geldi. "İyi misin Gece?" benimle böyle konuşmasını sevmiyordum. Onun o adama nasıl vurduğunu görmüştüm. "Sizinle bir şey konuşacağım aşağıda bekliyorum" onun da cevap vermesini beklemeden çıkacakken kolumu tuttu ve kendine çevirdi bedenimi. Bir süre bal rengi gözleriyle yüzüme baktı sonra gözlerimde durdu uzunca bir süre. "Ne oldu sana?" öyle sakin söylemişti ki gözlerine bakmasanız her şey daha güzel olacak gibiydi. Sözleri sakindi ama gözleri... Sert bakıyordu. Bir adım geriledim. "Aşağıda bekliyorum." kolumu elinden kurtarıp hızlıca aşağıya indim. Herkes buradaydı  1 dakika içinde de Cihangir geldi.


Derin bir nefes aldım. Söze nasıl başlayacağımı bilmiyordum. "Her şeyi öğrendim." ağzımdan ilk bu çıkmıştı. Herkes kaşlarını çatmış neyden bahsettiğimi anlamaya çalışıyordu. Histerik bir gülüş çıktı ağzımdan. "Benden sakladığınız şeyi öğrendim." Hoseok oppa dayanamamış olacak ki söze atladı. "Neyi öğrendin Mi Rae?" gözlerinin içine baktım. Bu masum gibi duran adam nasıl olur da mafya olurdu?. "Videoları gördüm. Sizi gördüm, o adamlara yaptıklarınızı gördüm." Jimin anlamış olacak ki gözleri kocaman oldu. "Mi Rae s-sen nasıl?" güldüm. "Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz? Durun yanlış oldu bana söylemeyi düşünüyor muydunuz? Ben sizi ailem yerine koydum. Sizin için elimden gelen her şeyi yaptım. Size her şeyimi anlattım... Size güvendim ben." cevap vermelerine fırsat vermeden devam ettim. "Kartallar ha! Kartallar!"
"Mi Rae bizi dinlemelisin açıklama yapalım izin ver." Yoongi oppanın sözlerinden sonra sinirle gözlerimi kapattım. "Ben öğrendikten sonra açıklama yapmanın ne anlamı kalıyor!" daha fazla bu evde kalmak istemediğimi farkettiğimde kapının önündeki eşyalarımı alıp hızla evden çıktım ve arabayı evin arka sokağında bırakıp ters yönde yürümeye başladım. Çantamda ki maskeyi yüzüme geçirdim ve otel bulma umuduyla yürümeye devam ettim.

Yaklaşık bir saat sonunda bir otel bulabilmiştim. Bu gece burda kalsam yeterdi. Hemen bir oda tutup oraya çıktım. Telefonuma hiç bakmadım bile. Fevri davrandığımın farkdındayım fakat beni anlamalarını istedim. Yatağa yatıp ne yapacağıma karar vermek için düşünmeye başladım. Bir iki gün uzaklaşmam en iyisi olacaktı. Aklı başında kararlar vermek istiyorsam bunu yapmam gerekiyor. Sonra onlarla oturup konuşacaktım. Derin bir nefes alıp uyumaya çalıştım. Zaten gelen uykum bu isteği geri çevirmemiş ve kısa bir süre sonra uykuya dalmıştım...

Olaylar olaylar. Sizce Mi Rae onları affedecek mi? Yoksa başka olaylarda mı gelişecek? Bölüm hakkında ki fikirleriniz belirtirseniz çook sevinirim hepinizi kocaman öpüyorum 💕

Bu arada sınır koyacağım :(   25 beğeni gelirse yeni bölüm gelecek...

8.Üye mi? ~BTS~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin