-8- 🎮

5.4K 582 1.3K
                                    

|Abel Gyu|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Abel Gyu|

Yanağıma süzülen gözyaşlarımı silerek yerdeki bedeni dürtmeye devam ettim. Başını, dizlerimin üstüne yaslamıştım. Ellerim yanaklarına gitti.

"Felix... Uyan. Lütfen..."

Hareket etmeden öylece durması her saniye daha da korku salıyordu içime. Arkama dönüp Hana teyzenin oğlu Yoongi'ye baktım.

"Ambulansı aradın mı?"

"Aradım, ailesine ulaşmaya çalışıyorum şimdi."

Tekrar Felix'e döndüm. Neden aniden bayılmıştı bilmiyorum. Çöpü çıkarmak için kapıya çıkmasam belki de dakikalarca hatta saatlerce kimse onu fark etmeyecekti. Bayılmadan önce doğru düzgün nefes alamıyordu bile. Ne olmuştu? Dahası, neden benden özür dilemişti durduk yere?

Biraz sonra ambulans gelmiş ve Felix'i sedyeye almışlardı bedenini. Onunla kimin gideceğini sorduklarında ben öne atıldım. Başka kimse yoktu zaten. Hastaneye varana kadar Felix'in elini bırakmadım. İçimden bir ses bu hale gelmesinin sebebinin benimle ilgisi olduğunu söylüyordu. Bu yüzden kendimi bir tuhaf hissediyordum. Hastaneye vardığımızda Felix'i acile götürdüler. Ben ise koridordaki sandalyelerden birine oturup içimdeki sıkıntı ile göz yaşı dökmeye devam ettim. Elini bıraktığımda boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Berbat bir durumdu.

Hyunjin'e haber vermeliydim. Ama numarası bende yoktu. Ben de Lia'yı arayıp durumu anlattım ve Hyunjin ile birlikte gelmesini söyledim. O ikisi yakınlaştığından birbirlerine numaralarını vermiş olmalılardı. Onlar gelmeden önce Yoongi gelmişti. Ailesinden sadece abisine ulaşabilmiş. O da Avustralya'da olduğu için muhtemelen anca yarın gelebilirmiş.

Yoongi bana su alacağını söyleyip büfeye indi. O gittikten sonra telefonum çalmıştı. Min Ho'nun aradığını fark edince durumdan haberdar olduğunu düşündüm.

"Abel! İyi misin?"

"Ben iyiyim... Ama o..."

Sesim titrek çıkıyordu. Ve arada hıçkırıyordum. Cümlemin devamını bile getiremedim.

"Tamam bak sakin ol. Yoldayız, geliyoruz. Ağlama tamam mı? Felix de iyi olacaktır."

"Min Ho... Kalbini tutuyordu. Canı çok yanmış gibiydi. Ne yapacağımı bilmiyorum..."

"Sadece bekle, ağlama da. Az kaldı, şimdi oradayız."

"Hızlı olun..."

Aramayı sonlandırdıktan sonra telefonumu cebime koyup yanaklarımı sildim ve yüzüme yapışan saçlarımı geriye aldım. Yoongi gelmişti, suyun kapağını açıp bana uzattığında teşekkür ederek elinden aldım. Ben içerken yanıma oturdu sıkıntılı bir nefes vererek.

Ruminate | Lee Felix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin