Merhaba;
Herkese mutlu bir yıl diliyorum. İyi okumalar efendim :) Bakalım Toprak ne yapıyor.
Ben bu yıl aldığım kararlar neticesinde bir psikologla görüşmeye başladım. Önce bunu hiç kimseye söylemedim. Çünkü psikoloğa gitmek gibi zayıflık belirten şeyler saklanmalıdır diye düşünürdüm. Hala aynı şekilde düşünüyorum. Ama Gaye Bey benimle aynı fikirde değil. Saklamamı istemiyor. En azından kendime dürüst olmak için mutlaka kendi el yazımla bir şeyler yazmamı istedi. Tabii kendimle ilgili şeyler.
Aslında ben psikologa kesinlikle gitmezdim ama Vedat'ın yapmak istediği bir şey var. Aslında ben onun hayatında olmasam yarın yapacağı şeyi benim yüzümden yapmak istemiyormuş gibi davranıyor. Vedat koruyucu aile olmak istiyor. Hemde çok istiyor. Sık sık açıp nasıl koruyucu aile oldunduğunu inceliyor ve bence her bir maddeye bir tik atıyor. Oysa ben hala çocuklardan korkuyorum. Çocuklardan değil de bir çocuğun hayatını yaralamaktan korkuyorum. Aslında ona kalsa biz bir çocuk evlad edineli çok olmuştu ama benim yüzümden bu fikirden de uzak duruyor.
Ben psikologa gitmeden önce Vedat'a koruyucu aile olmak isteyip istemediğini sordum. Bana hiç vermemesi gereken bir yanıt verdi. Eger ben istersem o da isteyecekmiş. Oysa istemek böyle bir şey değil. Bu konuşmayı yaptıktan sonra uzun uzun düşündüm. Sonra Gaye Bey'den randevu aldım.
Gaye Bey'e göre ilişki kurmaktan kaçındığım her şeyle yüzleşmem gerekiyor. Bunu sağlıklı bir yoldan yapmak için ki o sağlıklı yol nedir ben bilmiyorum uğraşmıyorum. Annem ve babamla ikisi de öldüğü için artık yüzleşemem. Tutku ve Arda ise.... Yani kim o iki salakla görüşmek ister ki. Ben yüzleşmek istemediğim şeyler listesini böyle kapatmıştım ama bayağa inatçı ve tuttuğunu kopartan bir adamla evliyim.
Gaye Bey'in zoruyla yazdığım bu satırlarda halamlarla yediğimiz yılbaşı yemeğini anlatacağım. Çünkü o yemek benim için bir çağın başlangıcı ve bir çağın bitişi oldu.
Halamlarla yılbaşı yemeği yemek ancak Vedat gibi iflah olmaz bir romantiğin fikri olabilirdi. Ve böyle bir fikri ancak onun gibi başına iş açmayı seven, akıl sağlığını yitirmiş, delinin teki hayata geçirebilirdi. Yıllardır Türkiye'de yaşayan eniştelerim o gün hiç olmadığı kadar derinden Türkiye'de yaşadıklarını hissedeceklerinin farkında değillerdi. Geleneksel bir Türk ailesi ile ilk defa karşılaşacaklarını bile bilmiyorlardı. Kendillerine kadar Türkçe'leri ile Karagüle ailesi ile nasıl anlaşacaklarını da ben merak ediyordum.
Kalabalık olacağımız için yemek masası Vedat ve Vural tarafından büyük bir özenle terasa kuruldu. Mevsim normallerinden sıcak geçen günlerin ve Vedat'ın ısıtıcılarının harika bir yemek yememiz için yeterli olacağından eminlerdi.
Oysa halalarım muhtemelen evin içinde koşturan çocuklar ve onlar için haddinden fazla kalabalık ev ile şoka gireceklerdi. Vedat'ın ne diyerek onları bize gelmeye ikna ettiğini kesinlikle bilmiyordum. Halalarımı (-ki onlar Vedat'a göre onunda halalarıydı) almak için Verda'nın kocası gönüllü oldu. Ben olsam olmazdım ama sanki gelenler benim halalarım değilmiş gibi her şeyi Karagülle kardeşler organize etmişti. Ben yaklaşık yarım saattir önümdeki cacığı çırpmakla meşguldüm. Ve Verda Karagülle elini beline koyup cacığın başının döndüğünden dem vurmamıştı. Bütün bunların beni bir şeylerin yanlış gittiği konusunda uyarması gerekirdi ama Vedat masaların konumundan memnun kalarak yüzüne yapıştırdığı kocama gülümsemeyle bana doğru gelmeye başladı. Önümdeki cacığa ve yanımda duran boş soda şişesine baktı ve tekrar göz göze geldik. İşte bütün bunlar 17 yıl sonra hala kafamı karıştırmaya, sormam gereken soruları unutmama yetiyordu. Neyseki sadece kısa bir anlığına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans Meselesi (TAMAMLANDI)
RomanceGüzel bir banyonun zeminine yüz üstü düşen her insan gibi bende şans üzerine düşünmeye başladım. Beni buraya getirip, ayağımı kaydıran şeyin kader değilde şans olduğunan neredeyse eminim. Yanağımı mecburen dayadığım fayanslar da düşüncemi destekliyo...