Zamanın nasıl boktan geçtiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Diğer günlerden farklıydı bugün gece bu saatlerde hep coluk cocukla dolu olan cadde bugün kuş sesi ve ayak sesimden başka birşey yoktu.
Biraz tırsmıştım aslında hemen eve gitmek için hızlıca yürümeye başladım,evimin köşesine geldiğimde telefonumun sesiyle irkildim. Numarası bile olmayan biri beni arıyordu,açıp açmamak konusunda kendimi sorgulerken açtım "buyrun kimsiniz?" dedikten sonra "bu saatte dışarıda ne işin var Ay" adamı tanımadığımı biliyordum ama ismimi nereden biliyordu. "Siz kimsiniz ismimi nereden biliyorsunuz ?" Adam cevap vermedi ve telefonu yüzüme kapattı ne yapacağım konusunda fikrim yoktu hızlı adımlarla evin kapısına geldiğimde dış kapı açıktı annem asla bu kapıyı açık bırakmazdı telefonum flaşını açıp salona geldiğimde "anne, anne nerdesin" ses gelmedi annem bu saatte uyumazdı salonun ışığını açıp mutfağa geçtim annem en sevdiğim yemeği yapmıştı ve üstünde bir not vardı masaya doğru ilerleyip notu aldım " en sevdiğinden" ama bu annemin yazısı değildi ki bunu kim yazmıştı. Hemen üst kata çıkıp annemin odasına gittim kapıyı çaldıktan sonra odaya girdim o an gördüğüm şeyi hayatımın sonuna kadar unutmayacağımdan emindim gözümden akan göz yaşlarım ve ağzımdan çıkan iki cümle "anne ölme " annem yerde kanlar içinde yatarken akan gözyaşlarımla onu sarılmaktan başka birşey yapamamıştım.
Tam telefonumu elimi alıp ambulans arayacakken arkadan gelen ayak seslerini ve ağzıma bez parçasıyla kapatıldığından başka birsey hatırlamıyordum.
Gözümü hastanede açtığımda başımdan geçen herşeyi hatırladığımda gözümden akan göz yaşları elime düştüğünde bir çığlık koparttım serumu çıkartıp odadan çıkacağım zamanda doktor odaya girmişti " Ay nasılsın bakalım" dedikten sonra "doktor benim dün yaşadıklarımın kaçını yaşadın da bana gelip nasılsın diyorsun ya annem nerde ölmedi dimi o annem yaşıyor" doktor bana bakıp sessiz kaldı benim doktorun agzından çıkacağı o kelime benim için hayatımın sonu olacaktı. Doktor elimi tutup "anneni kaybettik çok kan kaybetmişti üzgünüm başın sağolsun" hayır hayır annem ölmüş olamazdı hayır ben annemi kaybetmiş olamazdım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımda odaya uzun boylu 40 yaşlarında bir adam girdi odaya bana bakıyordu ve benim gibi ağlıyordu. Yanıma gelip bana sarıldı kim olduğunu bilmiyordum aklım sadece annemi hala daha kaybettiğimi inanamazken bu adam da kimdi? Adam yüzüme bakıp göz yaşlarımı sildikten sonra bana " Ben senin babanım" dediğinde donakaldım çünkü annem benim babamın küçükken bir trafik kazasında öldüğünü sölemişti ve 18 sene boyunca babamın öldüğünü bilerek büyüdüm adam gelip bana senin babanım dediğinde ikinci şokumu yaşadım ve gözümü camdan dışarı doğru baktığımda güneş bugün benim için doğmamıstı.