38. Bölüm Evleniyorsunuz

9.6K 577 98
                                    

Selaammm kalbimin içleri umarım bölümü beğenirsiniz şimdiden iyi okumalar.





Bir yıl, koca bir yıl geçmişti onsuz olmamın üzerine kalbim yokluğuna alışsada acısı hala ilk gün ki gibi tazeydi. Sanki ruhum da onunla birlikte girmişti o kara toprağa, onunla yaşamıştım ben onunla yaşama son vermişim gibi hissediyorum.

Gözlerimi karşımda ki yine geyik yapan time diktim. Hiç değişmiyorlar dı.

"Komutanım, komutanım, komutanım, komutanım ölüyorum ben." Fatih deri koltuğa boylu boyunca uzanmış halsiz şekilde yatarken yüzümde hiçbir mimik oynamadan baktım ona.

"Ulan yemin ederim hayatımda böyle bir içtima yaptığımı hatırlamıyorum." Fatih'in ardından Akat'da katıldı hemen desteğe.

"Ulan adam olun azıcık Asena komutanım da bizle katıldı bak çıtı çıkmıyor utanın azıcık." Mert'in kınayan laflarıyla sadece ona baktım. Hiç bir tepki vermemem Kuzeyin dikkatini çekmiş olmalı ki boğazını temizleyip konuştu.

"Komutanım." Başımı ona doğru çevirdim anında. "Bir sıkıntı mı var?" Sıkıntıyla nefes aldığım da tim ciddileşmiş bana bakıyordu.

"Kutay'ın şehit düşmesinden sonra Turan da şehit düştü biliyorsunuz." Hepsi üzgünce başını olumlu anlamda sallayınca devam ettim. "Kutay'ın senesi doldu yarında..." Cümlemi yarıda kesen boğazım da ki yumru olmuştu. Gözlerim dolu dolu başımı yere eğip fısıldadım ama sesim oda da duyulmuş du.

"Yarında Turan'ın yıl dönümü." Cümlemi bitirdiğim de ortamda ölüm sessizliği oluşmuştu. Başımı yerden kaldırıp time baktığım da hepsi durgunca birbirlerine bakıyordu. Ne olmuştu bunlara böyle bilmiyorum ama ne zaman Turan'ın konusu açılsa böyle sessiz oluyorlardı. Tim kendi arasında sözsüz iletişime geçerken ben daha fazla dayanamayıp konuştum.

"Sizin neyiniz var?" Tim bir anda bana dönünce kaşlarımı çattım. Kuzey tam ağzını açmıştı ki kapının çalınması ve içeri giren er'le hepsi gözle görülür şekilde rahatlama yaşamış dı. Onların bu haline anlam veremiyordum bir türlü.

"Başçavuş Hüseyin Koç Konya."

"Rahat asker." Karşımda ki asker rahata geçince hızlıca konuştu.

"Komutanım albay sizi çağırıyor."

"Tamam." Dedim gayet sert tuttuğum sesimle. "Sen çıka bilirsin." Asker çıkınca biz de ayağa kalktık. Time dönüp konuştum.

"Bu konu burada kapanmadı." Tam arkamı dönüyordum ki aklıma gelen detayla gözlerimi sinirle kapatıp dişlerimin arasından tısladım.

"Şu Teğmen bozuntusunu da çağırın."

"Iyy Mert komutanım siz çağırın."

"Niye ben lan?"

"Çünkü rütbeniz aynı komutanım."

"Hay ben onun rütbesini s..."

"Yeter Mert git çağır ve gel." Mert sıkıntılı nefes alıp verdi.

"Emredersiniz komutanım." Mert yanımızdan ayrıldığında Fatih sinirle konuştu.

"Şu Teğmenin kuyruğuna ne zaman basacağız komutanım?" Stresli görünmek istemesem de oldukça stresliydim. Belli etmemek için hızlı hızlı yürürken Fatih'in sorusuna cevap verdim.

"Bir yıldır hiçbir açık bulamadım ve bu benim sinirlerimle oynuyor Fatih hiçbir bilgim yok."

"Albay'la konuştunuz mu komutanım?" Ateşin sorusuyla başımı olumlu anlamda sallayıp konuştum.

Gölge Timi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin