❇ Merdivenler

1.3K 80 22
                                    

Hermione, Draco Malfoy'un sert ve hızlı adımları ona ulaşmadan önce oradan ayrılmıştı. Gryffindor Ortak Salonu'na giderken oldukça düşünceliydi. Bir eli ensesinde, orada yeniden kızışan dürtüyü kaşıyor; diğer eli açıkta kalan asasına sımsıkı sarılı duruyordu.  Bahçedeyken Bradley'in Pansy Parkinson'a çömez şakası yaptığından neredeyse emin olmuştu ama Bradley'i gitmesi için arkasından ittikten hemen sonra bir sütunun arkasına saklanmış ve onları dinlemişti. Draco ve takımının birine zorbalık yapması için oldukça basit bir nedendi bir çömezin onlara şaka yapması. Ama yine de Draco'nun ağaçların arasından çıkıp olaya soğuk ve hiçbir alay belirtisi göstermeden verdiği tepki genç kızı düşündürmüştü. Bunda bir bit yeniği olduğunu hissetmişti.

Sahi, Draco ne zamandır orada durmuştu? Genç kız Draco'nun geldiği yönün okulun bahçeye açılan koridoru olmadığından emindi. Bu da basitçe Draco'nun orada çoktandır duruyor olduğunu gösteriyordu. Hatta, belki Hermione gelmeden önce bile oradaydı, kim bilebilir?

Draco'nun lüzumsuz varlığının dışında önemli olan şey ise ne istediğiydi? Bradley'den istediği bir şey vardı. Anlaşılan Pansy ve Goyle bunun için küçük çocuğa zorbalık yapıyorlardı. Ama Pansy ve Goyle da dahil bu Draco'nun istediği şeyin ne için olduğunu bilmiyorlardı. Draco her ne istiyorsa anlaşılan bu sadece onu ilgilendiriyordu. Ayakçı takımını değil. 

Hermione bu konuyu ciddiye almalı mı, tıpkı Goyle'un da dediği gibi Bradley'i gözetlemeli miydi emin değildi. Draco'nun istediği şey her neyse bunun Borgin & Burkes'te gördükleriyle bağlantısı olabilir miydi? Ya da şu anda Azkaban'da olan babası için bir şeyler mi yapmayı umuyordu? Kim bilebilirdi? 

Tüm bu düşünce fırtınaları arasında yatağına ulaştığında bunu Ron ve Harry'e anlatmak konusunda aceleci olmaması gerektiğindi düşündü. Şimdilik kendi gözlemlemeli, Draco ve grubunu yakın radara almalıydı. 

O gece Hermione onu delirten cübbesini yere atıp üstüne pamuklu pijamalarını giydiğinde çok kolay uykuya teslim olamadı. Düşünceleri sürekli yer değiştiriyor, birbiri üzerinden atlayarak Draco'nun neyin peşinde olduğunu bulmaya çalışıyordu. Aklına gelen düşüncelerin çoğunun kötü, dehşet verici hatta korkunç olması ise canını sıkıyordu.

Yekpare ay, bulutsuz gökyüzünde hala asılı kalmış bir şekilde parlarken Crookshanks'ın mırıltıları eşliğinde uykunun yumuşak kollarına kendini yavaşça bıraktı genç kız. Kütüphanede bir çaresiz onun gelmesini bekleyen Ron ise yaptığı bir kucak dolusu uçağı çöpe atmakla uğraşıyordu.



"Buna inanabiliyor musun Harry? Beni orada bir başıma bıraktı. Onu saatlerce bekledim. Saatlerce."

Büyük Salonda oturmuş kahvaltılarını yapıyorlardı. Ron uyandıkları andan itibaren dur durak bilmeden Harry'e Hermione'yi şikayet ediyordu. Aynı nakaratları tekrar tekrar dile getirdiğinde Hermione, Syltherin masasındaki bakışlarını sinirle Ron'a çevirdi.

"Daha ne kadar söylemem gerekiyor? Seni unutmuşum, tamam mı? Tek istediğim rahat nefes alıp, kendimi yatağa atmaktı. Aklımdan lanet ödevin ve sen çıkmışsınız."

"Bu geçerli bir bahane değil. Hatta gerçek bir bahane bile değil. Beni orada bilerek bıraktığına kalıbımı basarım, Hermione. Bana o kadar sinirliydin ki yarım kalan ödevimi umursamadan çekip gittin."

Hermione, boynundan yanaklarına ulaşan sıcaklığın tenini kavurduğunu hissediyordu. Hararetli bir tartışma içine girmekten hoşlanmıyordu ama Ron bunun tam tersinin olması için elinden geleni yapıyordu.

"Madem seni gerçekten orada bıraktığımı düşündün sen de odana gitseydin o zaman. Niye gece üçe kadar orada bekledin durdun ki?"

Ron kafası karışmış bir şekilde kaşlarını çattı. Sonra hayretle Harry'e dönüp, "Ne dediğini duyuyor musun Harry? Hem suçlu, hem de beni azarlıyor! Söylesene ödevimi profesör Sinistra'ya nasıl teslim edeceğim? Üstelik Quiditch seçmeleri yaklaşıyorken. Başka şeylere odaklanmam gerekirken. Eğer ödevi yarım bir şekilde teslim edersem beni oracıkta yiyebilir." diye sayıkladı. Harry Ron'un çaresizce yüzünü buruşturarak söylediği şeylere karşı dayanamadı ve güldü. Ron, en yakın arkadaşının gülüşüyle daha da çirkefleşerek devam etti. "Gülme Harry. Bu hiç komik değil. Gerçekten beni yiyebilir, anlıyor musun, önceki seneler ne..."

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin