Vous pouvez couper toutes les fleurs mais vous ne pouvez pas empêcher le printemps d'arriver.{Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelmesini engelleyemezsiniz.}
~Pablo Neruda
🔽
O bahçede ne kadar kalmıştım, ne düşünmüştüm, ne hissetmiştim bilmiyordum.
Tek hatırladığım ellerimin benden bağımsız olarak hareket edip yerdeki benleri koparmasıydı.
Papatyalar.
Adımın anlamıydı bu.
Eski adımın!
"Artık Daisy değilim," diye fısıldadım beni tutan kollara doğru. "Lütfen."
Bu son yalvarışım ne içindi? Neden ağlıyordum? Neden titriyordum?
Korkmuyordum.
Ben Daisy değildim!
"Yaptığını beğendin mi?" Jimin'in sert sesini duyduğumda ellerimi kulaklarıma kapattım. Duymak istemiyordum. Benim zayıflığım yüzünden kavga etmelerini istemiyordum.
"Beni dinlemediniz bile. Bekleseydiniz açıklayacaktım. İkinizde çok sabırsızsınız."
Jimin'in tutuşu daha da sıkılaşırken derin bir nefes aldım. "Buraya geri dönmemiz hataydı. Hemen onu da alıp gidiyorum."
"Hayır," diye fısıldadım. "Lütfen." İkisininde yüzü bana dönünce yatakta doğruldum. Jimin'in tutuşu hiç gevşemezken ona iyice yaklaştım.
"Gitmek istemiyorum," Sesim az önce deli gibi ağlamış bir kızın sesinden çok farklıydı. Güçlüydü, kararlıydı. "Beni götürme."
Gözüme gelen kırmızıya bulanmış görüntülerle içimdeki öfke ve intikam duygusu artarken ayağa kalktım. Jimin hemen peşimden gelirken pencerenin önüne gidip perdeleri açtım.
Düşmanımın evi tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu.
Burayı en son gördüğümden beri on yıl geçmiş olmasına rağmen hiç değişmemişti.
"Kral yaşıyor mu?"
Amcam önümde diz çöküp gülümsedi. "Yaşıyor." Tuttuğum perdenin kumaşını sıkarken Jimin'e döndüm. "Artık kaçmak istemiyorum."
Jimin, başını usulca sallayıp elimi tuttu. "Sen ne istersen o olacak. Ne karar verirsen arkanda olacağım."
Sözleriyle gülümserken dayanamayıp ona sarıldım. Gıcıktı, pervasızdı, saygısızdı ama yine de onu çok seviyordum. Kuzenden de öteydi benim için. Hiç sahip olmadığım kardeşimdi.
Amcam doğruldu ve odamın kapısını gösterdi. "Şimdi, kahvaltı ederken olayları anlatmama izin verin."
~
Aşağıdaki bir odanın yemek odası olduğunu şuan oturduğumuz kahvaltı kurulu masadan dolayı anlamıştım.
Önümdeki yiyeceklerden yavaş yavaş yerken sakinleşmiştim. Artık kendimi daha iyi hissediyordum.
Gözüm, perdeleri açık olan camdan bahçeye kaydı. Tüm papatyalar yolunmuştu.
Amcam hafifçe öksürerek dikkatleri üstüne çekmeye çalıştı. Bakışlarımı, koparılmış çiçeklerden amcama kaydırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hainin Kızı ~liskook~ (tamamlandı)
FanficLa fortune sourit aux audacieux. {Şans, cesurlara güler.} (Liskook, Jirose, Namsoo, Jenkai, Taejin, Sope) Altı yaşındayken babasının gözünün önünde idam edildiğini gören küçük kız, on altı yaşındayken babasının idam kararını veren kralın sarayına g...