❁۪۪
JisooÜniversitenin yüzme havuzuna doğru yönelen koridorunda yürüyordum. Artık akşam oluyordu. Bu gün Taehyung'u hiç görmemiştim. Açıkcası artık onu aramaktan da yorulmuş, bıkmıştım. Bildiğim tek şey Seok-Jin yine bir oyun kuruyordu, Taehyung ise piyonuydu. Başka açıklaması olmazdı. Olurdu da o açıklama -beni seviyor olması- olamazdı.
Bir yanım boşver Taehyung'la uğraşma bile diyordu. Çünkü ne yaparsan yap olaylar senin haricinde gerçekleşecekti. Diğer yanım ise senin hayatın hep senin hükmün olmadan mı yürüyecek, bunu mu istiyorsun?! diyordu. Bilmiyordum, ruhum yorulmuştu ve bu yorgunluğu silebilecek tek şey yüzmekti.
Bu arada Jennie şarkı yarışmasına katılacaktı. Yoongi, Jennie'nin sesinin ne kadar güzel olduğunu farkedip onu zorla yarışmaya sokmuştu. Yoksa Jennie utangaçtı, büyük ihtimalle Yoongi olmasa kendisi yapmazdı.
Koridorda yürümeğe devam ederken önüme çıkan bir kaç kişinin bana tuhaf bakışlarını artık garipsemiyordum. Bu neredeyse her gün yaşanıyordu.
Yüzme havuzuna girecekken Taehyung ve ekibiyle karşılaştım. Ellerinde hediye kutuları vardı, Taehyung ise kutuları teker teker açıyordu. Bu durumu bölmüş gibiydim. Hepsi bana bakıyordu. İğrenç bir durumdu. Burada olmamayı o kadar çok isterdim ki. Yanlarından geçip gitsem nasıl olurdu? Tuhaf, değil mi? Adam instagram hesabında paylaşıp bana yaklaşanı cezalandıracağını söylesin ben boş boş önlerinden geçeyim? Geçmesem ne diyecektim sanki? Yine kavga başlayacaktı. Seok-Jin'in kuklası olduğunu söyleyecektim ve konu uzadıkça uzayacaktı.
Taehyung bana doğru döndü, tam adım atacakken durdu. Gözleri diğer tarafa kaymıştı. Bu durumdan nasıl kurtulacağımı düşünürken tanıdık bir ses bana seslendi. "Jisoo." Bu Hwasa'ydı. Ona doğru döndüm. "Her yerde seni arıyorum. Hani buluşacaktık?" Gelip yanımda durmuştu. Doğru ya tamamen unutmuştum.. Taehyung bende akıl falan bırakmamıştı.
"Özür dilerim. Unutmuştum. Şimdi konuşalım?"
"Evet, gidelim." Koluma girip beni çekiştirmeye başladı. Taehyung ve yanındaki çocukların önünden geçip gitmiştik. Onlar da bize bakıyordu.
Yüzme havuzu binasının dışarı kapısı da vardı. Aslında Üniversite büyüktü ve her binanın dışarı kapısı olduğu gibi aynı zamanda da içeriden geçişleri vardı.
"Benimle ne konuşacaksın?" Kaşlarımı çatmıştım.
"Oturup konuşsak? Ve mümkünse üniversiteden uzakta?"
Kafamı aşağı yukarı salladım. Üniversiteden çıkıp restorana geçmiştik. Hwasa hemen kafasına tuhaf ve büyük bir şapka gözlerine ise siyah bir gözlük taktı. Kaşlarımı kaldırmış onu izliyordum.
"Şimdi bak, Jisoo." Etrafa baktı. "Solar'ı tanıyor musun?"
Solar? Solar?? Bu isim bir yerlerden tanıdıktı ama tam olarak hatırlamıyordum. Kaşlarımı çatmıştım ve gergin bir yüz ifadesine büründüğümde Hwasa tanımadığımı ve ya çıkaramadığımı anlayıp dudaklarını araladı. "Solar benim yakın arkadaşlarımdan, aynı zamanda Taehyung'u seviyor."
Aa.. doğru ya.. Taehyung'un gezdiği kız. Gergin suratımı silip kafamı aşağı yukarı salladım. "Ben ne yapabilirim?"
"Taehyung'un seninle instagram'da paylaştığı fotoğrafı görünce delirdi. Senden intikam alacağını söyleyip duruyordu. Senin Taehyung'la olan fotoğrafından önce bunlar bir kaç kez buluşmuştu. Solar da umuda kapılmış. Şimdi ise senin onların arasını bozduğunu düşünüyor. Sana zarar vermesinden korkuyorum."
Bir bu eksikti. Saçımı kaşıdım, ofluyordum. Taehyung yüzünden psikopat bir kız üstüme kalmıştı. "Ne gibi bir zarar?" Ellerimi saçımdan çektim.
"Bilmiyorum ama çok tuhaf.." Gözlüğü üzünden mimiklerini tam göremiyordum. "Solar'ın hem intikam alacağım dediği kişilerin başına tuhaf şeyler geliyor. Açıkcası suçlusu da Solar olmuyor?"
Bu konuşma ilgimi çekmişti. "Kim oluyor peki?"
Bir süre duraksadı, sonra dudaklarını araladı. "Yönetici oluyor."
Gözlerimi kocaman açmıştım. Solar ve yöneticinin ne gibi bir bağlantısı olabilirdi ki? Düşünmeye koyulmuştum. Gerçi Suho ve yöneticinin ne alakası vardı ki? Acaba İrene yönetici miydi? Olabilir mi?
Yutkundum. "Ne demeye çalışıyorsun?"
"Bak, Solar benim yakın arkadaşım. Amacım onu satmak değil ama onun yüzünden başkalarının da zarar görmesini istemiyorum." Kafasını aşağı yukarı sallayarak konuşuyordu. Taehyung, Seok-Jin kuzeni diye masum bir kızın hayatını mahvetmeyi kabul etmişti. En azından Hwasa olgundu diye düşündüm. "Solar eskiden böyle değildi. Taehyung'a bağlandıktan sonra böyle şeyler oldu. Tuhaf yani yönetici de Solar, Taehyung'a saplantılı olduğu dönemler ortaya çıktı."
Fısıldamıştım. "Yani yöneticinin Solar olduğunu söylüyorsun?"
Kafasını aşağı yukarı salladı. "Evet. Onun hepimizden sakladığı bir telefonu var. O telefondan bir şeyler yaptığını düşünüyorum."
Derin nefes almıştım. Acaba üzerimde psikopatları bana çeken bir manyetik mi vardı?
"Sadece dikkatli ol, Jisoo. Solar da seninle yüzme yarışmasına katılacak."
Onu yenmek eğlenceli olur diye düşünüp gülümsemiştim. En azından yüzme yarışı eğlenceli geçerdi.
____________
Hwasa aramızda🤗
Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Executive (Yönetici)
Fanfiction"Bir insan bir yere bakmıyorsa kesinlikle orada ilgilendiği bir şey vardır." Kim Jisoo "Bir insan en çok kimin yanında susuyorsa en çok onunla konuşmak istiyordur." Kim Taehyung üniversite⩩ [blackpink♥︎bts] [twice♥︎bts] [redvelvet♥︎bts] 01.01.2021 b...