sönük yıldızlar.

366 52 150
                                    

her zamanki gibi, elindeki sarı karanfillerle yıldızına yetişmeye çalışıyordu.

dün onu görmek istemişti.

bugün onu görmek istiyordu.

Yarın onu görmek isteyecekti.

zamanların ya da kiplerin hiçbir önemi kalmamıştı artık changbin için. aklındaki her şey, hayır, aklı o olmuştu çünkü. aklı tamamiyle onun olmuştu.

Evet, çaresiz aşıklardan biriydi changbin de. Hani o karşılık bulamayanlar var ya, onlardandı işte.

üzülür müydü peki karşılıksız kalmasına?

kızar mıydı yıldızının onu bir türlü anlayamamasına?

belki.

belki üzülürdü.

belki kızardı da.

fakat yıldızı ne bilecekti ki?

o bilmezdi.

o bilse de unuturdu.

çünkü o bilmişti.

ve o unutmuştu.

o,
o,
o.

changbin'in gün içinde sayıkladığı tek şey olduğunu bilirdi o önceden.

Fakat unuttu.

changbin'i düştüğü bataklıktan kendisinin kurtardığını bilirdi.

unuttu.

changbin'i sevdiğini bile bilirdi, biliyor musunuz?

bilirdi.

peki ne oldu?

Unuttu.

unuttu, unuttu ve unuttu.

hatırladığı tek şey kendi adı olana dek unutmaya devam etti.

gülünç olan neydi, bunu biliyor musunuz?

O, kendi adını da yanlış bilirdi.

'

"tam altı dakika geciktin."

kendisine durum güncellemesi yapan yıldızına uzanarak bal yanaklarını öptü uzunca. elindeki karanfilleri odasının köşesinden onları izleyen masaya bıraktı.

"Bu güzel çiçeklere bakamam ki ben lavinia. Geri götür lütfen."

biliyordu tabii.

felix'i, yıldızı, bu çiçeklere acırdı.

Topraktan zorla alındıklarını düşünürdü. Onları odasında tutmak ve bu suça ortak olmak istemezdi. Changbin'i de azarlardı suç ortağı olup onları odasına getirdiği için.

her günün sabahı aynı cümleyi kurardı.

'bu çiçeklere bakamam ki ben lavinia. geri götür lütfen.'

fakat her günün sabahı, dün sabah sarf ettiği bu kelimeleri unutmuş olurdu.

sonsuz bir döngü gibiydi.

fakat bir sonu olacaktı.

doktor böyle söylemeseydi ve changbin duydukları üzerine her gecesini yaşlarıyla yaşamaya başlamış olmasaydı inanabilirdi belki bir sonsuzluk olacağına.

artık inancı kalmamıştı.

felix dışında hiçbir şeye inanmıyordu o.

"Çiçekler seni görmek istemese getirmezdim Felix'im."

sönük yıldızlar, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin