Marcelle Quincy, Regulus Black'i ilk gördüğünde Hogwarts trenindeydi. Kısa boylu oğlanı oturduğu kompartmanın penceresinden oldukça net bir şekilde görebiliyordu. Uzun boylu, ciddi bir yüz ifadesi takınmış olan bir kadının ve ağabeyi olduğunu tahmin ettiği oğlanın yanında duruyordu.
"Sirius, lütfen," dedi Regulus. "Beni de götür."
"Bunun hakkında konuştuk," dedi ağabeyi. Şimdiden trene adımını atmak için oldukça heyecanlı görünüyordu. "Sana her hafta yazacağım ve Noel tatilinde geri döneceğim."
"Her gün!"
Adı Sirius olan çocuk gülümsedi.
"Peki. Her gün."
Regulus annesinin elini bırakıp öyle bir güçle ağabeyine sarıldı ki neredeyse ikisi de yere düşüyordu. Sirius gülümseyerek kollarını kardeşinin beline doladı. Ondan sadece bir yıl büyük olmasına rağmen boyu uzundu.
"Bu kadar muhtaç olma, Regulus," dedi onu yanına çeken kadın. "Derslerine dikkat et, Sirius. Senden büyük başarılar bekliyoruz."
"Evet, anne."
Marcelle izlemeyi bırakamıyordu. Bu sahnede ilgisini çeken şeyin ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı, fakat belki de bu, ağlamaya başlamış olan ve asil görünümlü kıyafetlerin içinde kaybolan çocuktu. Elinden gelen bir şey olmamasına rağmen ona sarılmak istemişti.
Sirius ağır görünümlü valiziyle trene bindi ve kısa bir süre sonra tren, Hogwarts'a varmak üzere yola çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐜𝐚𝐭𝐡𝐚𝐫𝐬𝐢𝐬 〆 𝐫𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮𝐬 𝐛𝐥𝐚𝐜𝐤
Fanfiction~ regulus black × oc ⁓ ↬marauders era ❝ bu cümleleri kağıda aktarırken ellerim titriyor, üzgünüm, ❞