Onur'dan
Kaçıp gitmek istedim. Oradan kaçıp gitmek istedim. Defolup gitmek istedim ya.. koşa koşa arkama bakmadan gitmek istedim. Bana yabancı ve boş bakan bu gözler karşısında durmak istemedim. Böyle olmamalıydı.. yılların karşılığı kesinlikle bu olmamalıydı. Hayır Onur gözlerinin dolmasına izin verme. Sahte bir gülümseme ile bana hâlâ şaşkınlıkla bakan kadına döndüm. Çok güzeldi amk.
"Aşk olsun Ecem, beni tanımadın mı? Onur ben! Hani ortaokulda bitt-"
Lafımı tamamlayamadan çığlık atarak boynuma atlayınca ne yapacağımı şaşırdım.
"Yaaaaaaa Onurrr!!"
Deyip iyice sarıldı. Allah'ım ölüyorum.. Allah'ım şu an al canımı.. heyecandan nefes alamıyordum. Sonra hâlâ ona karşılık vermediğimi fark ettiğimde sıkıca beline sarılıp omzuna koydum kafamı. O boynuna gömülmek ne güzel olurdu şimdi.. Ecem benden ayrılınca istemsizce bende ayrıldım. Bismillah diyorum çünkü yüzü şu an bana çok yakın. Hadi ama az önce beni hatırlamayan bu kadın ile şimdi yüzümüz neden bu kadar yakın.. öpmemem lazım, öpmemem lazım. Kendini geri çekti zaten. Mahcup bir şekilde bana bakmaya başladı."Ya Onur kusura bakma cidden büyük ayıp ettim, kafam çok dalgın o yüzden birden hatırlayamadım.. hem sen neden haber vermedin?!"
Oy ben senin kusura bakma diyen ağzını yerim. Offff Ecem nolur tatlı olma bu kadar sonu iyi olmayacak demek isterdim.
"Ya tamam sıkıntı değil, ya sürpriz yapayım dedim. Ayrıca bir haberim var."
"Gönder gelsin"
Dedi eli ile sevimli bir şekilde. Allah'ım sen bana dayanma gücü ver..
"Bir hafta burada kalıyorum."
Yüzü düşünce kendimi kötü hissettim.. ne yani o bunu mutlu etmemiş miydi?
"Bir hafta ne ya? Ben temelli geldin sanıyordum."
Yine bir rahatladım. Of çok salağım..
"Ya maalesef bir hafta.. işten anca izin alabildim.. neyse Ecem ben bir elimi yüzümü yıkasam?"
"Ha şey tabi tabi bak şurada lavabo"Ecem'e teşekkür edip lavaboya doğru yol aldım. Orada bir kafayı yiyecektim sevinçten..
Ecem'den
Onur'u görmek beni çok mutlu etmişti.. uzun zamandır görmüyordum biricik dostumu.. ama görüldüğü üzere de salaklığın dibini yapmıştım tabii. Allah'tan toparlamıştım durumu..
Onur elini yüzünü yıkarken bende bitter çikolatalı pasta ve fındıklı şekersiz kahve hazırladım. Yanına da limonlu minik keklerden koydum.. tam Onur'un sevdiği gibiydi. Onur gelince bana bir tebessüm etti ve boş masalardan birine oturdu. Hazırladığım şeyleri alıp Onur'un önüne koydum. Gözleri parladı birden.. bana gülümsedi, bende ona gülümsedim.
"En sevdiklerin.. afiyet olsun!!"
"Ecem bunlar.. bunlar çok güzel. Eline koluna sağlık"
Ona bir tebessüm ettim ve içeri gelen müşteri ile ona döndüm. Gözlerim Öykü'yü arıyordu. Hadi ama nerede bu!? Öykü kim mi? Benim en yakın arkadaşım, bu cafenin diğer ortağı. Sinirle içimden Öykü'ye söverken müşteri ile ilgilendim, siparişlerini alıp hazırlayıp götürecekken dinlenme odasından Öykü çıktı. Üstünden kamyon geçmiş gibiydi.. siparişleri tezgaha bırakıp onun yanında bittim."Lan bu hâlin ne? Git üstünü başını düzelt."
"Uzun hikaye, kime gidiyor bu? Arkada oturan sarışına mı?"
Kafa salladım ve saçını düzelttim. Öykü ile sonra ilgilenecektim.. Onur'un yanına oturdum. Yanına oturmam ile bana ufak şaka ile karışık bir laf soktu tabii.."Ecem, beni hatırlamayıp en sevdiğim şeyleri hatırlaman.. mükemmel bir şey."
Dedi gülmeyeye çalışarak. Gülerek gözlerimi devirdim.
"Ya dalga geçme! Seni hatırlayınca aklıma geldi hem.."Biz gülerken yanımıza Öykü oturdu ve Onur'a dik dik bakmaya başladı. Onur'da Öykü'ye dik dik bakmaya başladı. Bu garip gerginliği düzeltmek için hafifçe öksürdüm.
"Bu kim Ecem?"
Onur yerinde rahatsızca kıpırdanırken Öykü'ye döndüm.
"Onur, ortaokuldan arkadaşım. Öykü ne olduğunu anlatacak mısın?"
Öykü başı ile Onur'u işaret etti. Onur içtiği kahveyi elinde tutarken umursamazca konuştu.
"Hiç benden çekinmeyin rahat rahat konuşun"
Ona sahte bir gülümseme sunup Onur'u süzen Öykü'yü çimdikledim. Hafifçe inledi. Başımla ne olduğunu sordum yine.
"Ay ne olacak? Berk işte! Yine kavga ettik. Hayatımda ki en büyük arıza."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden
RomansaAdımını atmıştı, ve görmüştü onu... onyedi yaşından beri görmediği aşık olduğu kadını görünce bir tuhaf olmuştu tabii. 'Hiç mi değişmez bir insan?' diye geçirdi içinden. Ama sonra anladı ki değişmeyen şey o değildi, aşkıydı. Peki o onu hatırlıyor m...