2 Gün Sonra Barış'ın Ağzından ||
Uyandığımda henüz gözlerimi açmadan önce yatakta uzun bir süre Nisa'yı arasam da başarılı olamamıştım. Gözlerimi açtığımda burada olmadığını fark ettim. "Nisa!" Kısa bir süre sonra kapıda belirince kollarımı açtığımda hemen kollarımın arasına girmişti. "Günaydın sevgilim." "Günaydın aşkım. Ama sabahları sensiz uyanmak istemiyorum ben. Beni uyandırmadan ayrılma yanımdan." "Özür dilerim minik baba kedi." Yanağıma uzun öpücükler bırakırken gülümsedim. "Kıyamadım ama uyandırmaya."
"Kıyamadın mı?" "Kıyamadım." "Bak sen." Nisa'nın boynuna bir kaç öpücük bıraktığımda gülmüştü. "Yaa yapma." "Ne tatlısın ama sen öyle..." "Tatlı mıyım gerçekten?" "Çok tatlısın hem de." "Yaa. Bekle bir saniye beni, hemen geliyorum." "Nereye?" "Ya bekle." Nisa giderken merakla bekliyordum tabii. Bir süre sonra elinde minik bir pastayla gelirken güldüm. "İyi ki doğdun Barış. İyi ki doğdun Barış. İyi ki doğdun, iyi ki doğdun mutlu yıllar sana..." Ben Nisa'ya gülümserken pastayı gösterdi. "Hadi bir dilek tut ve üfle." "Benim tüm dileklerim gerçek oldu zaten Nisa'm. Bak buradasın, bebeğimiz de burada."
Nisa bana gülümserken derin bir nefes aldım. Umarım bu mutluluk sonsuza kadar sürerdi. Mumları söndürürken Nisa da kocaman gülümsemişti. "İyi ki benimlesin." "İyi ki seninleyim Nisa." Yanağıma uzun bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. Nisa elindeki çatalları gösterirken güldüm. "Sabah sabah?" "Hıhı. Doğum günü pastası üflendiğinde yenir bir kere." Çatalı elinden alırken gülümsedim. "İlk lokmayı bebeğimiz yemeli ama." Nisa'ya pastayı uzattığında gülümseyip yemişti.
"Çok güzelmiş bu ama." "Fazla güzel hem de." Ona baktığımı görünce kızardı. "Yaa ben pastadan bahsediyorum Barış." "Ben de karımdan bahsediyorum. Edemez miyim?" "Edersin..." Dudaklarımız birleşirken minik bir öpücükle yetinmiştik bu kez. "Dudaklarınız da çikolatalı pek güzel olmuşlar Nisa hanım." Nisa gülerken yüzünü okşadım. "İyi ki hayatımdasın Nisa ve iyi ki bir bebeğimiz oluyor." "O kadar korkmuştum ki Barış bu hastalık mevzusu yüzünden... Ama çok şükür iyisin. Test sonuçların kaç kere yaptırdık hep tertemiz." "Alkolü de bıraktım. Antrenmanlara bir ay kaldı."
"Bebeğimiz bugün tam olarak 3 aylık oldu." "Oldu mu o kadar ya? Ama bu hâlâ minicik." Nisa'nın karnına uzun bir öpücük kondurduğumda gülümsemişti. "Minik bir kedicik o babası. Senin sesini ne zaman duysa içeride bir hareketlilik. Ben anlamıyorum ki ne ara alıştı bu kadar sesine?" "O bizim aramızda minik bir sır." "Şimdi şöyle bir sorunumuz var Barış. Ben senden ayrılıp dışarı çıkamadığım için hediye alamadım." "Sen ve bebeğimiz... Daha güzel bir hediye olamazdı. Bir de pastam var." "Ah evet bir de pastan var." "Bir de pastadan daha tatlı olduğunu söylemek isterim." "Bak sen..."
Nisa'nın dudağına hızlıca bir öpücük bıraktım. "Ama ben yine de sana bir hediye vermek istiyorum." "Ben ipucu vereyim mi?" "Ver bakayım." Elindeki pastayı alıp bir kenara koyarken Nisa'ya yaklaştım iyice. "Önce güzel bir masaj ama böyle... Her neyse masajdan sonra ılık bir duş..." "Ama beraber, sonra işler benim kontrolümde. Tabii bir yerden sonra yeniden sana bırakırım kontrolü." "Sonra ben sana masaj yaparım." "Ama hâlâ vaktimiz vardır Barış. Bu kez kontrolü tamamen sen alırsın." "Bebeği zorlamayalım sonra..." "Sonra beraber yemek yeriz. Bebek bir duştan ve yemekten sonra uyuyor zaten."
Nisa'nın dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Kesinlikle en güzel doğum günüm bu olacak." "O zaman önce pasta sonra masaj seansımız başlasın." Onu başımla onayladım ve pastayı koyduğum yerden aldım. Beraber pastayı yedik. Bazen de birbirimize yedirdik. Hatta bunu farklı şekillerde de denedik. Nisa gülerken ben de güldüm. "Bu anı çizmek istiyorum boş bir zamanımda." "O boş anlarının hepsinde seninle olmak istiyorum." Bana bakıp gülümserken derin bir nefes aldım. Boş tabağı bir kenara bıraktım ve Nisa'ya baktım yeniden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
Fiksi PenggemarNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...