𝐲𝐞𝐚𝐫 𝐈𝐈

328 26 35
                                    

Bana ilk defa baktığın anı hatırlıyorum.

Seninle ilk karşılaşmam Hogwarts'ın kütüphanesinde gelişmişti. Siyah buklelerini başta tanımamıştım, çünkü sırtın bana dönük bir şekilde oturuyordun. Boş zamanlarını benimle dalga geçerek harcamayı seven Barty Crouch Jr. ve Evan Rosier'ın yanında olduğun için bir kitaplığın arkasında saklanmıştım. Büyük ihtimalle bulanıklara karşı ortak nefretleri hakkında konuşup gülüyorlardı, fakat sen onlara katılmak yerine tüm dikkatini üzerinde yazdığın uzun parşömene vermiştin. Bir anlığına kastığın elin ve yere ritmik bir şekilde vurduğun ayağından endişeli olduğunu tahmin etmiştim. Biçim değiştirme ödevini yaptığını düşündüm, çünkü Profesör McGonagall her zaman gereğinden fazla ödev verirdi, birinci sınıflara bile.

Yüzünü görmek istediğim bir anda ileri adım atma hatasını yaptım ve anında cümlesini yarıda kesip gözlerini bana çeviren Barty'nin bakışları ile karşılaştım.

Nefesimin kesilmesiyle geri çekildim ve önümdeki kitaplıktan rastgele bir kitap seçerek okuyormuş gibi görünmeye çalıştım. Şimdi geriye bakınca ne kadar aptalca bir davranış olduğunu anlıyorum, çünkü Barty kesinlikle onları dinlediğimi düşünüyordu.

Elimde tuttuğum kitabın ters çevrilmiş olduğunu fark etmemle kendi aptallığıma göz devirdim ve en iyi seçeneğimin onları görmezden gelerek kütüphaneden çıkmak olduğuna karar verdim. Onların yüzüne bile bakmayacaktım, fakat başımı dik tutmaya özen göstererek hızlıca yanlarından geçmeye odaklanmışken Barty'nin ayağıyla bana çelme taktığını görememiştim.

Kendimi bir anda oturduğun masanın üstünde bulduğumda bildiğim tüm küfürleri içimden saydırıyordum. Yanlışlıkla mürekkebini devirmiş ve neredeyse bitirmiş olduğun ödevin mahvolmasına yol açmıştım. Teknik olarak tamamen Barty'nin şuçuydu, fakat sen bana ilk doğmuş çocuğunu öldürmüşüm gibi bakıyordun.

O zaman seni tanıdım. Tren istasyonunda seni gördüğüm andan beri bir yıl geçmiş olmasına rağmen neredeyse hiç değişmemiştin. Sıska bir çocuktun ve üniforman bile üzerinde bol duruyordu.

Daha az utanç verici bir durumda karşılaşmış olmayı dilerdim.

"Özür dilerim," dedim doğrulurken. Ayağa kalkmıştın ve boyun benden kısaydı, buna rağmen gözlerindeki karartı gerilememe sebep olmuştu. "Özür dilerim."

Sen hayal kırıklığıyla mürekkebe boğulmuş olan parşömene bakarken yapabildiğim tek şey özür dilemekti, Barty ve Evan ise kahkaha atıyordu.

"İstersen tekrar yazmana yardım edebilirim, ya da-"

"Önemli değil."

Ses tonunu ilk defa yakından duyduğumda itiraf etmeliydim ki gülümsememe engel olamadım. Dışarıdan bakınca ne kadar göz korkutucu gözüksen de ses tonun oldukça yumuşak ve çocukçaydı.

"Emin misin? Gerçekten-"

"Neden kaybolmuyorsun, Quincy? Her şeyi mahvediyorsun."

Kaşlarım çatılırken Evan'a baktığımda yüzündeki aptal sırıtış sinirlerimi o kadar bozmuştu ki ona orada lanet göndermek istedim, fakat yapmadım. Bunun yerine bir kez daha senden özür diledim ve kulaklarımdan duman çıkarken kütüphaneden ayrıldım.

O gün seninle aynı sınıfta olan bir Slytherin'e ödevin ne olduğunu sormuş ve derslerde gizlice bununla uğraşmıştım. Tahmin ettiğim gibi biçim değiştirme ödeviydi ve mükemmel yapmak için oldukça çaba sarf etmiştim. Aslında gurur duyduğum bir ödevdi, fakat parşömeni ödünç aldığım bir baykuşla sana ulaştırırken endişeliydim.

𝐜𝐚𝐭𝐡𝐚𝐫𝐬𝐢𝐬 〆 𝐫𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮𝐬 𝐛𝐥𝐚𝐜𝐤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin