"Bekleyin siz hele! Üç gün nezarethanede tutacağım hepinizi, üç gün!" diye bağırdı Ertuğrul abi minibüsün arka kısmında ellerinde kelepçeyle oturan gruba.
Sadece üzerinde bıçak taşıyanları aldığımız için Orhan, kavga ettiği mavi gözlü çocuk ve onu bakışırken yakaladığım kara gözlü çocuk dahil olmak üzere sekiz kişilerdi.
Sırf bu konuyu konuşabilmek için arabaya binmeden önce Kenan'a öne oturmamasını söylemiştim. Şimdi buraya gelirken tek başıma oturduğum ikili koltukta beraber oturuyorduk.
Ozan arabayı çalıştırdığı sırada fazla beklemeyip hemen girdim lafa. "Kenan."
"Söyle." bana bakmadan söylediği bu sözcükle göz devirdim. "Çok romantik. İnsan biraz kibar olur, askerlik arkadaşım sanki." dedim fısıltıya yakın bir tonda tripkâr bir modda. Ona söylemekten çok kendi kendime söyleniyordum.
Gözlerini tepeye dikip "Ben de isterdim söyle bebeğim demeyi ama malum ekip aracındayız ya Baran. Uzun süre bu şekilde fısır fısır konuşursak biri çıkar, hayırdır ne konuşuyorsunuz böyle fısır fısır der." sesindeki alaylı tavra karşılık tekrar göz devirmemek için kendimi tuttum.
"Neyse tamam geldik sayılır zaten. Arkada yürüyelim de şubeye girmeden önce konuşuruz." dediğimde başını salladı onaylarcasına.
Ertuğrul abinin kolundaki yara derin sayılırdı. Bu yüzden hâlâ elindeki bezi yaraya bastırmakla meşguldü. Şubenin bulunduğu sokakta özel bir hastane olduğu için şubeye kadar bizimle gelmiş, onu hastanenin hemen önünde indirmiştik. Bade abla da yardımcı olmak amacıyla onunla birlikte gitmişti.
Gamze, Hasan komiser ve Ozan yanlarında nezarethane yolcularımızla beraber önde yürürken biz arkadan geliyorduk. Gamze'nin arkasına dönüp bize bakmasıyla Kenan "Bir şey konuşacağız siz gidin." dedi elinin tersiyle şubenin girişini göstererek.
"Evet seni dinliyorum." derken kollarını göğsünde kavuşturmuş, bakışlarını bana dikmişti. "Ama inanmayacaksın. Hatta kesin gülersin." dediğimde az önce söylediğimi daha erken bir şekilde gerçekleştirerek gülmeye başladı. "Söyle tamam gülmem."
"Bu Orhan'ın kız kardeşimin namusunu kirletti dediği çocuk var ya hani, mavi gözlü olan." kaşları çatılıp yüzüne daha ciddi bir ifade hakim olmaya başlarken "Eee?" dedi sert bir tonda. "Kenan benden küçükler ilgimi çekmiyor." diyip kıskançlık yapmasının anlamsız olduğunu anlatmaya çalışıyordum ki "He büyük olsa çekecekti yani?" dedi.
Abartılı bir biçimde gözlerimi devirdim. "Kenan senin dışında kimsenin ilgimi çekmediğini ve çekemeyeceğini söyleyecektim ama lafı ağzıma tıktın! Olay ben değilim zaten, dinler misin beni?" dediğimde derin bir nefes verdi. "Anlat başımın belası anlat." Ona gözlerimi kısıklaştırıp kötücül bir bakış atsam da karşılık vermedim. "İşte o çocuk buraya getirdiğimiz çocuklardan birinden fena halde hoşlanıyor. Şu buğday tenli yapılı çocuk var ya." gülmemek için dudaklarını birbirine bastırsa da bunu pek iyi becerdiği söylenemezdi.
"Baran böyle bir şeyi bu kadar kısa bir süre içerisinde anlamış olamazsın."
"Kenan eğer o sırada dikkatini onlara vermiş olsaydın emin ol sen de fark ederdin. Ben normalde böyle şeyleri asla fark etmem, ama o kadar barizdi ki...Yani o kadar barizdi ki o an anlayıp anlamadığını görebilmek için sana baktım ama sen onlarla ilgilenmiyordun."
Tatmin olmamış bir ifadeyle alnını kaşıdı. "Bilmiyorum Baran. Dikkat ederim bir dahakine ama sanmıyorum."
"Tamam dikkat et yeter."
-
"Lan ne bu benim sizin mahalleden çektiğim? Hele sen Orhan, hele ki sen! Bir kavgadan eksik kalma, her haltın altından sen çık tamam mı Orhan? Aferin!" Ertuğrul abinin parmaklıklar ardında, diklemesine konulmuş kuru tahtalarda oturan sekiz çocuğa söylediklerine gülmemek için büyük efor sarf ediyordum. Isırmaktan diş izlerimin çıktığı dudaklarımı serbest bırakıp Ertuğrul abiye sakinleşmesini söyleyecektim ki tekrar yükseltti sesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anons | DÜZENLENİYOR
Romantizm| Tamamlandı | Bir komiser ve komiser yardımcısının hikayesi. (BoyxBoy bir hikayedir.) #gaylove 1- 121020🏳️🌈 #loveislove 1-240121🏳️🌈 #bxb 2- 060521🏳️🌈