🎪04: "Dad he's very small yet "🎪

4.3K 518 65
                                    

Jeongguk Yaş: 15

Tae Tae: 5,5

_

"Şimdi ne yapacaksın?"

"Bilmiyorum, babam onu haftaya olan gösteriye çıkarmak isteyecektir."

"Buna izin verecek misin?"

Jeongguk, cevap vermedi. Her bir soruda daha da geriliyor ve bir çıkmazın içine sürükleniyordu. Kendisiyle üç gündür beraber olan minik bedene fazlasıyla alıştığını aynı zamanda onun için endişelendiğini hissediyordu. Eğer gösteriye çıkarsa onu etkileyecek kötü şeyleri düşündü. Henüz bir tahmin yürütemiyordu çünkü bulundukları şehirde ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorlardı.

Jeongguk konuşmak için babasının yanına gittiğinde onu ikna etmek için birkaç neden düşündü. Karavana bindiğinde okul çantasını kenara bıraktı. O sırada babasının gözleri kendisine dönmüştü. "Baksana, seninki için birkaç kostüm diktim." Jeongguk'a gösterdiği tüylü ve parıltılı giysilere gururla bakarken kendisine gelecek olan kazancı düşünüyordu. Ona göre aralarında bulundukları halk yeni üyelerine bayılacaktı.

"Yarın ki gösteriye çıkmayacak." Bakışları babasının şaşkın bakışlarını bulduğunda elindeki giysileri bırakıp çatık kaşlarını ciddi görünen oğluna dikti. "Ne saçmalıyorsun?" Babasının kendisini küçümseyen sesini duyduğunda sağ yumruğu sıktı.

"O daha çok küçük. Gösteriye çıkamaz. Üstelik sadece bir numara biliyor."

"Öğretirsin?"

"Baba! O çok küçük."

"Bana bak Jeongguk, eğer gösterilere çıkamazsa onu bu sirkte barındırmam. Anladın mı?"

Jeongguk daha da sinirlendiğini hissederken sakin kalmaya zorlandı kendisini. "Sadece yarın ki gösteriye çıkmayacak. O küçük baba. Bırak, biraz büyüsün, bende ona yeni numaralar öğreteyim. Sonra gösterilere çıkabilir." Babası pes etmiş bir şekilde kıyafetleri koltuğun üzerine attı. "İyi öyle olsun. Sonuçta senin o. İstediğin zaman gösterilere çıkartabiliriz." Jeongguk derin bir nefes verip yumruk yaptığı elini gevşetti.

"Teşekkür ederim."

"Ne demek. Bize bir zararı yok ne de olsa. Sadece biraz fazla süt almamız gerekecek." Jeongguk kafa sallayıp karavandan çıktığında Daisy'nin samanlığına ilerleyip, kilidi açtı ve içeri girdi. Samanlıkta büyük bir sessizlik varken kapıyı arkasından kapatıp bakışlarını etrafta gezdirdi. "Tae Tae?" Sesini duyurabileceği şekilde seslendiğinde üst üste dizilmiş olan samanlığın arkasında bir hareketlilik görmüştü. Oraya ilerlediğinde kafasını uzatıp samanların üstünde oturan minik bedeni gördü. Ve de ağladığını.

Dudakları aralandığında ağlayan bedene yaklaştı. Hemen yanına oturduğunda elini kaldırıp açık mavi saçlara atarak nazikçe okşamaya başlamıştı. "Neden ağlıyorsun bakalım, hm?" Şefkatli bir sesle mırıldandığında dolu gözler ona dönmüştü. "Vuy, vuy." Dudakları yine aynı kelimelerle aralanırken Jeongguk kollarının altından tutup kucağına oturtmuştu.

Siyah beyaz kuyruğunu okşarken dalgalı saçlarını geriye atmıştı. Üzerinde Jeongguk'un onun için diktiği bir tulum ve kırmızı bir tişört vardı. Kuyruğu için küçük bir delik açmıştı tulumun arkasında. Elini açıkta olan kilolu bacaklarına attığında soğuk olduğunu görmüştü. Belki de üşüdüğü için ağladığını düşünmüştü. Üzerinde ki okul ceketini çıkartıp küçük bedenin etrafına sardığında gülümseyerek baktı. "Hava soğuk, öyle değil mi?" Karşısındakinden küçük küçük mırıldanmalar duyduğunda kendisine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı.

"Merak etme. Her şeyi ben sana öğreteceğim."

_

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jeon's Circus × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin