Küçükken anlatılan korkunç hikâyelerin ürkütücülüğünü eminim birçoğunuz yaşamışsınızdır. Duyduklarınızın yarattığı gerilim, çocuk psikolojisiyle birleşince kuytulardan, karanlıklardan korkar olmuşsunuzdur. Her an bir öcünün ya da farklı imgelerin çıkıp size saldıracağı beklentisiyle titremişsinizdir. Sonra gün gelmiştir tüm bu hikâyelerin aslında insanların birbirlerini korkutmak için uydurdukları hayal ürünlerinden ibaret olduğu algısı yüklenmiştir beyinlerinize ve içiniz rahatlamıştır. Böylece bilinmeyenlerden kaynaklanan korkular da yerini, insan eliyle gelebilecek kötülüklerden kendinizi ve sevdikleriniz sakınma duygusuna bırakmıştır..
Peki ya, insanların yaşam döngüsündeki 'korku' gerçeği bu çerçeveyle çizilmişken, biri çıkıp da size küçüklüğünüzde veya kamp ateşinin başında anlatılan o hikâyelerin aslında gerçek olduğunu, içlerindeki varlıkların bizim görmediğimiz bir boyuttan hayata müdahale ettiklerini söylerse? Üstelik bunu söylemekle de kalmayıp canlı canlı ispatlarsa? Nasıl tepki verirsiniz acaba?
Sizi bilemem ama kendi adıma 'Keşke böyle bir ispat yapılabilse' diyenlerden olsam da, 'Ölümcül Oyuncaklar: Kemikler Şehri'ndeki iblislerle karşılaşmak istemem doğrusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Oyuncaklar;Gölge Avcıları hakkında.
FantasyCassandra Clare'in kitabı ve bir çok uyarlama dizi ve filmi konu alan fantastik yapım hakkındaki ilginç detaylardır. Siz ona "SHADOW HUNTERS" da diyebilirsiniz..