Yaptığım şey yanlıştı biliyordum. Taeyong'un öfkesini hafifletmek için Mark'ı yok saymıştım. Mark'ın gözlerindeki hayal kırıklığı kalbimi parçalamıştı fakat bunun dönüşü yoktu artık.
Hissettiğim pişmanlık duygusu vücuduma yayılırken, ''Açmıyor.'' demişti Jungwoo sıkıntılı bir sesle. Elindeki telefonu sehpaya bırakırken, ben de ağlamaklı bir ses çıkardım. ''Sıçtım beni asla affetmeyecek.''
Başımı yasladığım koltuktan kaldırırken, ''Ne yapacağım peki?'' diye sordum umutsuzca. ''Taeyong, eğer özür dilemezse onunla uğraşacağını söyledi...''
Jungwoo ağzının içinden bir küfür savurmuştu Taeyong'a. Onu ilk kez bu kadar ciddi ve düşünceli görüyordum.
Kafamı tekrar koltuğa yaslarken, ''Mark'ı özür diletmeye kimse ikna edemez.'' dedim üzgünce. ''Lee Donghyuck gelsin yine ikna olmaz.''
Alayla söylediğim bu şey Jungwoo'nun ilgisini çekmiş olmalıydı. Yaslandığı yerden doğrulurken tek kaşını kaldırdı.
''Olur.''
''Ne olur?''
''İkna olur, Mark hayranı olduğu kişiyi görürse ikna olur.''
Kaşlarımı çattım.
''Dalga mı geçiyorsun Jungwoo, Hyuck'u nereden bulalım?''
''Kalk.'' demişti oturduğu yerden kalkarken, ''Şirkete gidiyoruz gerisini bana bırak.''
Oturduğum yerden ayaklanırken, Jungwoo'nun aklından ne geçiyordu bilmiyordum fakat merak ettiğim kesindi.
⸻ ♡ ⸻
Taksiden indiğimizde dudaklarımı dişleyerek önünde durduğumuz büyük binaya baktım. Buranın kapısından içeri bile giremeyeceğimize emindim fakat bir cesaretle Jungwoo'nun peşine takılmıştım işte.
"Nasıl gireceğiz buraya?"
Jungwoo beni yanıtsız bırakmış girişteki görevliye doğru adımlamıştı.
"Merhaba, ben Kim Doyoung ile görüşecektim ismim Kim Jungwoo."
Güvenlik görevlisinin delici bakışları suratımızda dolaşmış sonrada kafasını iki yana sallamıştı.
"Giremezsiniz."
"Doyoung'a geldiğimi söyler misiniz? Eminim o isteyecektir girmemizi. Acil görüşmem gerekiyor."
Görevli tekrar olumsuzca kafasını salladı.
"Sizin gibi kaç tane kaçık geliyor buraya haberiniz var mı?"
Jungwoo iyice sinir olurken biçimli kaşlarını çattı.
"Jungwoo hadi gidelim." Ben ise çoktan umudumu yitirmiştim. Gitmek için Jungwoo'yu çekiştirsemde Jungwoo pes etmek istemiyor gibiydi, düşünür bir ifade ile bakışlarını etrafta gezdirdi.
''Ne oluyor orada?'' Sanki büyük bir şey görmüşçesine bir yaygara koparmış görevlinin odağını bizden çekmesine sebep olmuştu. Görevli bakışlarını çevirirken Jungwoo kolumdan tutarak hızla içeri sokmuştu bizi fakat görevlinin fark etmesi uzun sürmedi.
''Size giremezsiniz dedim.''
İnce belim sert bir el tarafından kavrandığında karnıma heyecandan ağrılar saplanıyordu. Görevli hem Jungwoo'yu hem beni tutarken, ''Tamam.'' diye bağırdı Jungwoo, ''Kendimiz çıkarız.''
O sırada asansörden çıkan Doyoung'u görmüştüm.
''Doyoung!'' Jungwoo'da görmüş olacak ki ona seslenmiş, Doyoung'un odağına girmemizi sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you are just a fan // jaeyong
Hayran KurguJaehyun'un, hayranı olduğu kişiye yazdığı şeyler bir gün o kişi tarafından okunursa ne olur? uke jaehyun ! seme taeyong ! #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox