-Bölüm 7-

358 161 134
                                    

Multimedia: NF-Paralyzed

Herkese yeniden merhaba. Yeni bölümü yayınlamak için biraz bekleyeyim diyorum her seferinde ama dayanamıyorum..:) Buraya benim için minik bir '❤️' bırakır mısınız?  Hepinize iyi okumalar.

Hızla arkamı döndüğümde şaşkınlıkla kızgınlık arasında kalmış gözlerle bana bakan Barın'ı gördüm. Neden burada olduğuma anlam verememişti açıkçası ben de anlam veremiyordum. Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatarak konuştum.

''Asya, onunla gelmemi istemişti.''

 Kaşları hayretle havalandı. Yüzünü incelediğimde gözlerinin ne kadar çökmüş olduklarını fark ettim. Atalay kadar dışa vurmasa da o da oldukça dağılmış görünüyordu. 

''Asya nerede şimdi?'' 

''Atalay'la beraber gittiler.''

Gözleri kısıldı. Yüzüme o kadar dik bakıyordu ki rahatsızca yerimde kıpırdandım.

''Onlar gittiyse sen neden buradasın?''

Ben de bilmiyordum bu sorunun cevabını. Elimi enseme götürerek gergince kaşıdım.

''Sadece çiçek koymak istemiştim.''

''Koydun, şimdi git.''

Sert tavrına karşılık kaşlarım çatıldı. Neden böyle davrandığını anlamamıştım. Çiçek koymak suç muydu? Öfke damarlarımla gezinirken hiçbir şey demeden başımı olumlu anlamda yavaşça salladım. Belli ki yalnız kalmak istiyordu, tavrı ne kadar beni öfkelendirse de onu rahatsız etmeyecektim. Adımlarımı çıkışa doğru yönlendirdim iri bedeninin yanında geçeceğim sırada sesi ile olduğum yerde kaldım. Yüzümü, yüzüne çevirdim.

''Papatyaları çok severdi. Onlara papatya aldığın için teşekkür ederim.''

Tavırlarındaki bu ani değişim karşısında kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Kimi kastettiğini anlamıştım. Papatyaları seven Ahu'ydu. Ben de severdim papatyaları. Zariflerdi. Başımı 'önemli değil' dercesine salladım. Ayaklarıma yeniden komut vererek ilerlemeye devam ettim.

Mezarlığın çıkışına ulaştığımda tereddüt içinde kalarak arkamı dönüp Barın'a baktım, gözlerim aradığını hemen bulmuştu,  bir kenarda oturmuş küçük mezara bakıyordu. Ona baktığımı anlar gibi bakışlarını benim olduğum yöne doğru çevirdi. Bu hareketi ile göz göze gelmek istemediğimden başımı hızla önüme çevirdim ve mezarlıktan tamamen çıktım.

Taksiye evin adresini verdiğimde Asya'ya, Atalay'ı da alıp bize gelmesine dair bir mesaj gönderdim. İkisini de yalnız bırakırsam daha çok üzüleceklerdi durmadan düşünerek acı çekmelerine göz yumamazdım. Kafalarını dağıtacak bir şeyler yapmalıydık. Bir an durup kendi tavrıma şaşırdım. Eski, insanlara karşı soğuk, mesafeli Saye kendini ilgilendirmeyen hiçbir şeyle ilgilenmez, karışmazdı. Ama şimdi bu insanlara karşı hissettiğim yakınlık beni değiştiriyordu ve onları önemsiyordum. Üzülmelerini istemiyordum.  

Taksi evin önünde durduğunda cüzdanımdan çıkardığım parayı taksiciye uzatarak taksiden indim. Elimi montun cebine atarak anahtarımı çıkardım ve ardından kapıyı açarak içeriye girdim. Evin sıcak havası yüzüme vurduğunda soğuktan kasılan bedenim rahatlamıştı dışarısı gerçekten soğuktu. Barın'ın bu soğukta mezarda üstelik tek başına olduğu aklıma gelince rahatlayan bedenim yeniden gerildi.. Kaşlarımı çatarak kendime kızdım. Bana neydi? Sonuçta beni kovan kendisiydi.

Çalan kapı beni düşüncelerimden sıyırdığında hızla arkamı dönerek kapıyı açtım. Atalay ve Asya'yı gördüğümde gülümsedim. Atalay üzerindeki çamurlu kıyafetlerden arınmış, Asya'da sabahki haline göre daha iyi görünüyordu.

SAYENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin