Güne kötü başlamıştım. Taehyung ise daha da kötü hale getirmek istiyor gibiydi. Girdiğim sınıfta sadece onun yanının boş olmasının başka açıklaması olamazdı.
Geri çekilenin ben olmayacağımı da iyi bilirdi o. Bu yüzden adımlarım sırasına ulaştı. Yüzündeki yan gülümsemesi, yanındaki boş sandalyeye kolunu koyarak oturması onun benim aksine gününün iyi başladığını gösteriyordu. Kolunu koyduğu o sandalyeye yerleştim. Sırtımı arkaya bilerek yaslamadım ve dik, rahatsız pozisyonumda oturdum. Şimdi gözleri yan profilimdeydi. Feromonunun yaydığı vanilya kokusu ciğerlerimi hafifçe teğet geçti. Ona bakmadım. Ne kadar imkansız olsa da benimle bugün uğraşmamasını diledim. Telefonum çaldı. Kalçamı hafifçe yükseltip arka cebimdeki telefonu çıkardım.
Jeongguk
Aramayı cevaplayıp kulağıma götürdüm.
-Efendim?
-Ben gecikeceğim yaaa.
-Niye? Oğlum bak teneffüste burada olman lazım sikerim seni.
-Neden bu kadar kızgınsın civcivimm? Merak etme yetişirim teneffüse ben seni iyi ederim gelinceee. Ama yok yazılmayayım benim yerime imza atsanaaaa
-Neden geç kaldın?
-Şey... Saçıma güzel şekil veremedim uzun uğraş sonucu da saçımı yıkamak zorunda kaldım. 👉🏻👈🏻
-Bunun için beni yalnız mı bıraktın yani?
-YAAA CİVCİCİM NE YALNIZ BIRAKMASI SAÇMALAMA AMA NE YAPAYIM OLMADI İŞTE. AMINA KOYDUĞUMUN SAÇINI DAHA DÜN YIKADIM BU SABAH YAĞLANMIŞ GİBİYDİ. TARADIM DAHA DA KÖTÜ OLDU.SAÇIMI YOLACAKTIM VALLA YOKSA SENİ YALNIZ BIRAKIR MIYIM BEN?
"Hiç yalnız bırakmaz mısın gerçekten?" diye duygusala bağlayıp ağlamak istiyordum şuan. Ama yanımdaki varlık saolsun tabi ki yapmadım.
-Tamam kes. Ders başlayacak.
Telefonu kapatıp tekrar cebime attım.
-Fark ettin mi oturduğundan beri sataşmadım?
-Varlığını fark etmemek mümkün değil merak etme.
-Âşıksın bana.
Tüm sınıfın dikkatini çekmek ister gibi yüksek sesle söyledi. Çekti de.
-Yanına oturmam için bu kadar zahmete girmişsin. Daha çok sen bana âşık gibisin.
-Sorgulamadan oturdun ama. İtiraf et karıcığım. Seviyorsun beni.
Sinirle burnumdan derin bir soluk aldım. Karnım hafif hafif kasılmaya başlamıştı bile. Onun ise vanilya kokusu bir tık şenlenmiş gibiydi. Benim. için. iyi. DEĞİLDİ.
-Havamda değilim Kim Taehyung.
Güldü. Hoca sınıfa girip, yoklama kağıdı elden ele dolaşmaya başladığında sabırsızca sıranın bana gelmesini bekledim. İmza attıktan sonra kafamı sıraya gömüp uyuklayarak acımın artmamasını diliyordum. Nihayet önümde oturan çocuk arkasına dönüp kağıdı sırama bıraktı. Çantamın içinden kalem çıkarmaya mecalim yoktu. Bu yüzden sıranın üstünde duran Taehyung'un kalemini aldım. Hem benim hem Jungkook'un isminin oraya imza atıp kağıdı Taehyung'un önüne ittirdim. Elini bana doğru uzattığında tip tip yüzüne baktım.
-Kalemimi versene gerizekalı.
-Hangi kalemi?
Yüzüme baktı. Ona ufak bir gülümseme gönderip elimdeki kalemi gözünün önünde salladım. Pekala, kalem çıkarmaya halim olmasa da bu piçle uğraşmayacağım anlamına gelmiyordu. Taehyung gözlerini kısıp beni bakışma yarışına çekti. Kesinlikle ve kesinlikle ilk ben çekmezdim gözlerimi. Sıraya kıvrılmak isteyen yanım bana acıyan gözlerle bakıyordu. "Birazdan ebeni sikicem" der gibi bakıyordu. O sırada yan sıramızda oturan kızlar fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romeo's Broken Heart (vmin omegaverse)
FanfictionAlfa Kim Taehyung sürekli sataştığı o çocuğa çok âşık.