Merhaba arkadaşlar, bu benim 2.hikayem(1.'si hala devam ediyor) Ama 1.'si The Vampire Diaries Hakkında idi. Ilk defa böyle bir hikaye yazacağım. Umarım beğenirsiniz :)))Her türlü yorum ve eleştiriye açığım, lütfen (tabi eğer beğenirseniz) vote'nizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin iyi okumalar.
"Yaz tatili bitmek üzereydi.Hayır olamazdı olmamalıydı, daha çok erkendi. Koskoca 3 ay göz açıp kapayıncaya kadar bitemezdi.
Çok sevdiğim bu kasaban taşınıyorduk,bütün arkadaşlarımdan daha doğrusu yıllardır beraber olduğumuz için arkadaş değil kardeştik biz. Nereye baksam bir anım gözümün önünde canlanıyordu. Bu kadar yaşanmışlığın üzerine burayı bırakmak çok zor olacaktı.
Ilk aşkım burda olmuştu. Tabiki çok kişiyi sevdim, hoşlandım hatta belki "aşk"olmadan çıktım. Çıktığım herkesi sevmiştim ama sadece sevmiştim. Bir çocuk hariç işte ben ona "aşık" olmuştum.O günden sonra "aşk" benim için ayrı bir anlam kazanmıştı. Eşi benzeri yoktu o duygunun ve ben sadece o benim gözlerimin içine aşk ile baktığında, her kalbinden bana "seni seviyorum" diyişinde onun o tatlı gülüşünde hissedebiliyordum bunu. Ve işin kötüsü o duygu bir kere tatınca o duygu olmadan yaşayamıyor insan. Hiç aşık olmayan bir insan çok saçma bulur bu tür şeyleri ama aşık olduğu anda o da anlar ve hisseder dünya da eşi benzeri olmayan duyguyu bulduğunu. Tabi ben burada sadece aşkı öğrenmedim, başka ilklerim de oldu :
Aldatıldım
Aldatılmama rağmen sevdim
Aldatıldıktan sonra affedip tekrar sevip üstüne terk edildim
Ve hala sevdim.
Bunu okurken bana "salak" diyebilirsiniz çünkü ÖYLEYDİM. "Lidya: Ve fasa fiso nebimne. Bence sen kafanını yiyon be Rüya kızım. Millet yaşadığı güzel anıları yazmak için günlük tutar ama sen hey maşallah.
Ya sanane bu da benim zevkim, hem ben oraya gidince bu günlüğü açınca burda yaşadığım her anıyı yeni baştan yaşamak istiyorum. Iyi-kötü bütün herşeyi.
Lidya:Ya böyle konuşma gidince midince diye moralini bozuyon insanın hem benimle olan anıların için günlük tutmana gerek yok, bi telefon kadar yakınım sana zaten 1 saatlik here gidiyon, her hafta sonu görmeye gelirim seni ben gören sananda dünyanın öbür ucuna gidio sancak. Sabahtan beri yüzün sirke satiyo zaten bi de bu günlük içim daraldı valla.
Ay hiç nazını çekemem valla canım. Okucam diye tutturan sensin, eline zorla verdik sanki.
Lidya: Ne biliyim lan ben senin böyle şeyler yazdığını. The Vampire Diaries izleye izleye senden günlük konusunda beklentim arttı. "Dear Dairy" bile dememissin.
Lidya bazen çok "ya he yav he" oluyorsun. Adamım içini daraltıyorsun.
Lidya: ----____---- sohbetine doyum olmuyor ama ben kaçar canım, akşam görüşürüz.
Tamam hadi görüşürüz.
Lidya gittikten sonra tekrar düşüncelerimle başbaşa kalmıştım. Genellikle boş Zamanlarımda yanımda en iyi arkadaşlarım yokken yabanci dizi seyreder, şarkı dinler , kitap okur , internette gezer ya da kafamda cevabını bulamadığım sorular hakkında fikir yürütürüm. Şu an canım şarkı dinlemek istemiyor ya da dizi seyretmek daha dün harika bir kitap bitirdim " But Was It Murder?" en iyisi bn zihmimle kendimi başbaşa bırakayım.
Burdan gidince Lidya'yı çok özlicem her anımda yanımda olan mükemmel bir insan annesi ingiliz babası Türk bu yüzden adı Lidya benden biraz daha kısa kahverengi gözlü siyah saçlı çok tatlı bir kız ben o olmadam ne yapıcam hiç bilmiyorum. Zaten gideceğim yer hakkında kafamda milyonlarca soru işareti var en büyüklerinden birisi de orda nasıl bir Lidya bulucam? Aslında cevabı belli BULAMICAM. Ama orda bana kim destek olcak ? Sadece ben... Zor olucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Be On My Way
Teen FictionAldatıldım Aldatılmama rağmen sevdim Aldatıldıktan sonra affedip tekrar sevip üstüne terk edildim Ve hala sevdim. Bunu okurken bana "salak" diyebilirsiniz çünkü ÖYLEYDİM. "