Bütün işlerimi halletmiş çıkıyordum ki kapı açıldı ve güzel çiçeklerle biri girdi.
"Lal Güneş mi?" diye sordum.
"Evet, benim," dedi.
"Bu çiçekler size gelmiş. Bir imza alıcam," gülümseyerek adamın elindeki kalemi aldım ve imza atılacak yeri imzaladım. Sonra adam gittikten sonra çiçeklere baktım. Çok güzellerdi. Onları da alıp çıktım.
Asistan kıza döndüm, "Yarın her şey eksiksiz olacak, biliyorsun. O yüzden herkesle konuşulduğu gibi davran, ama yine de orada olacak kişileri uyar, sonra da istediğin saatte çıkabilirsin," dedim. Gülümsedi ve beni onayladı.
Çıkışa geldiğimde gülerek beni bekleyen adamıma baktım. Bu arada asansörde çiçeği kimin gönderdiğini bulmuştum. Notunda kendini belli etmişti, "Biricik yengen" yazarak Asya'ydı.
Arel beni götürdüğünde gülen yüzü birden buz kesti. Yanına gittim ve ilk sorduğu şey "Kim gönderdi çiçekleri?" oldu. Notu alıp Arel'e verdim ve çiçekleri arabaya bırakıp kendim öne oturduğumda Arel gülüyordu.
"Affettin mi bari?" dedi.
"Küsmedim ki, sadece sinirle ayrıldım oradan. Aman boş ver, yarın önemli bir gün ve sen toprağın başında velisi olarak duracaksın," dediğimde hemen bana baktı.
"Bana davetiye gelmedi," gülüp çantamdaki ailelere özel olan davetiyeyi ona verdim.
"Bu değişik mi?"
"Evet, sen bizim ailemiz değil misin? Ben öyle deyince biraz bana yaklaştı, biraz daha tam dibime girdi.
"Tabii ki, ailenimizsin. Sen oğlumuzun küçük bir ailesisin, ama bunu resmi olarak da bildirmemiz lazım."
"Evet, toprağımızın kimliğini düzeltmemiz lazım," biraz geri çekildi, arabayı çalıştırdı.
"Hem oğlumuz için hem de bizim tekrar evliliğimiz için," ne...
"Ne evliliği, hayır."
"Evet, evlilik. Bu gün yıldırım nikahı ne dersin?"
Allahım, ben sadece Toprak için sanarken...
"Hayır derim, ne evliliği. Yine aynısı mı olacak? Bir anda evleneceğiz, yok hayır, hem yarın defile var, 4 sonra Toprak'ın doğum günü. Kesinlikle olmaz."
"Tamam, sıkmayacağım seni, ama yarın bittikten sonra konuşuruz, olur mu?"
"Tamam."
Toprağın her şeyini çok erken halletmiştik bunun erken olmasını Arel sağlamıştı kimliğini bakıyordum " Lâl okula geldik hala kimliğe bakıyorsun " gülmeye başladım "bunun Toprak doğduğunda yapmamız lazımdı ama şimdi 4 yaşına girmesine az kaldı ay 5 yıl oluyor resmen senden ayrı kalalı "dediğimde Arel biraz buruk bakmadı ellerini yanağına koydum "ama ayrı kalsakda senin hala beni sevmen çok hoşuma gidiyor düşünsene yaşlanacağız birlikte. " biraz düşündükten sonra seslice gülmeye başladı tanrım çok güzel gülüyordu .
"Sen yine süslü olursun kesin topuklu ayakkabıların olmadan yapamazsın Arnavut kızı seni " Saçlarımı savurdum
" Tabi ki de öyle olacağım yine seninle didişeceğiz urfanın beyi "
Deyip arabadan çıktım okula doğru yürüdüğümde oda bana yetişmişti elimi tutup okula girdik .Müdürün odasının kapısını çalmak yerine, Arel birden içeri girdi. Arel, ters ters baktıktan sonra müdüre döndüm ve "İyi günler" dedim. Ayakları kalkıp elini uzattı. Tam ben de elimi uzatmak üzereyken, Arel yine yaptı yapacağını. Bir eliyle elimi tuttu ve kendi müdür beyin elini sıktı.
"Geçin oturun, Lâl Hanım," gülümseyerek, Arel'le karşılıklı oturduk. "Geçen geldiğimizde biraz karmaşık geçse de, biz Toprak'ın okulu için bilgilerini yenilemeye geldik."
"Ben formu getireyim," diyerek odanın içinde başka bir odaya girdi. Birkaç dakika sonra formu getirdi ve bana verdi. Formu Arel'e uzattım. Kendi hakkında olan bilgileri doldurmuştu, hatta benim hakkımdakileri de doldurmuştu. Forma baktığımda, ikimiz de "evli"yi işaretlemiş ve soyadımı değiştirmişti.
Müdür beye formu verdikten sonra bana baktı. "Soy isminiz yanlış yazılmış, Lâl Hanım."
Ben cevaplamak üzereyken, Arel yine lafa atladı. "Doğru yazıyor. Kısa süre sonra bu soy ismini sahip olacak. Bir daha git-gel yapmak istemiyoruz."
......
Birkaç imza attıktan sonra Toprak'ın öğretmeniyle konuşmaya gelmiştik.
"Biz Toprak'ın durumunu öğrenmeye geldik, Şule Hanım," dediğimde, öğretmen ilk bakışta içten bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Çok iyi, bu aralar sınıftaki arkadaşlarıyla da oynamaya başladı. Bundan 3-4 hafta önce sadece Ece ve Eda ile oynuyordu, şimdi daha fazla arkadaşı var son haftalarda," biraz duraksadı, "Toprak'ın saçını mı boyadınız, Lâl Hanım?" Arel ve ben gülümsedik. Arel cevapladı, "Hayır, bebekliğinden beri olan bir şey," dedi.
Sanki şaşırmış gibi biraz daha konuştuktan sonra okuldan mutlu ayrıldık. Arabamıza bindik ve eve gittik. Kapıyı açıp içeri girdiğimde şok geçirdim. Neden şimdi? Neden önceden gelmediler? Karşımda gördüğüm kişiler...
❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️☃️
Nasıl olmuş?
Sizce kimler geldi?.
Sınır: ⭐10 yorum:5
Çok birşey değil sadece beni mutlu etmiş olursunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM LÂL HAYATIM
Chick-LitSekreterine gülümseyip elimdeki kutuyu salladım sessizce sır verirmiş gibi söyledim "hamileyim haber vermeye gidiyorum " "çok sevindim lâl hanım tebrikler" gülerek kapıya tıklamadan açtığımda gülümsemem yüzümde soldu arellin bacağında kadın oturuyor...