ben drowned

35 3 0
                                    

Söylemiş olayım, son zamanlarda ikinci sınıf öğrencisi olarak yurt odama taşındım, ve bir arkadaşım bana eski Nintendo 64'ünü verdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Söylemiş olayım, son zamanlarda ikinci sınıf öğrencisi olarak yurt odama taşındım, ve bir arkadaşım bana eski Nintendo 64'ünü verdi. Kısaca söylemek gerekirse heyecandan havalara uçmuştum. Neredeyse on yıldır dokunmadığım, çocukluğuma ait oyunları oynayabilecektim. Nintendo 64'ü sarı bir kontrol cihazı ve Super Smash Brothers'ın ucuz bir kopyası ile geldi ve dilencilerin seçici olmadığı bu zamanlarda 9 level yapay zekayı dövmekten çabucak sıkıldım.

 O haftasonu,kampın dışındaki birkaç komşuyu ziyaret etmeye karar verdim, yerel garaj satışlarına uğradım (cahil ebeveynlerle iyi bir pazarlık umarak), Pokemon Stadium'un bir kopyası, Goldeneye (007'yi çok severdim), F-Zero, ve 2 dolara birkaç kontrol cihazı alarak günü sonlandırdım. Memnun olmuş bir şekilde mahalleden çıkmaya başlamışken son bir ev dikkatimi çekti.( Neden olduğuna dair hala bir fikrim yok.) Etrafta araba yoktu ve üzerinde çer çöp olan tek bir masa kurulmuştu, fakat bir şey beni kendine çekmişti. Genelde bu tür şeylerde hislerime güvenirdim, o yüzden kenara çektim ve yaşlı bir adamla karşılaştım. Dış görünüşü tanımlayabilecek daha iyi bir kelime olmadığı için can sıkıcıydı. Bu garipti, çünkü bana onun neden can sıkıcı olduğunu sorsaydınız herhalde net bir cevap veremezdim. Size söyleyebileceğim tek şey zamanım öğlen olmadığı ve bağırma mesafesinde de herhangi bir insanın bulunmadığıydı. Bu adama yaklaşmayı düşünmek dahi istemiyordum.

 Çarpık bir gülümsemeyle bana baktı ve ne istediğimi sordu, ve aniden onuın bir gözünün kör olduğunu gördüm. Sağ gözü o gizemli beyazlığa sahipti. Kendimi adamın sol gözüne bakmaya zorlayarak hiç eski video oyununa sahip olup olmadığını sordum.

 Çoktandır adam bana video oyunun ne olduğunu sorunca nasıl kibarca cevap vereceğimi düşünmeye başlamıştım, ama beni şaşırtarak eski birkaç tane olduğunu söyledi. Beni bir lahzada* döneceğine ikna etti, ve garajına girdi. Onun aksayışını izlerken, isteksizce masasında neler sattığına baktım. Masanın karşısında tuhaf tablolar; psikaytristlerin kullandıklarına benzer çeşitli mürekkep lekeleri vardı. Merakla onlara baktım. Adamın garajına neden kimsenin uğramadığı açıktı. Bunlar estetik zevkten uzaktı. Sonuncusuna geldiğimde, bir nedenden onu Majora'nın maskesine benzettim. Küçük diken çıkıntılı aynı kalp şeklinde gövde. Bu Freud yanlısı saçmalıkları gördükçe, gizliden gizliye  oyunu garajından çıkaracağına dair ümit beslemeye başlamıştım, ama ardından yaşanan olaylardan sonra artık çok emin değilim. Bunun hakkında adama soru sormam gerekirdi, keşke bunun hakkında adama soru sorsaydım.

 Majora şeklindeki lekeye baktıktan sonra başımı çevirdiğimde yaşlı adam yine oradaydı, ellerini bana uzatmış gülümsüyordu. Sizi temin ederim bana bir Nintendo 64 kartuşu uzatınca, refleksten yerimden hopladım ve tedirgin bir şekilde gülmeye başladım. Siyah bandının üzerindeki beyaz 'Major' yazısı hariç standart gri renkteydi. Bunun nasıl bir tesadüf olduğunu düşündükçe karnımda kelebekler uçuşmaya başladı ve adama bunu ne kadar istediğimi anlattım.

cp karakterleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin