20. Bölüm

41 13 93
                                    

Cayman Cline„
Tongue Tied.

20. BÖLÜM
"Keşif Birliği - Kısım 6"

Duvarın üstünde titreyen dizleriyle bekleyen kadın, biraz güç alabilmek adına kocasının eline uzandı. Korktuğunu belli etmek istemezdi ancak elinde değildi.

"Sence... Bununla başa çıkabilecek mi? Küçücük bir kız o daha," diye mırıldandı eşine doğru. Zeke Uenoyama, karısının narin elini sıkıca kavradı. 

"Elbette, Reyna. Mikasa Ackerman göründüğünden daha güçlü. Kardeşinden, annesinden, babasından, senden, benden... Grisha da bunun farkında. Farkında olmasa niçin bize ortak olsun?"

Kadın kararsızlıkla içini çekerken adam duvarın aşağısına çevirdi bakışlarını. İnsan ölmeden önce ne düşünür, ne söylerdi? 

"Peki ya Tooru?" dedi Uriel Uenoyama bu kez. "Ah... Benim küçük Tooru'm..." aklına bir daha göremeyeceği oğlu geldiğinde yüreği paramparça olmuştu kadının. Zeke ise soğukkanlıydı. Tooru her ne kadar kendisi yerine annesine çekmiş hassas bir çocuk olsa da içinde dayanıklı birisiydi. Yıllar geçtikçe ortaya çıkacaktı bu. Zeke bundan emindi. Hayatta kalacağına dair oğluna güveniyordu.

Öne doğru bir adım attığında sessizce hıçkırmakta olan Uriel de ona eşlik etti. 

Mikasa bilincini kaybettiğini hissediyordu. Bilincini kaybeden biri bunun farkında olabilir miydi bilmiyordu ancak kendinde olmadığına emindi. Zihni olması gereken yerde değildi.

En son atının üstündeydi. Değil miydi? Ne zaman evlerinin mutfağına gelmişti? Neden camın kenarındaki döşekte sağ koluna sıkıca bağlanmış bir sargıyla oturuyordu? Bölüğü neredeydi?

Kafasını çevirdi. Camdan yansıyan on yaşlarındaki kıza baktı. Bu kendisi miydi? Neden bu kadar küçük görünüyordu? Saçları ne zaman uzamıştı?

Mutfaktan evin odalarına çıkan koridorda birtakım sesler işitti. 

"Emin misin..? Grisha?"

Bu annesinin ne zamandır duymadığı sesiydi. Burnunun ucu sızladı, gözlerinin dolduğunu hissetti. Ayağa kalkıp yanına gitmek istedi ancak bacakları hareket etmiyordu.

Esmer bir adamı arkadan görüyordu. Babam?  diye düşündü kafası karışarak. Annesinin, babasının ve başka iki kişinin daha sesleri geliyordu. Onları çağırmaya çalıştı, sesi çıkmadı. Ama onlar yanına geliyorlardı. Endişeli görünen annesi ve daha önce hiç görmediği sarışın bir kadın biraz daha arkadalardı. Babası ve Tooru'ya çok benzeyen hatta onun on beş yıl sonraki hali gibi görünen gözlüklü bir adam kendisine doğru yaklaşıyordu. Tooru'ya benzeyen adamın beyaz eldiven takılmış elinde içi boş bir şırınga vardı.

Adamı tanıyor muydu? En ufak bir fikri yoktu. Sanki geçmişe gitmiş gibi hissediyordu ya da anılarının arasında kaybolmuş... Hayır, anılarının arasında kaybolmuş olamazdı. Böyle bir anıya sahip olmadığından emindi. 

Adam sanki kötü biri olmadığını belirtmek istercesine yavaş hareketlerle Mikasa'nın sargılı koluna uzandığında Mikasa tepki vermedi. Kolundaki sargının çözülmesini izledi. Bir yarayı kapatıyordu. Mikasa daha önce vücudunda böyle bir yara izine rastlamadığından emindi. Kırmızı iz, uzundu ve kıvrılan bir şekli vardı. Bir ejderin bedenine benziyordu.

Fırtına AnıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin