24.bölüm

278 19 2
                                    

Yazarın ağzından;
( Seviyor musunuz bu açı'yı?)

Genç adam önündeki dosyaları bir bir okuyor, yarısını imza ile onaylıyor gerisini ise yenilenmesi için geri gönderiyordu. Önündeki bardağı eline alıp kahvesini yudumladı.İşinden eskisi kadar yorulmuyordu fakat üstünde sorumluluk hissi ağırdı.

" 15:30' da genel toplantı var daha sonra 17:00'da Gres ile olan anlaşmanın üstünden geçilecek"

Hyunjin anladığını belirten mırıldanmalar çıkarıp elindeki kalemin kapağını kapatarak masaya bıraktı.Yejin'i özlemişti. Daha sabah görüşmüşlerdi fakat her saat başı aklına geliyor özlemi artıyordu.

Felix " Neye gülüyorsun?" Dediğinde hyunjin bakışlarını çekip " Hiç" dediğinde felix düşündüğü şey olduğunu tahmin edip gülümsedi. Yıllar sonra kız arkadaşı olmuştu e haliyle mutluydu.

Hyunjin oturduğu koltuktan kalkıp " Hava alacağım " diyerek odadan ayrıldı.

Koridorda yürüdüğü sırada kulaklarına dolan sesle adımlarını durdu. Ardından kaşları çatıldı.

" Son zamanlarda şirketten mutlu ayrılıyorsun"

Hyunjin hoşnutsuzca " Yani..?" mutlu olamaz mıydı?

" Kız arkadaşın mı var?" Hyunjin yanak içini ısırıp babasına döndü. Koridorda kimse olmadığından rahatça konuşabilirdi.

Düz bakışlarla
" Biliyorsan neden soruyorsun? Gerçi peşime adam takmışsındır ona sorsana"

Bay hwang yaştan dolayı kırışmış ellerini cebine koydu. Çocuğuna karşı samimi olduğu zamanlar gelmeyecek miydi

" Lee yejin.. iyi seçim" Hyunjin sinirle gözlerini yumdu. İyi seçimden kastı varlıklı olmalarıydı.Hyunjin, Ne kadar vakti varsa okadar gizlemek istiyordu . Ama babasından kaçar mıydı böyle şeyler?

" Karışma" tısladı.

Bay hwang yarım ağız
" Aşk cesaretlendirdi seni bakıyordumda"

Hyunjin 6-7 saniye dona kaldı hatırladığı şeyle bakışlarını kaçırarak arkasına döndü. Cesaret. Annesi oğluna daima cesaretli olmasını söylemişti ölmeden önce bile.Fakat hyunjin böyle bir adama karşı nasıl cesaretli olabilirdi?

Babasını görmek istemiyordu. Yüzüne bile bakmak onu sinirlendiriyordu. Babası duygusuzun tekiydi,bencildi kendi çıkarları dışında hiç birleyle ilgilenmezdi.

Bay hwang uslanmazca
Önemsizmiş gibi " Annen gibisin sende " dediğinde hyunjin yumruğunu sıktı. Annesini karıştırmamalıydı.Melek gibi bir kadının onun gibi tiksinç birisiyle birlikte olması.. dünya acımasızdı işte. Adaletsizdi.

Bay hwang yanından ayrılmadan önce alayla oğlunu süzdü " Acınası"

Hyunjin sinirden titreyen elinin üstüne diğer elinin üstüne koydu.Sabırlı olmalıydı.Sıktığı yanak içleri ağrımaya başlamıştı. Adımlarını hızlandırıp kendini dışarı attı. Çalışanlar hyunjinin durumuna anlam veremezken hyunjinin tek istediği hava alıp kendini rahatlatmaktı.

Eliyle yüzünü sıvazladı. Şirketten nefret ediyordu.Annesi istemeseydi bir dakika bile durmazdı burada.Annesine de sinirliydi neden onun gibi biriyle evlenmeyi kabul etmişti? Hiç mi gururu yoktu? Annesinin kendisi aşağılamasına izin vermesine dayanamıyordu.Başka biriyle evlenmeliydi. Bencil birine aşık olmak başlı başına hataydı.

İşin içine yejin'de girmişti. Bu konuda hiç birşey söylememişti kıza.

" Hyunjin napıyorsun burda?" Hyunjin sesin sahibine dönüp afalladı. Yejin?
Buraya geleceğini söylememişti.

Yejin yanına yaklaşırken hafifçe kaşını kaldırdı" O ifade ne?"

" Geleceğini söylememiştin şaşırdım" umarım az önceki halini görmemiştir

Yejin gülerek " İlla söylemem mi gerek " dediğinde hyunjin gülümsedi. Görmek bile içindeki siniri silip süpürmüştü. Tuhaf geliyordu.. birinin hislerini böyle yapması.

" Yemek yedin mi?" Yejin kafasını hayır anlamında sallayıp
" Birlikte yeriz diye yemedim"

" Gidip yiyelim ozaman" Yürürlerken hyunjin kolundaki saate baktı sadece 1 saat boşu vardı. İyi değerlendirmeliydi. Gerçi sadece izlese bile yeterdi ona. Ardından gözlerini kendisine birleyler anlatan sevgilisine kaydı.


Ögöföföföff hiç mutlu değilim

Amiss • Hwang hyunjin [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin