7.Bölüm İlk Dokunuş

708 378 503
                                    

kkelebekkeetkisii 'ne ithafen ❤
***
Selammmlarrr❤💫
Yeni bölümle karşınızdayım canlarım burayı pek uzun tutmak istemiyorum çünkü çok güzel bir bölümle karşınızdayım.

Oy atmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın .
Multi medyaya bakmayı unutmayın sizi orda bir sürpriz bekliyor.

Keyifli okumalar dilerim bugüne kadar yanımda olduğunuz için hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim. ❤❤❤❤
***
...Nane gibi kokan nefesi yüzüme çarpıyordu...

Rüya'dan

"Sonra dedim ki kendime ne diye milletin derdiyle uğraşıyorsun hangi iyiliğini bilen olur?
Düştüğünde kaç kişi elinden tutu?
Herkeste devasa bir maske, dost postunu giyen kim bilir kaç kişi var çevrende.
Bu insanlık görevdi de birtek sen mi alındın üzerine?
Ne demiş şair.. Huzur mu istiyorsun? O zaman az insan, az eşya. Şimdi kaldır kafanı, doğrult belini ve hayatı sadece seni hak edenlerle yaşa..."

Okuduğum kitaptaki cümleler sanki beni anlatıyordu. Yazar çok güzel anlatmıştı ama ben bu kadar güçlü değildim az insan az eşya demişti ama benim hayatım öyle olmasına rağmen ben mutlu değildim.

Ben nasıl mutlu olacaktım?Ben nasıl hayattan keyif alacaktım?

Yine sorular sorular. Keşke bana yön gösteren biri olsaydı çünkü ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Bunları Emreye anlatamazdım.Şimdiye kadar her şeyimi biliyordu ama bunları anlatamazdım.Çünkü bunlar çok saçmaydı.Bir bahanem yoktu bunları Emreye söylemek için Emre sanane Miray ve Mertten diyebilirdi.

Gerçekten banane ya.

Dün denize gitmek iyi gelmişti.Bugün kafamı dağıtmak için tekrar denize gidecektim.Deniz benim evimdi.Kitaplar arkadaşım.Gökyüzü ailemdi.

Bazen resim çizerek rahatlatıyordum kendimi kimsi kitap yazarak kimisi resim çizerek kimisi müzik dinleyerek rahatlardı.

Benim rahatlamaya o kadar ihtiyacım vardı kı resim çizerken bir yandan da müzik dinliyordum.

Bu özelliğimi ilk defa duyuyorsunuz değil mi zaten pek bilen yok pek çizmem genelde insanları çevremdekileri çizmeyi daha çok severim ama çizebileceğim biri yok.Bunu tekrar demiş olacağım ama çevrem yok ki.

Dışarı çıkmadan önce giyinmek için dolabımı açtım İzmir bu yıl pek soğuk olmasa da genel olarak baya yağmurluydu.

Hardal rengi kazağımı ,dar paça kot pantolonumu ve yeni aldığım hardal rengi botlarımı da ayağıma geçirdim.

Genelde siyah pantolon giymeyi tercih ederim ama bugün kot pantolon giymiştim.

Balkondaki Papatyalarımın gözüme çarpmasıyla balkona doğru yürüdüm yağan yağmur toprağını biraz aşındırmıştı.
Toprak ve papatya kokusu birbirine karışmıştı ve çok güzel kokuyordu.

Papatyaların yapraklarını okşamaya başladım.

İnsanlar sürekli Papatyaları öldürüyordu hemde aşkları uğruna bir seviyor mu ?Sevmiyor mu ?Uğruna papatyalar öldüyordu.Hemde ölümleri o kadar güzel kokuyordu ki hiç bir ölüm bu kadar güzel kokabilir miydi?

Karanlıkta Açan Papatya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin