[1] Belirtilmeyen Tarih

1.2K 155 96
                                    

Kırmızı, altın sarısı ağırlıklı döşenmiş salon sonbaharın getirdiği hafif metalik koku ve soğuk havayla dolup taşmıştı. Pencerenin önündeki kırmızı kadife perdeler rüzgarla beraber sallanıyor, kızıl tuğlalardan yapılmış şöminedeki kuru dal parçaları son nefeslerini verip çıtırdayarak yanıyordu. Şık bir oda olmasına rağmen basit bir düzeni vardı. Odanın 3 tarafında abartı lüks duran kırmızı koltuklar, koltukların etrafında altın kaplamalar vardı. Tavandan neredeyse salonun boydan yarısına kadar sarkacak büyüklükte olan altın rengi kristal avize, berjerlerin yanında duran altın rengi sehpaların üstüne yerleştirilmiş pahalı vazo ve biblolar, Hindistan'dan getirdikleri kırmızı halı...

Sıcak alevler yüzünden odanın büyük bir kısmı ılık da olsa şöminenin tam karşısında öylece durmuş Chuuya oldukça üşüyor, bacakları yanmasına rağmen hareket etmeyi reddediyordu.

Buraya neden geldiğini bilmiyordu. Sadece içindeki dürtüyü dinlemişti. Burası ona iyi gelecek gibi hissetmişti.

Bakışlarını parlak avizeden kaçırdı.

Burası ona hiç iyi gelmemişti.

Gözlerinden deli gibi yaş akarken kollarını omuzlarına sarıp başını eğdi. Pişmanlıkla dudağını ısırıp dişlerini sıktı.

Odadaki boğucu hava ve ağır küf kokusunu bastırması için perdeleri açmak istedi ancak yapamadı. Hareket edemiyordu.

O sırada halının üstünde duran, siyah küçük bir şey dikattini çekti.

İçimde Öyle Güzelsin ki [soukoku]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin