Kahvaltı için hazırlık yapan 15 kişilik grup mağaralara sığınmış hem soğuktan hem de kardan saklanmaya çalışıyordu. Bugün için planlanan sınırdan Irak'a geçmek ve diğer grupla buluşup İsrail'den gelecek mühimmat ve erzak desteğini karşılamak ve yeni eylem planları yapmaktı. Kahvaltı bitti ve herkes üçerli gruplar halinde yürümeye başladı. Ellerinde iki ağır makinalı M249-Saw üç RPG roketatar ve her birine zimmetli 15 AK-47 vardı. Ve her ihtimale karsı üzerlerinde ikişer el bombası bulunduruyorlardı. Irak'a ulaşmaları için Türkiye-Irak sınırı olarak kabul edilen azgın dereyi geçmeleri lazımdı. Ama eriyen kar suları da eklenince dere suları iyice yükselmiş ve geçişe izin vermiyordu.
'Bu geceyi burada geçirelim. " Dedi kirli sakalı olan kısa boylu adam.
"En mantıklısı bu zaten bir kamp ateşi yakalım ve ikişer saatlik arayla nöbet tutalım." dedi uzun boylu yeşil gözlü genç. Yaptıkları planın 1 günlük gerisinde kalmışlardı. Zaman ilerledikçe tüm grup yerleşmiş ve ikişerli nöbetlere başlamışlardı. Saat ilerlemeye ve hava git gide sertleşmeye başlamıştı. Hava çoktan kararmış ve bu şartlarda hem nöbet tutmak hem de uyku uyumak zorlaşmıştı. Gece boyunca yabani hayvanlar ve kurt saldırıları tehlikesi altında ne kadar uyunabilirse o kadar uyudular. Saat sababa karşı 4.40 civarıydı ve etraftan kırılan dalların çıtırtıları duyulmaya başlanmıştı. Nöbette olan iki kişi bu sesleri duymuş ve teyakkuza geçmişlerdi. Biri diğerine yaklaşarak "Sesleri duydun mu ?" dedi diğeri ise "canına susamış bir domuzdur dikkatini dağıtma" dedi. Sesler bir anda kesildi ve bir anda ortalığı havada uçuşan izli mermiler aydınlattı. Hic beklemedikleri bir anda baskın yemişlerdir ve üstelik hazırlıklı bile değillerdi. Nöbettekiler bu baskının şokunu atlatamadan biri kalbinden diğeri ise göğsünün sağ alt kısmından vurularak oldukları yere yığılmışlardı diğerleri daha uyanamadan etrafları sarılmış silahları alınmış ve etkisiz hale getirilmişti. Kafasında bordo bere olan ve rütbeli olduğu anlaşılan biri arkadan çıkageldi ve şöyle dedi: Sizi gerizekalı köpekler kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz değil mi ? Ama değilsiniz biz sizi en ummadık zaman da daha da iyisi uykunuzda bile yakalarız bizden kaçamazsıniz biz Osmanlı torunu Türk çocuğuyuz sizi aşşağılık köpekler şimdi hanginiz grup lideri ise hemen ortaya çıksın.
Grup lideri benim diye atıldı biri. Uzun boylu zayıf kahverengi gözlü ve uzun süredir banyo yapmadığı saçından anlaşılan biri. "İyi o zaman simdi sen bizimle geliyorsun" dedi ve ekledi "Diğerlerinin kıyafetlerini alalım ve geriye kalanlarımiz bu itlerin yanında kalsın sakın elinizden kaçırmayın" dedi. "Diğerlerinin kıyafetlerini alın ve bu eylemlerin arkasındakileri alalım arkadaşlar hadi bakıyım göreyim sizi."
Grup liderini haritayı ve palnın yazılı olduğu kağıdı alıp yola koyuldular. Dereyi geçip Irak'a girdiler. Akşam saatlerinde buluşma adresine varmışlardı ve gelecek olanları bekliyorlardı. Rütbeli olan asker grup liderini kolundan sertçe kavrayıp sakın bir yamuk yapayım deme eğer yaşamak istiyorsan tabii. Ve on dakika beklendikten sonra karşı yoldan mühimmat ve erzak getiren kamyon konvoyu gözükmeye başladı. Konvoy aslında dikkat çekmemek için sade ve göze batmayacak şekilde hazırlanmıştı. Konvoy giderek yaklaştı ve tam önlerinde durdu. Grup lideri olan adam öne çıktı ve anlaşılmayan dilde bir iki kelime konuştular ve adam kamyonun arka kapısını açtı konvoy dikkat çekmemek için sade olduğu için konvoy da sadece şoförler ve yanlarında refakatcileri vardı. Ve silah güçleri onlardan daha zayıftı. Anlaşmanın sonlarına yaklaştıkları zaman rütbeli olan askerlerinin gözlerine birer birer baktı hepside gelecek emirle saldırıya geçmeye sabırsızlanıyordu. Ve bekledikleri işaret geldi hepsi sessiz ve sinsice kamyonlara yaklaştı. Daha ne olduğunu anlamadan silahlarına ulaşma fırsatı bulamadan konvoydaki adamlar kafalarına birer kurdun yedi ve oldukları yere yığıldılar. Rütbeli olan asker cebinden küçük bir uydu telefonu çıkararak numarayı tuşladı çalan telefonun açıldığının anlaşıldığı bir şekilde "Alo" dedi. Burası Kobra görev tamamlandı Irak sınırı mühimmat ve erzak konvoyu imha edilmiştir. Birkaç saniye dinledikten sonra "Anlaşıldı" dedi ve grup liderini arka cebinden çıkardığı plastik kelepçe ile kelepçeledi. "Gidiyoruz" dedi. Tekrar geldikleri yönde ilerleyerek diğer adamları bıraktıkları yere gittiler. Rütbeli olan asker uydu telefonunu yeniden çıkararak konuştu.
-Burası kobra elimizde 11 kişilik grup var koordinatları gönderiyorum bir helikopter ile bizi aldırın.
Kamp alanında on dakikaya yakın bekledikten sonra helikopter sesi duyulmaya başladı. Ve giderek sesler git gide yaklaştı. En sonunda görüldü ve yavaşça kırmızı işaret fişeğinin yandığı yere indi. Diğer adamları helikoptere bindirdikten sonra helikopter havalandı ve yola koyuldu. Merkeze iklerinde herbir adamı tek tek sorgu odasına almaya başladılar içeriden çığlıklar yükseliyordu. Ve içeriye giren tekrar dışarı çıkamıyordu. En sona grup lideri olan uzun boylu adamı bırakmışlardı. Hücrede çığlıklar ve korku eşliğinde beklerken kafasının içinde savaş veriyordu. Ve sorgu zamanının geldiğini söyleyen uzun boylu ve kalıplı bir asker gözüktü kelepçelerini takıp hücre kapısını açtı ve sorgu odasına doğru kolundan çekerek sürükledi grup liderini. Sorgu odasına girdiğinde içeride sadece bir sandalye sağ tarafındaki duvarda ise siyah arkası gözükmeyen bir cam vardı. İçeriye kendisinin yoluna balta koyan o rütbeli asker ve siyah takım elbiseli uzun boylu sarışın ve sert bir duruşu olan bir adam daha vardı. Rütbeli asker konuşmaya başladı.
-Efendi efendi konuşur musun? Yoksa diğer arkadaşların gibi sende çığlık çığlığa ölmek mi istersin? Karar senin ve 3 saniyen var. Grup liderinin kafasında ki savaşta korksusu ağır bastı ve "Tamam konuşucağım" dedi.
-Anlat bakalım arkanızda kim var mühimmat ve erzak desteğini kim sağlıyor ve bu emirleri kimden alıyorsun. Eğer yalan söylediğini düşünürsem ölmek için bana yalvarırsın. Konuş şimdi.
-Mühimmat ve erzak desteğini İsrail sağlıyor ve yakında Türkiye'de iç savaş çıkararak Türkiye'yi yok edecek ve Türkiye'nin sonu Irak gibi olacak.
Grup lideri söylerken siyah takım elbiseli adam her kelimesini elindeki kağıda not ediyordu. Konuşma bitince grup liderinin koluna iki asker giregirerek geldiği hücreye geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRİLİŞ
General FictionBor yüzünden çıkan savaş ve bitimin eşiğine gelmiş Türkiye'nin yeniden doğuşu