26. BÖLÜM

15.6K 385 243
                                    


Soru soram: İrem'in yerinde olsanız ve aldatılsanız ne yapardınız?

:Sizce İrem Burak'ı affeder mi?

Ve son olarak kitabı nasıl buluyorsunuz? (Her türlü eleştiriye açığım, beğenmediğiniz karakter özelliğine kadar söyleyebilirsiniz ki ben de ona göre hareket edebileyim.)

İyi okumalar...

















"Yanlış anlamayın," telefon konuşmasının bittiğini belirterek telefonu masaya koyarken bana hitaben konuşmuştu. Baygınlıkla gözlerimi devirmek isterken karşımdaki adamın patronum olduğu gerçeği ile savaştım. Bir ay boyunca ona katlanmam ve kendimi kovdurmamam gerekiyordu. Ben de umursamama kararı almıştım. Söylediklerini pek takmazsam problem olmazdı.

"Sekreter takıntım var,"

Dudaklarından çıkan ve benim duyduğum şey kaşlarımın çatılmasına neden olurken az önce aldığım umursamama kararını bir kenara fırlatarak "Neyi kastediyorsunuz?" dedim. Ve sesim olmasını istediğimden kat ve kat daha yüksek çıkmıştı.

Kendini kovdurma İrem!

Ama haklıydım. Sekreter takıntım var demişti. Saçma ve anlaşılmaz bir cümleydi.

Eline aldığı kalem ile bir kaç dosyayı kurcalamaya başladığında asıl umursanmayanın ben olduğumu fark ettim.

Ayakta dikilmek sıkıcı olmaya başlamıştı.

"İlk sekreterimsin. Asistan değil. Anlaştık?"

İlk sekreteriyim. Bir anlığına içimden 'Oha amk çok cool' demeyi geçirdim. Tabiki ardından da göz devirmeyi.

Önüne geleni iş adamı diye çıkarıyorlardı karşımıza. Sonuç boş beleş insanların yönettiği bir piyasa oluyordu.

Umursamadım. Zaten işletme okumaktaki tek amacım babamın isteği olmasıydı. Yoksa hiç bir akıllı psikoloji okurken ekstradan bir bölüm okumazdı.

Bu yüzden bu işi sevmek veya severek yapmak zorunda değildim. Ne de olsa bir ay sonra elimde zafer kartları ile buradan siktir olup gidecektim. Konuyu uzatmamaya karar verdim.

"Anlaştık. Şimdi ne yapmam gerektiği hakkında bir şeyler söylerseniz bir an önce işe koyulabilirim."

Maviş Patron elindeki kalemi parmaklarında döndürmeye başladığında yüzüme baktı.

'Maviş Patron' sıfatını hakkıyla yerine getiren gözleri sırıtma isteği uyandırdı bende.

Mavi gözlü erkekler hep şirin gelirdi gözüme. Mavi gözlü erkekler sadece bebek olabilir gibi hissediyordum.

Senin renk fetişliğin hiç kimsenin umrunda değil İrem!

Umursamama politikamın içerisine sevgili iç sesimi de ekleyip karşımdaki adama odaklandım.

"İş aşkı ile yanıp tutuşuyorsun sanırım."

Hafif gülümseyerek söyledikleri bende göz devirme isteği uyandırdı. Ve dudaklarımı aralayıp "Hayır, sadece boş boş lak lak yapmaktan daha çekici geliyor. Birilerinin aksine." dedim.

Sen bunu nasıl sö-

İç sesimi umursamadım. Evet, kesinlikle ama kesinlikle böyle bir cümle kurmamalıydım. Ama kurmuştum. Ve ben kurmuşsam haklıyımdır.

SEKRETER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin