"Merhaba Paris ben Özge veeee bu da benim biricik arkadaşım Burcuuuuu" dedim havalimanından çıktığımızda. Burcu kıkırdadı. Hayatımın en güzel tatilini yapmaya gelmiştim. En sevdiğim insanla kimse olmadan. Çok güzel olacak.
Hemen gidip otelimizdeki işlemlerimizi hallettik. İki farklı oda almaya gerek duymamıştık o yüzden bavullarımızı yan yana attık yere. Hiç beklemeden yolun yükünü atmak için kıyafetlerimizi değiştirdik ve dışarı attık kendimizi. Gülerek ara sokaklarda gezinmeye başladık. Burcu eline telefonunu aldı ben ise etrafa bakmaya devam edindim. Burası gerçekten, gerçekten çok güzeldi! Ben bunları düşünürken Burcu konuşmaya başladı: "Şimdi nerelere gitmemiz gerektiği hakkında bir liste çıkardım."
"Oooo hızlısın. Gerçi... az çok nereler olduğunu tahmin ediyorum. Say bakalım"
"Eyfel kulesi. Gerçi... pek de söylememe gerek yoktu sanırım..."
"Yoktu.. evet..." ne kadar gülmek istesek de bu ciddi ortamı bulmamak için içimizden güldük.
"Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali... Evet, sanırım bugünlük bunlar. Haa senin-.."
"Benim olaya gel sen"
"Ee..evet tam onu söyleyecektim" Hala gülmemek için dayanıyorduk.
"Le Relais de L'Entrecôte diye listeye yazılmış..." kendi yaptığı listeyi inceliyor gibi yapıyordu. En sonunda dayanamayıp güldük. "İŞTE BUUU!!!" Diye sokağın ortasında zıpladım. Daha çok güldük. Gülücüklerin sonunda bizi o karşıladı. Belki de gördüğüm en güzel şey. Bir sokağın sonundan çok güzel bir manzara ve 'Paris' duruyordu: Eyfel kulesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Başlangıç
Roman pour AdolescentsMerhaba, ben Defne. Daha yaşım çok büyük olmamasına rağmen büyük bir yazma tutkum var. Daha önce birkaç denemem daha olmuştu fakat onlar biraz kötü olmuş, daha çok çocuk kitabıydı. Bu kitap benim şu ana kadarki son kitabım ve yazmaya devam ediyorum...