Medya - Esra / Ayşenur / Buse
☀ İyi okumalar ☀
" Kaçınılmaz son ; kaçamadığımız gerçeklerdi ve sona ulaşanlar, yüreği olanlardı sadece..."
Kötü hissediyordu, Ahmetin bakışları aklından çıkmıyordu , gözünün önüne gelenler, yüzünün buruşmasına neden oluyordu
Keşke derin bir nefesle atlatabilseydi, ama her nefesinde içinde bir şey kopuyor gibiydi, tarif edemeyeceği bir şey vardı, gerçekler her zaman böyle acıtır mıydı
Onu neden ilgilendiriyordu ki, ne diye sinirden deliye dönmüştü, bıraksaydı da gülseydi kadın
Düşüncesi bile onu mahvediyordu şuan
Asla düşünmek istemiyordu, eve girer girmez kapının arkasına çökmüştü, hüngür hüngür ağlıyordu neye ağladını kendine asla itiraf etmeyecekti, çünkü öyle bir şey olmayacaktı
Sadece anlam veremiyordu bu adam üstüne vazife olmayan şeylere karışıp ona yardım etmişti, yanında olmuştu o günden sonra görmese bile arayıp konuşuyorlardı her şeyden haberdar ediyordu Esrayı
Olay çözüldükten sonra bi anda elini eteğini çekmesi boşluğa düşmeme sebep olmuştu
Çünkü onun varlığına tutunuyordu çok saçmaydı evet imkansızdı da ama ilgi gördüğü yerden ayrılmak zordur insana, hele ki o ilgiye güveniyorsa...
Güven, zor kazanılan çabuk kaybedilen, nadir görülen bir duyguydu. İnsanlar bu duyguyu ellerinin tersiyle itip atarken, unuttukları bir şey vardı o da ; güvenmenin ve güvenilen olmanın ne kadar gerekli ve değerli bir şey olduğuydu, hayatta kalabilmek için nefes almak ne kadar gerekliyse güveni hissetmek de o kadar gerekliydi, ve bende ömrüm boyunca dağa, taşa bile güvenmiştim, karşıma çıkan her şeye, hayatıma giren her şeye...
Çünkü ben inanıyordum ki nefes aldığım sürece vardım ve nefes aldığım sürece güvenecektim bir şeylere
Hayat böyle devam ederdi, ben güvenmeyi bırakırsam, koca bir şüpheyle devam edemezdim.
Bakılması gereken bir bardak varsa şayet, ben boş tarafına bakanlardandım. Çünkü benim baktığım her bardak boş olurdu, dolu bir yanı olmazdı
Ben biliyordum, bir gün tüm bardaklar dolacaktı, tabii benim bakmaya yüreğim yeterse, ancak o zaman görecektim.
Az önce gördüklerimi düşünüyordum güvendiğim dağlara nasıl da kar yağmıştı öyle, neyse ki sadece güvenmiştim sırtımı falan yaslasaydım altından kalmazdım herhalde
Ahmet bekar bi adam sonuçta, olabilir bunu bana soracak değil diye düşünüyordum
Ama yedirememiştim, sebebini biliyorum ama söyleyemiyorum kendime
Bu sefer susacağım, çünkü zaten gitmeye mecburum, gidince bitecek diye telkinde bulunuyorum kendime, gidince bitecek çünkü sadece varlığına alıştım, gidince var olmayacak
Kapının eşiğinde uzunca bir süre ağladım, yorgundum kalkıp odama gittim yatağıma uzandım daha önce bulunduğum hiçbir yeri istemiyordum tanıdığım kimseyi görmek de istemiyordum uzaklarda sakin bir şekilde yaşamak istiyordum
Sabah ezanı okunuyordu, bir süre dinledim sonra kendime bir sürü söz verdim, tutacaktım da, kendim için
Kalkıp hazırlanmaya başladım saat sabah yediydi kendimi iyi hissediyordum çok düşünmüştüm kesin bir karara varamasamda araştırmış, okulumun yakınından ev bakmıştım kendime, şimdiki evimden küçük de olsa yeterdi, hayatımı daha aktif, sosyal ve dolu dolu yaşayacaktım en azından şu son senemi de kariyer odaklı yaşarsam kendimi eskisi gibi güçlü hissedecektim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Adaşı
Художественная прозаHayatta sadece aşka saygı duyan, aşkın insanı hayatta tutan tek şey olduğuna inananların aşkı... Bir gün son bulabilir miydi? Peki ya saygı duyduğu şeyden, bir gün ölesiye nefret edebilir miydi? Bu ancak aşkı yanlış yaşayan, yaşadığı şeyi aşk sana...