PARTİ
Rana sabah erkenden Azra'yı da alıp Berkin evine gittiler. Berk ikisini de mühürleyecekti ama ilk önce Berkin hazırladığı şık lezzetli kahvaltının tadını çıkarttılar. Ardından yapmaları gereken planı gözden geçirdiler. Herkes görevini iyice kavradıktan sonra Berk ikisini de odasındaki gizli bir bölmeye götürdü. Bölmenin kapısı bir resim panosuydu. Berk panoyu iterek içeriyi işaret etti. Azra hayran hayran içeriye bakıyor aynı zamanda ahşap merdivenlerden iniyordu. Odanın tamamı kitaplıktan ibaretti. Kitaplığın tamamı ahşaptan yapılmıştı ve her raf tıka basa kitapla doluydu. Berk ağızları açık kalan Rana ve Azra'yı omuzlarından tutarak antika bir kanepeye oturttu. Ardından arkasında kalan antika olan sık masaya baktı ve masaya yaslandı. Elleriyle alkış yaparak dikkatlerini üzerine çekmeye çalıştı. Azra ve Rana ona baktığında Berk "evet kızlar kimden başlıyoruz?" dedi. Rana "İlk Azra dan başla." dedi. Azra pis bir bakış attıktan sonra tedirgin bir şekilde Berke doğru gitti. Berk, Azra'nın omuzlarından bastırarak diz çökmesini sağladı. Ardından iki eliyle kafasını kavradı. İkisi de gözlerini kapadığında Berk bazı sözler söylemeye başladı. Fakat bir terslik vardı Azra mühürlenmiyordu iki kere daha denedi fakat yine başarısız oldu. Azra birde Rana da denemesini söyledi. Berk, Rana'ya "kime mühürlenmek istersin?" diye sordu. Rana "Kimseye" diye cevap verdi ve ardından "Azra'yı kime mühürlemeye çalıştın?" diye sordu. Berk sustu. Azra ters bir bakış attıktan sonra Berk... "Tamam ya kendime mühürlemeye çalıştım ama olmadı. Zaten..." demesine kalmadı Azra dan bir tokat yedi. Berk "bilerek kendime mühürlemeye çalıştım. Çünkü ben sizin türünüzden olmadığımdan mührü kolayca boza bilirdiniz hatta bana bile gerek kalmazdı. Ayrıca şöyle bir şey var ki bana mühürlenmiş olan kişinin mührünü kolayca boza bilirim ama başkasına mühürlediğim kişininkini hiç denemedim, yani mührü boza bilimiyim bilmiyorum. Hem kime mühürleyip mühürlemeyeceğimi söylemediniz." dedi. Azra "Bana bir şey sormadın" diye cevap verince Berk "işte soruyorum ve cevap olarak 'kimse' cevabını alıyorum. Zaman kaybetmememiz gerek diyen sizdiniz. Şimdi size soracağım, "Ay şuna mı mühürlese." "Yoksa şuna mı?" "Yok bence ona mühürleme, şuna mühürle"iki saat düşüneceksiniz bide yetmeyecek muhalefet yapacaksınız, yalan mı?" deyince kızların suratı düştü. Azra attığı tokattan pişmanlık duyarak özür diledi. Ardından Rana, Berkin önüne diz çökerek "Tamam kime mühürlemek istiyorsan ona mühürle." Dedi ve gözlerini kapattı. Berk üzgün bir surat ifadesiyle ona baktı ardından elleriyle kafasını iyice kavradı ve aynı sözleri söylemeye başladı. Sözler bittiğinde biraz duraksadıktan sonra ellerini yavaşça çektiğinde Rana sırtından bıçaklanmış gibi oldu ve yere yığıldı. Rana'yı hemen kanepeye yatırdılar masanın üzerinde ki kolonya ile suratını hafif tokatlar atan Berk yere çömdü ve Rana ya seslenerek tokatlamaya devam etti. Rana biraz da olsa kendine geldi. Dirseğinin üzerinde hafif doğruldu ve ilk soruyu sordu "Beni kime mühürledin?". Berk boynunu yere eğdi ve "Kendime" dedi. Bunu söylerken kafasını kaldırdı. Rana istemsiz bir şekilde tokat attı Berk tokat ı yediğinde gözlerini kapadı ve ağızını büzdü. Rana o an pişmanlık duydu hemen doğruldu ve Berke tokat attığı yanağına elini koyarak "özür dilerim bilerek olmadı" dedi ve çenesinden hafif kaldırarak suratına bakmasını sağladı. Ardından elindeki kolonyayı aldı kendi eline döktü ve elini Berkin yanağına koydu. Berk güldü ve "merak etme, alışkınım durduk yere yumruk veya tokat yemeye. Endişelenme ilk değil." dedi ve kalktı. Rana ayağa kalktı ve tekrar özür diledi. Berk "tamam önemli değil. Hadi ama daha yapacak çok işimiz var. Hem sen doruk beyi ikna ettin mi?". Rana bu soruyu cevaplarken üzüntüsünü saklayamadı "Hayır, ben daha, şey yani henüz onunla konuşamadım en iyisi ben çıkıyım.". Rana hiç arkasına bakmadan çıktı. Berk ile Azra da parti için hazırlıkları yapmak üzere Azra'nın evine geçtiler. Hazırlıklar neredeyse tamamlanmak üzereydi. Azra Berke gidip hazırlanmasını söyledi. Berk hazırlanmaya gittiğinde Azra da aldıklarını giyinip süslendi. Berk geri döndüğünde Azra'yı görünce şaşkınlığını saklayamadı. Azra beyaz dantel elbisesi ve beyaz platformlu topuklu ayakkabısı aynı zamanda takılarıyla tam bir melek olmuştu. Berk son rüküşleri tamamlarken misafirlerde gelmeye başladı. Azra misafirleri ağırlıyor onlara eşlik ediyordu. Parti başlamıştı hatta millet dans etmeye başlamıştı bile. Azra kanepede oturmuş heyecanla kapı zilinin çalmasını bekliyor Berk ise gelen misafirlere dijeylik yapıyordu. Yaklaşık bir saat sonra kapı çaldı Azra hızla yerinden fırladı ve kapıya koştu kapıyı açtığında Rana hiç durmadan içeriye girdi ve Azra, Dorukla karşı karşıya kaldı. Doruk partiye gelmişti. Biraz bakışmanın ardından Doruk " Beni içeri ye almayacak mısın?" dedi. Azra bir an kendine geldi ve "Ha şey. Hoş geldin buyur." diye bildi. Doruk her zamanki asilliği ile içeriye girdi, biraz etrafa bakındıktan sonra kanepeye yayılarak oturdu. Ardından Azra iki tane içecekle yanına oturdu ve bir bardağı ona uzattı. Doruk bardağı aldıktan sonra biraz inceler gibi oldu. Bardağından bir yudum aldıktan sonra sehpaya koydu ve arkasına yaslandı. Azra'nın tüm morali altüst olmuştu. Sinirlendi bardağını sehpanın üzerine koydu ve oda arkasına yaslanıp kollarını birbirine kavuşturup surat ekşitti. Doruk ona bakıp hafif sırıttı fakat Azra bunu fark etmedi. Oturdukları yerden dans eden insanları izliyorlardı. Rana ise Berke eşlik ediyor du. Sonunda beklenen an geldi ışıklar birden söndü ardından renk renk ışıklar yanıp sönmeye başladı, pasta geldi fakat Azra hiç havasında değildi önündeki sehpaya koyulan pastadaki mumları üfledi. Herkes alkışlayıp ıslık çalmaya başladılar ardından bir kokteyl patlatıldı. İşte asıl beklenen o an geldi klasik bir müzikle herkes bir eş bulup dans etmeye başladı. Rana pastayı önlerinden alırken derin bir bakış attı Azra'ya. Azra yine sinir olmuştu, arkasına yaslandı ve Doruğun onu dansa kaldırmasını bekledi fakat Doruk kılını bile kıpırdatmadı. Azra sinirlendi ve Doruğa "beni dansa kaldırmayacak mısın?" diye sorunca Doruk...
-"Ne o beni dansa mı davet ediyorsun? Sen pek benim dans edebileceğim kızlardan değilsin. Yani anlayacağın senin gibi kızlarla dans etmiyorum."
Azra'nın sinirleri iyice bozulunca gözleri doldu ama yine de bir şey demedi ve arkasına yaslanıp dans eden çiftleri izledi. Berk buna çok sinir oldu ve kulaklıkları bir kenara bırakarak Azra'ya doğu yöneldi. Tam önlerinde durup Doruğa baktı, Doruk hafif doğrulur gibi olunca Azra'ya döndü ve " benimle dans eder misin acaba" dedi ve elini uzattı Azra gülümsedi ve elini tuttu. Tam kalkacaktı ki Doruk Berkin eline vurarak ellerini ayırdı. Ardından Azra'nın bileğini tuttu ve ayağa kalktı, peşinden Azra'yı da dans eden çiftlerin arasına sürükledi. Azra'yı hızla kendine çevirdi. Azra'nın ellerini omuzlarına koydu sonrada Azra'nın belini sardı. Doruğun boyu Azra dan uzun olduğu için Azra kafasını kaldırarak konuştu...
-"Hani benim gibi biriyle dans etmezdin? Hani senin tipin değildim?"
Doruk gülümsedi. Azra'nın kulağına doğru eğilerek...
-" Doğum günü kızına bir şans vere bilirim diye düşündüm."
Azra nedense mutluydu onun gülmesi onu sevindirmişti. Azra da dayanamadı ve güldü ikisi de kendi aralarında gülüştüler. Berk ve Rana onları izliyordu. Rana bir an üzülür gibi oldu sanki o an onları kıskanmıştı. Berk Rana'nın onlara olan bakışını fark edince Rana ya dönerek "Bu dansı bana lütfeder misiniz acaba?" dedi. Rana bir an afallamış gibi oldu sonra kaşlarını çattı daha demin Azra'yı dansa lütfediyordun ne oldu?" deyince Berk bir kahkaha patlattı.
-" Sen kıskandın galiba."
-"Hiçte bile ne alaka. Ben beni kandıramazsın anlamında dedim hem neden Azra'yı kıskanayım."
-"Ben senin planını uygulamaya geçirdim yoksa onların dansa kalkacağı falan yoktu. Hem boş ver onu bunu da bizde biraz eğlenelim hem bugünkü tokat ı unutamadım haylan daha acıyor."
-"Tamam kabul ediyorum ama sabahki tokat yüzünden."
Dorukla Ara danslarına devam ederken doruk durduk yere gülmeye başladı Azra buna anlam veremeyince sordu.
-" Neye gülüyorsun?"
-"Bu kadar gergin olmana gerek yok rahatla biraz. Yoksa ilk dans edişin mi?"
Azra utanmıştı ne söyleyeceğini bilemedi.
-"Hayır tabi neden ilk dansım olacakmış ki?"
-"Madem öyle neden bu kadar gerginsin?"
-"Sana öyle geliyor ben gayet rahatım"
-"Bence fazlasıyla gerginsin, kendini fazla kasma bunu hissede biliyorum."
Azra, Doruğun demek istediğini anladığında çok geçti utancından kızarmıştı. Ne yapması gerektiğine karar veremedi ve onu itti biraz durduktan sonra arkasını dönmüş tam gidecekken Doruk onu bileğinden tutup kendine çevirdikten sonra sağ eliyle belini kavrayıp kendine çekti
*****
Beni kendine çektiğinde refleks olarak gözlerimi kapamıştım. Vücudumda farklı bir his vardı ya da dudağımda. Gözlerimi yavaşça açtığımda doruğun gözleriyle karşı karşıya kaldım. Doruğun dolgun, yumuşak dudaklarını, dudaklarımda hissede biliyordum daha fazla dayanamadım ve gözlerimi tekrar kapatıp pes ettim. Belimi iyice kavrayıp beni kendine iyice çekti bir eliyle belimi diğer eliyle boynumu tutuyordu. Bir iki dakika öpüşmenin ardından elleriyle yanaklarımı tuttu. Başparmağının yanaklarımda oynadığını hissede biliyordum. Gözlerime derin derin baktı ve "Keşke doğmasaydım ama iyi ki doğdun. Hediye alamadığımdan güzel bir hediye ola bileceğini düşünerek sana bir öpücük armağan etmek istedim. İlk öpücüğünü çalmam sorun olmamıştır umarım. Bu öpücük ilk ve son öpücüğün olsun" dedi. Yavaşça ellerini indirdi yanağıma bir öpücük kondurdu ve öylece gitti.
ARKADAŞLAR HİKAYEYE ARA VERMEM GEREKİYOR ÇÜNKÜ KİMSENİN
OKUDUĞUNU VEYA BEĞENDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM BU YÜZDEN ARA
VERMEYE KARAR VERDİM ! ! ! !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGNORGO
Teen FictionBaşlarda anlamsız ve sıkıcı gelen bu hikaye sonradan heyecanlı ve adrenalinli bir hal almakta. "Başlangıç" bölümü kitabın sonuyla alakalıdır bu yüzde size saçma gelecek fakat sonradan her şeyi anlayacak ve bana hak vereceksiniz. Aslında her şey Azra...