Çilekli sütlerim nasılsıniz iyi misiniz?, beni sorarsanız dünyanın en mutlu insanı gibiyim çünkü bu bölümle ruhen öyle bir yükseldim kiii anlatamam.
Minik yıldızı ve bölümün yorumlar kısmını doyurmayı unutmayalım olur muuuu<3
°
"İndir şu silahı konu başka boyutlara taşınmasın ufaklık." diyerek başını sağa sola çevirdi ve çevredeki insanlara baktı. Tam o sırada arkamdan bir el saçlarıma dolanmış beni geri geri çekmişti. Anında sol elimle saçlarımı tutan elini kavradım ve kendimi yere attım.
Deniz öyle öğretmişti, bu durumda zarar vermeyi değil kurtulmayı düşünmem gerekliydi. O yüzden adam yere düştüğünde hemen kucağına çıktım ve titreyen ellerimle silahı kafasına dayayıp diğer elimle belindeki silahı alarak az önce doğrultmuş olduğum adama çevirdim.
Tam da şuanda, kendi benliğimden sıyrılmış, kabuğunu kırmış ve umursamaz cesur Mercan'ı ortaya koymuştum. Sağ elimde bir, sol elimde bir silah vardı ve iki kişiye birden doğrultmuş ölümlerini işaret parmağımın ucundaki tetikle birlikte kendi öfkemi keyfine bırakmıştım.
"Ufaklığı taciz ediyorken ufaklık değil miydi!" diye bağırdım ve az önce beni ciddi manada taciz eden adam güldü. "Boyundan büyük işlere kalkışma." demişti ve bu benim sınır çizgim olmuştu. Göğsüne hedef aldığım silahı bakışlarımla az buçuk ayarlayıp kasıklarına getirdim ve baldırıyla erkekliğinin arasına ateş açtım. Kulakları delip geçen bir sesti bu. Ölüm sesiydi. Ve ben bunu hiç düşünmeden kullanabilecek hale gelmiştim.
"Küçük orospu! Naptın lan!" diye bağırdı elleriyle orasını tutup yerde kıvranırken, gülümsüyordum. "Demek ki fazlasıyla küçükmüş seninki, boyumdan küçük işe kalkışabildiğime göre." dedim acımasızca. Etraftaki Deniz'in adamları bile ne olduğunu anlamadan ama muhtemelen Deniz'in sevgilisi olduğumu düşündükleri için de bir şeye karışmadan beni izliyorlardı.
"Lan yenge!" Akın'ın sesi kalabalığın arasından çıktığında koşarak yanıma geldi. "Laaan!" diyerek kahkahayla güldü, önce yerde şeyini tuta tuta kıvranan adama baktı sonra da üstünde oturduğum şokla donakalmış adam ile bana. "Ulan bu herifi geçtim, gelecekteki artık olma ihtimali olmayan çocuklarından ne istedin!"
"Birader üzülme ya çocuk çok da sorun değil, en fazla new born evlat edinirsin..."
Akın saçmalayarak orda kahkahayla gülüyordu, tövbe estağfurullah çeke çeke gülmemek için zor tutup ayağa kalktım ve kapıda görmüş olduğum bodyguarda "Ikisini de paketleyip aşağı getirin. Bir de Hakan'ı arayın gerekli malzemelerle gelsin." dedim. Elimdeki iki silahı belimdeki zincire geçirerek ayağa kalktım. "Ama Deniz bey-"
"Deniz beyin sevgilisi sen misin?" diye sordum gözlerine bakıp sözlerin altını çize çize. Sevgilisi değildim ama öyle zannetmeleri çok da sorun değildi. Azcık evcilik oynamak bana göre problem değildi.
Adam önünü ilikleyerek başını eğdi ve Akın da kahkahalarının arasından zar zor "Yemin ederim tencere kapaksınız amına koyim." diye anırdı. "Adam vücudundaki bütün X kromozomlarını kopyalayıp ortaya klon bir kadın çıkarsa bile seni elde edemezdi bu kadar aynı olmak imkansız!"
Akın arkamdan hala kahkahayla güle güle konuşurken garsonlar paspasla yerdeki kanları silmeye başlamış bende sakince merdivenlerden aşağı iniyordum. Dosya de elimdeydi, hiç bırakır mıydım? Hem de bu birkaç dakika içerisinde aklıma mantığım yatan güzel bir plan gelmişti.
Kapıya tekmeyle vurduktan birkaç dakika sonra açtı ve kaşları çatılı bir şekilde yüzüme baktı. "Kabul," diyerek içeriye girdim ve elimdeki dosyayı masaya atıp bende zıplayarak masaya oturarak ona baktım. "İki ay boyunca bana istediğin her şeyi de yapabilirsin umrumda değil, birisinin adamı olmadığım gerçeğini değişmeyecek." gözlerinin yeşiline zehirli bir ton eklenmiş arasındaki koyu yeşiller artmıştı. Aklında ne analizi yapıyordu bilmiyordum ama umrumda olduğu da sayılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
AçãoBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...