"Abnegation"
■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■
"Alçak herif!"
Ona sert bir tokat attım. Başı yana düştüğu sırada Mina bağırmaya başladı.
"Ona ne hakla vurursun! Ne kadar acımasızsın Chaeyoung!"
Bunu bana onun söylemesi oldukça komikti. Şuan bu durumda olmasam bu dediğine gülmekten yarılırdım.
"Sen hiç komuşma Mina! Bütün bu yaşananların sorumlusu sensin! O gün o lanet terastan, lanet bir sebep yüzünden atlamasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı!... Hayatımı mahvettiniz!"
Jimin'e döndüm üzgün gibi duruyordu ama bu benim umrumda mıydı? Hayır tabiki.
"Sen Jimin... bunu bana nasıl yapabiliyorsun? Hiç canın yanmıyor mu? Vicdan azabı da mı çekmiyorsun ha! Söylesene daha ne kadar üzülebilirim? Daha ne kadar beni hayattan bezdirmeyi planlıyorsun?"
"Chae yeter ar-"
"Kapat çeneni!"
Mina'yı sert bir şekilde susturup konuşmama devam etmiştim
"Ben de bir insanım... acı çekmem hoşunuza mı gidiyor? Bana yazık değil mi? Sen Jimin! Sen bugün mâsum bir kızın lanetini üzerine aldın! Umarım asla mutlu olamazsın!"
"Sende öyle!"
İkisine de restimi çekip yürüyordum ki başımın ani şekilde dönmesiyle dengemi kaybettim anksiyetem kendini göstermeye başlıyordu... Düşmekten son anda kurtulmuştum. Belime sarılan kollar Jimin'e aitti. Bana dokunması bile şuan delirmeme yetiyordu.
"Çek ellerini! Bana sakın dokunma! Bunu yapma!"
Hızlıca evden çıktım ve ardından kapıyı sertçe kapattım. Bununla birlikte hıçkırıklarım da doldurmuştu etrâfı, göz yaşlarım ardınca firar ederken kalbimin bilmem kaçıncı kez parçalanışların şâhit oluyordum. Ben hiç gülemeyecek miydim? Herkez gibi kahkaha atamayacak mıydım? Bunlar bana yasaktı...
Arabama oturdum. Ve gaza bastım kaç hızla gittiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sadece sürüyordum. En sonunda dayanamayıp arabayı kenarıya çektim. Ve çıkıp yol kenarındaki ot toprak yığınına bıraktım kendimi. O kadar şiddetli ağlıyordum ki ne kadar süre orada kaldım bilmiyorum.
Hıçkırarak ağlıyordum her bir hıçkırıkta onunla olan anılarım geliyordu aklıma...Artık gitmem gerektiği için arabama bindim. Bir süre sonra zar zor evimin önüne gelince hızla eve girdim. Manju'nun havalma sesleri doldurmuştu etrafı, aç olmalıydı mamasını koydum ve buz dolabına ilerledim. Aldığım Soju şişesi ile koltuklardan birine oturdum ve açıp diktim. Evet içkiden nefret eden ben şimdi ona muhtaç mışım gibi içiyordum. Kısa sürede şişe bitmişti, sonra ikincisini aldım ve onuda dikmeye başladım. Başım dönüyor etrafımı net göremiyordum. Aklımı kaybetmiştim âdeta. Bana neler yaptığına bak Park Jimin!
Telefonumu elime aldım ve rastgele birini aradım.
"Chae? Noldu bu saatte neden aradın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovesick girl & Jirosé
RomansaChaeyoung'un hayatı bir iftira sonucu mahvolmuştur, bu yüzden Avusturalya'ya gitmek zorunda kalır; okulundan, ailesinden ve sevgilisinden ayrılmaya mahkum edilir. Fakat 9 yıl sonra tekrar Seoul'e döner... ~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Chae sana tek bir şey sor...