28

1.2K 122 8
                                    

   Ilgaz ertesi sabah Serkan'ın burada olduğunu, kendisine ihtiyaç kalmadığını tatlı bir dille söyleyip daha Serkan uyanmadan gitti. Şu dünyada sadece ona ihtiyacım olduğundan bihaber yaşamaya devam edecekti. Evden çıkarken dinç görünüyordu ama neredeyse bütün bir gece uyumamıştı. Uyanık kaldığım süre boyunca ki bu hayli uzun bir süre sayılır, nefes alışları düzenli değildi. Yerinden hiç kalkmadı ama sürekli dönüp durdu, uyku problemi yaşayan bir insan olmadı hiç. O yüzden ya kafası çok dalgındı ya da seçtiği koltuk onu gerçekten rahatsız etmişti.

   Serkan kalktığında koltukta yuvarlanıyordum. Kahvaltı yaptıktan sonra da aynı şeyi yapmaya devam ettim ama bir farkla, Serkan da bana katılmıştı. Bütün gün hiçbir şey yapmadan yer yer birbirimizin kucağına yatarak veya itekleyerek hatta kovarak tüm gün sadece vakit öldürdük.

   Hava kararmak üzereyken Serkan omzumda kestiriyordu, rahatsız olmasın diye çok fazla hararet etmeden yapabileceğim en doğru işi bulup oturduğum koltuktan beyaz çerçeveli camın çoğu zamanın aksine bana sunduğu eşsiz manzarayı takip ediyordum. Güneşin batışının gökyüzünün renginde yarattığı dakikalık değişimler arasında kaybolurken hiçbir şey düşünemiyordum bile. Yeni doğan bir bebeğin tüm tasasızlığı sinmişti üzerime bundan kurtulmayı hiç istemiyordum. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama düşüncesizliğim çok sürmemişti, kapadığım kapının önünden çekilmemle döküldü tüm kurmacalar, eskiler ve gelecekler. Onların arasında kaybolurken düşünmek benim için somut bir gerçeğe dönüşüyordu. 

   Hafif hafif kıpırdanmaya başlayan Serkan kapının da çalmasıyla iyice kendine gelmişti. Açmak için kalktığımda arkamdan söylense de onu duymamazlıktan geldim. Tahmin ettiğim gibi kapıdaki Egemen'di. İçeriye davet etmeme bile gerek olmayan bir samimiyetteydik. Hemen içeri damlayıp Serkan'la selamlaştı, onunla da en az benim kadar iyi anlaşırdı. Hoş Egemen'in kimseyle anlaşamadığını görmemiştim.

   Bugün biraz farklıydı, sabah babasıyla bir şeyler oldu diye düşündüm ama bu öfke veya üzüntü gibi değildi. Bir şeyden rahatsızdı ama bu olumsuz bir şey de değildi. Serkan'la konuşup başımda durma nöbetini devraldı, bu ikisinin de canına minnetti. Onu gönderdikten sonra heyecanlı heyecanlı karşıma oturup öylece duruyor, konuşmaya başlayacak bir yer arıyordu.

         "Hadisene oğlum çatlatma insanı!" dediğimde hareketlerinde hala bir değişim olmamıştı. Bir süre daha bekledi konuşmak için aldığı derin nefesi sakince verdikten sonra gözlerime bakıp.

         "Mercan, birisi var." suratıma yayılan gülümsemeyi engelleyemedim. İlk defa karşıma böyle geliyordu, yıllardır tanıdığım bu adam ilk defa bana birisini anlatacaktı. Yerimde kıpırdandım sevincim suratıma da yansıyordu ama o hala aynı görünüyordu. Onun bu durgunluğu benim de düşmeme neden olsa da sevincimi yok etmeyi başaramadı. Şefkatle dizini sıvazlarken cevabını bildiğim bir soru sordum:

        "Niye yüzünden düşen bin parça o zaman?" Gözlerini kaçırdı, elimi koyduğum dizi  hafifçe sallarken bakışlarıyla odayı turluyordu. Kafasını eğip tek elini alnına götürdüğünde derin bir nefes aldı.

         "Efsun var! Yanına gittiğimde her şeyden habersiz yatan Efsun var!" ayağa kalktı yarım dakika kadar bekledi "Suçlu hissediyorum kendimi Mercan. Ona ihanet etmişim gibi geliyor. Aklım nasıl başkasına gider anlamıyorum." derken elleri ile dolan gözlerini sildi.

         "Kaç defa söyledim sana, o da böylesini isterdi, hayatına devam etmeni isterdi. Biliyorsun."  ellerini bilmiyorum anlamında kaldırıp kafasını iki yana salladı ve oturduğum koltuğun önüne geldi. Arkasını bana döndüğünde çöküp sırtını koltuğa dayadı. "Hani çok seviyordunuz ya birbirinizi, çok sevmenin en büyük sınavıdır bu: Sevdiğinin gerekirse sensiz de mutlu olmasını istemek. Sen bunu yapardın değil mi?" diyerek omzuna dokundum. Kafasını elime doğru çevirip hiç beklemeden kafa salladı. "O da böyle isterdi, o da bu sınavı hiç tereddüt etmeden geçerdi Egemen. Çünkü sevmek mutlu olmaktan önce, mutlu etmektir."

Sanat Aşk İçindirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin