85.Bölüm

1.4K 107 237
                                    

"Nisa?" Barış'ın sesiyle gülümsedim. "Buradayım." Beni sıkıca sararken yanağına uzun bir öpücük kondurdum. Gözlerini açıp bana baktığında gülümsedim. "Günaydın Baroska'm." "Yanımdasın ya günüm ayar tabii. Ben mi uyandırdım yoksa seni?" "Ben uyandım seni izledim biraz." Beni kendine çekip sıkıca sararken kokusunu bol bol içime çektim. Sırtım yatakla buluştuğunda derin bir nefes aldım. Karnıma uzun bir öpücük kondurmuştu. "Baban seni çok seviyor çok." Sonra yüzlerimizi aynı hizaya getirdiğinde nefesimi tutup izliyordum onu.

"Beni sevmiyor musun?" Cevap vermeyip gözlerime bakmayı sürdürdü. "Barış?" "Efendim?" "Duyuyor musun beni?" Başını iki yana sallarken güldüm. "Diyorum ki beni sevmiyor musun?" "Sence mümkün mü seni sevmemek?" "Mümkün." "Değil. Seni seviyorum. Seni sevmesem hiçbir şey umurumda olmazdı. Seni köpekler gibi kıskanıyorum." "Özür dilerim. Seninle vakit geçirmeye gittik ve ben yemek boyunca... Her neyse özür dilerim. Ama merak ettim sadece. Zaten senin gibi mükemmel bir eşim varken başkasına bakar mıyım hiç?"

Barış'ın yüzünü okşarken gülmüştü. "Bakarsın." Güldüm. "Yaa meraktan baktım diyorum. Çok meraklısı olsam ayrılmazdım. Bir de senin için terk ettim onu." "Öyle deme ya. Kendimi kötü hissediyorum." "Ama ne yapalım Baroska doğrular bu." "Her neyse dinle beni ciddi bir konuşma yapacağım. Benim diyeceklerim bitince ben de seni dinleyeceğim. Ama araya girme ki yanlış anlaşılma olmasın." "Anlaşıldı. Ama önce bir kere öpsem ya?" "Önce konuşalım bakalım da." "İyi peki madem."

"Ben çok seviyorum seni, güveniyorum da. Bak Cemal'le yalnız başına bu evde kal bir an bile acaba olmaz aklımda. Hani köpek gibi kıskanır, duvarları kemiririm o ayrı." İkimiz de gülerken yüzünü okşayıp dinliyordum onu. "Ama ben de ilgi bekliyorum galiba." Gülümsedim. "Birisi de baba kediyle mi ilgilense acaba?" Barış'ın dudağına minik bir öpücük kondurdum. "Neyse dur ciddi ciddi toparlayayım ortalığı. Ben sana güveniyorum ama kıskanıyorum da. Baya sen başkasına bakınca kuduruyorum ben. Çok ciddiyim." "Ama şuan benim sadece eşim olmadığını bilmen gerek."

Barış bana bakarken yanağına uzun bir öpücük kondurdum. "Sen benim en iyi arkadaşımsın." "Sen de benim. Belki de bana ihanet etmeyen tek arkadaşımsın." Barış'ın yüzünü okşadım. "Benden sonra bulduğu kıza bak dedim. Kötü bir şey demedim ki. Gülüp geçseydin mesela ben konuyu kapatırdım." "O öyle olmuyor işte Nisa hanım. Normal bir şekilde karar verip yemeğe gitsek orada konuşurken bunlar yaşansa senden önce ben yaparım dalgasını. Ama dün ikimize özel baş başa bir gece olsun dedik. Uzun zaman sonra her şeyden uzak olacaktık. Ve sen benimle ilgilenmek yerine onu izledin ben de buna kırıldım. Bir de o işleri toparlamış cümlesi biraz canımı yakmış olabilir."

"Ben o niyetle söylemedim." "Ben yanlış algıladım demek ki... Öyle işte. Seviyorum seni." "Tut elimi." Elimi uzattığımda parmaklarını parmaklarıma kenetlemişti. "O zaman bundan sonra karı-koca gecelerimizde bunların şakası bile olmayacak." "Ama Nisa ve Barış gecelerimizde dozunda tutarak elbette konuşabiliriz." "Ama o dozu genelde siz aşıyorsunuz nedense Barış bey." "Evet, galiba. Biraz kötü yola sürükleyen bir arkadaşım galiba." "Alkolü bıraktın en azından." "Ara verdin diyelim." "Döverim bak." "Tamam ya kızma." "Yaa Barış ben bunaldım biraz yer değiştirsek olmaz mı?"

Barış yanıma uzanırken bedenimi ona döndürdüm. "Evet böyle daha mantıklıymış." "Bu arada sevgili olduklarını sanmam." "Ama çok samimilerdi, sen görmedin tabii. Yani biz bile seninle o kadar rahat takılmayız Barış." "Onlar siz sevgiliyken de tanışıyorlardı. Hatta bir kere... Her neyse boşver onu." "Hatta bir kere ne?" "Boşver onu kahvaltı yapalım gel." Barış gidecekken durdurdum onu. "Kaçma söyle çok ciddiyim." Barış yeniden yanıma uzanırken bana bakmıyordu. "Ben bir şeyler gördüm işte." Gözlerimi kısıp Barış'a baktım. "Ne zaman, ne gördün?" "Tamam işte kapatalım konuyu lütfen ağzımdan kaçtı zaten."

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin