32- Bahçıvan Cinayeti

165 37 51
                                    

Zeki, sahte raporun çıktısını alıp eliyle gerekli bölüme verecekti ki, kapısı çaldı. Hiç beklemiyordu ama gelen dedektif Feridun Tunaoğlu'ydu. Adli Tıp'a girer girmez piposunu söndürmesine rağmen, doktor, Captain Black kokusunu aldı. Arkadaşına emri vaki yaptırdığı için içi rahat etmemiş;  uğramak istemişti. Hem de eğer hazırsa raporun sonucunu bir an önce öğrenmek istiyordu.  Zerrin'in babası vakayı tekrar ona verince, otopsiye neden olan gelişmeyi, Serdar'ın verdiği ipucunu öğrenmişti. Olay gününün kamera görüntülerinden Zerrin ile hemşirenin kayıtlarına da ulaşılmıştı. Ancak, kadın her şeyi inkâr etmiş, kıza depresyon ilacı verdiğini söylemişti.  Otopsiye o yüzden gerek görmüşlerdi. 

Sarılıp, kucaklaştı iki eski dost. Fakat Zeki'nin yüzü, gözü, "yüz" değildi, Feridun bir tuhaflık olduğunu hemen anladı. Adam alnında boncuk boncuk terlerle

"Şeyy, abicim ya boşuna endişelenmişsin, doğal ölümmüş."

derken gözleri kapılara, pencerelere bakıyordu. 

"Hmmm....hay Allah! Seni de yok yere meşgul ettim desene. Çok sağol. Ne diyeceğim; şu üzerinde çalıştığım olay bitsin,  Boğaz'da rakı- balık keyfi yapalım. Benden olmak şartıyla."

"Tamam abicim, sağol, ne zaman istersen."

diyen Zeki hâlâ çok tedirgin ve korkmuş gibiydi. Birbirlerine "Hoşça kal" dediler ve Feridun tam kapıdan çıkacaktı ki, Zeki, dayanamadı. Yalan söyleyemeyecekti. Feridun'un kolunu tuttu. İşaret parmağını dudaklarına götürerek "sus" işareti yaptı. Masasındaki minik radyonun düğmesini çevirip, müzik açtı.  Sonra cep telefonunu alıp videoyu adama gösterdi. Feridun, sarışın mavi gözlü Svetlana'nın ve annesinin kopyası minik kızın korkuyla açılmış gözlerine, maskeli adamlara baktı. Videoyu dinledi. Zeki alçak sesle fısıldadı:

"Abicim, odamı da dinliyor olabilirler mi? Bilemiyorum. Durum bu. Bahçıvanın gerçek raporu şu flashbellekte. İnsülin vermişler yani cinayet."

Feridun alçak sesle:

" Tamam. Korkma. Odanı dinlediklerini sanmam. O kadar profesyonel insanlar değiller bunlar. Yine de döndüğümde özel bir cihazla böcek var mı yok mu diye kontrol ederim. Sen, şimdilik onlara sahte raporu ver. Videoyu bana yolla. Hemen harekete geçiyorum. Eşine ve kızına bir şey olmasına izin vermem. İçin rahat olsun." dedi. 

"Sağol....sağol....abicim ..."

Feridun, vakit kaybetmeden çıktı. Elini çabuk tutmalıydı. Nereye baş vuracağını biliyordu. Terörle mücadele ve Özel Kuvvetler'de sağlam tanıdıklarının olması çok işine yarayacaktı. Zeki de bu işi olsa olsa Feridun halleder diye düşünmüştü. O arada adamlar sahte rapor sayesinde rahatlayacaklar ve dedektif zaman kazanacaktı. 

Zeki, raporu ilgili bölüme verdikten sonra evi aradı. Karısı, adamların gittiğini söyledi. İkisi de iyilerdi ama çok korkmuşlardı.  "Ü" yerine "u", "ç" yerine "c" diyen sevimli aksanıyla: 

" İyiyiz iyiyiz ama cok korktuk Zeki, uc  adam geldi, maskeli uc adam! N'olur eve gel cabuk." dedi sesi hâlâ titriyordu. Eşi;

'Korkma hayatım. Kapıyı, bacayı kilitle, benden başkasına açma. Geliyorum." dedi ve hemen Adli Tıp'tan çıktı. Zeki, arabasına binmiş giderken, Svetlana, kapıları kilitledi, pencereleri kapattı, küçük kızına sarıldı.

"Gecti bebeğim...baban geliyor...gecti....gel sana piyano çalayım azıcık ha?"

diyerek küçük kızı sakinleştirmek için konsol piyanosunun başına geçti ve bir Rus çocuk şarkısı çalmaya başladı. İşe yaramıştı, minik kız ellerini çırparak "Antoşka, Antoşka  patates toplayalım, Antoşka, Antoşka akordeon çalalım...." isimli şarkıya eşlik etmeye başladı.

YEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin