Sırtında taşıdığı adamı eskimiş koltuğa eğilmeden bıraktığında adamın dudağından çıkan küfürle gülümsedi."Senin belanı sikeceğim, Erkan!"
"Emredersiniz Komutanım!" Alayla sırıtırken arkasından eve giren arkadaşları da bu olayı gülerek izliyordu.
"Erkan!" Adamın su yeşili gözleri öfkeyle yüzünde gezindiğinde, yüzündeki sırıtışı silip ciddiyete büründü. "Hemen şunu üzerimden çıkart!" Üzerindeki çelik yeleğe vurdu birkaç kez.
Yeleğin üzerinde bulunan küçük ceplerde kullandığı her bir alet kana bulanmıştı. Erkan, adamın üzerinde bulunan ağır yeleği çıkarıp yere attı. Ardından başındaki kaskı ve belindeki kemeri çıkardı. Arkadaşları arkasında dikilirken o da birazdan Hazer 'den gelecek azarı bekliyordu.
"Etrafı kontrol edin! Kimsenin buraya girdiğimizi görmediğinden de emin olun!" Erkan, arkadaşlarına bakmadan yapmaları gerekeni söylerken, kenarda onları izleyen çocuklara değdi gözü.
"Esmer, çocukları içeri götür." Genç bir kadın odalardan birinden çıkıp çocukları da alıp tekrar gözden kayboldu.
"Nasıl? İzi kalacak mı?" Erkan başındaki kaskı çıkarıp yere bıraktı. Üç numaraya vurduğu saçlarında gezdirdi ellerini.
"Nur topu gibi yeni bir iziniz oldu." Kehribar gözleri alaycılıkla parlıyordu. Bu adamı sinirlendirmeyi seviyordu.
"Kimin yüzünden acaba?" Ona öfkeyle baktıktan sonra gözlerini yumdu. "Çıkar şu kurşunu." Belli etmese de canı yanıyordu. İlk defa vurulmuyordu ama her vurulduğunda aynı acıyı yaşaması sinirlerini bozuyordu artık.
"Yalnız her kim vurduysa sizi, çok iyi bir yerden vurmuş." Kurşun yarası tam da çelik yeleğin bitimine saplanmıştı bedenine.
Kalça kemiğinin birkaç santim üzerindeki yaradan akan kan, eski koltuğu şimdiden farklı bir renge boyamıştı.
"İşini yap, Çavuş!" Erkan, yavaşça arkasına döndü. Dudağında küçük bir gülümseme oluşurken biraz sonra olacak olan küçük operasyondan zevk alacaktı.
Teğmen, yıllardır canını okuyordu ve şimdi kurşunu çıkarırken az da olsa bunun öcünü alırdı. "Esmer?" Genç kadın odadan çıktığında başındaki eşarbı düzeltti hızla.
"Buyur, komutan?" Kahverengi gözleri çekingenlikle bakıyordu genç adama. Ama aynı zamanda da minnettardı.
"Sıcak su ve temiz bez, bir de geçen bıraktığım çantayı getirir misin?" Adamın yarasını kontrol etti kadına bakmadan istediğini sıralarken
"Hemen getiriyorum." Başını sallayıp koridorda kayboldu.
"Sen buraya mı geldin?" Adama bakmadan onayladı. Hazer başını koltuğa yaslayıp derin bir nefesle göğsünü şişirdi. Kurşun yarası nefesini kesiyor, bedenindeki her bir sinirin acıyla kavuruyordu.
"Evet, çocuklar için kardan kapanan yolu açmıştık." Kapının kenarına bırakılan ağır, kamuflajlı çantayı alıp koltuklardan birine oturdu.
"Kim bu, Esmer?" Erkan, başını kaldırıp ona bakan su yeşillere döndü. Adamın gözlerindeki öfkeyi görebiliyordu.
Saatler önce baskın yaptıkları evde tuzağa düşürülmüşlerdi. Diğer evlerde saklananlardan biri tarafından kurşuna tutulduklarında onları koruyan komutan yaralanmıştı ki bu tuzağa düşmeleri de onlara yalan haber gönderen muhtardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]
Teen FictionBirbirlerine asla doymayan Komutan ve askeri. Ruhları alev almışken, bedenleri neden yanmasın? Eşcinsel 🏳️🌈 17.01.21