Giyinip güzel bir makyaj yaptıktan sonra dışarı çıktım. Halil hazırlanınca beni ara gelir alırım seni demişti ve şık giyinmemi söylemişti. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Birkaç dakika önce de hazır olduğumu haber vermiştim.
Bahçeye çıkmamla arabasının bakış açıma girmesi bir olmuştu.
"Bu ne dakiklik beyefendi?" dedim kendi kendime. Arabadan çıkıp yanıma geldi.
Bana kocaman sarılmıştı, ben de memnuniyetle karşılık verdim.
"Seni çok özledim. Hadi bin arabaya." diyip kapımı açtı. Bugün bir haller vardı bu çocukta hadi hayırlısı.
"Bakıyorum da pek bi centilmensin bugün." dedim ona takılarak.
Bir eli direksiyondayken diğer eliyle elimi tuttu ve baş barmağıyla okşadı. Ay bak eriyorum yapma şöyle şeyler.
"Bugün ayrı bir aşığım sana." bu dediğine önce ağzımdan yiaaa kelimesi çıktı. Sonra hafif bi sinirle ona döndüm.
"Bundan önce daha mı az aşıktın yani?"
"Al işte TC kızı. Kızım ne alakası var romantiklik yaptırmıyorsun iki dakika." dedi.
"Niye bağırıyorsun ki soru sormuştum." trip atacağım ehehhe.
"Bağırmıyorum aşkım." dedi o da.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum az önce hiçbir şey yaşanmamış gibi. Takmayan Nisa yapmışlar mükemmel olmuş.
"Orası sürpriz." dedi. Bu çocuk beni çatlatacaktı.
"Peki öyle olsun." dedim ben de. Gözü yoldayken elimi kaldırıp öptü. Ben de o elimde yanağını okşadım. Gün geçtikçe daha da aşıktık birbirimize. Birbirimizi sinir etmek için dalaşmalarımız, sarılmamız, öpüşmemiz, gülmemiz, yan yana olmamız. Her şeyimizle bizdik işte.
Uçurum kenarı gibi bir yere geldiğimizde Halil arabayı kenara park etti. Acaba beni uçurumdan aşağı yuvarlayıp orayı terk mi edecekti? Kafamda deli sorular.
Hava hafif kararmaya başlamıştı. Arabanın kapısını açtı ve elimi tutup beni dışarı çıkardı. Mis gibi havayı içime çektim.
O sıra uçurumun biraz gerisindeki örtüyü ve üzerindeki bardakları gördüm. İçmeye gelmiştik sanırım. Ortam şu an çok güzeldi. Ve böyle şeyleri düşünüp benim için yapması çok hoşuma gidiyordu. İnsan sevdiğini mutlu etmek için çok uğraşırmış, Halil de benim için uğraşıyordu. Ben de onu mutlu etmek için her şeyi yapıyordum.
"Otursana." dedi örtünün üzerine oturup. Ayaklarını uçurumun kenarından aşağı sallandırmıştı.
Onun yaptığı gibi oturdum ben de.
"Halil düşmeyiz dimi?" dedim.
"Tutarım ben seni." dedi gülümseyerek. Birbirimize aşkla bakıyorduk.
Eline içki şişesini alıp bardakları doldurmaya başladı. Birini bana uzattı, diğerini de kendi eline aldı. Sakince onu izliyordum.
"İlk tanıştığımız zamanlar," diye konuşmaya başladı.
"Seni pek fark edememiştim. Ama gün geçtikçe sana yakınlaştığımı hissediyordum. Hem de Aleyna'nın beni bıraktığı zamanlar. İyi ki bırakmış diyorum bazen. Senle aynı ortamda oldukça mutlu oluyordum, her şeyi hızlandırıp seni korkutmak istemiyordum o zamanlar. Seninle hep anı yaşamak istiyordum. Tabii o zamanlar ergenliğin de etkisiyle salak saçma davranıp seni üzdüğüm zamanlar da oldu ama." dedi. Resmen nefes almadan onu dinliyordum. Göz gözeydik konuşmaya başladığından beri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
okulun ağası • texting
Short StoryOkulu birbirine katan bir kız. Kendini Okulun Ağası olarak tanıtan kız herkese mesaj atıyor. Oynat bakalım. Kapak: @GeceWeasley