Heeelloooooooo, bu hikayeye, birlikte olduğumuz maceraya katıldıysanız ne mutlu size ve bana!
Çok uzun zamandır yeni bölüm atmıyordum. Minnoş, şöyle küçücük bir kaçamak yapıp yeni bölüm atayım dedim🤭 Şu an 300 okunma olmak üzere canım hikayem! Gerçi bölüm sınırı biraz geç geçildi orası ayrı 😅😒 Her neyse...
Medyaya bir maviş bıraktım, Şirin'imizi 💙😍
Sizleri yeni bölümle baş başa bırakayım. Bölüm sonunda görüşmek üzere. İyi eğlenceler!
•Bakarsam yanacaktım, bakarsam içimdeki savaşçı tarafım yenilecekti, bakarsam... hala ona karşı hislerimin olduğunun farkına varacaktım, ama yapmadım...🍁
2. Bölüm: Geçmişin İki Dünyası
"Sezen, sen neler diyorsun? Ne zaman, hangi ara gelmiş?"
Annem odamdan çıktıktan sonra her ne kadar yaptığımdan pişman olup karalar bağlamak istesem de oyalanmamış ve üzerimi değiştirmiştim. Yemeğin hazırlığına yardım edip sofrayı hazırladığımızda o kadar acıkmıştım ki annemi beklemeden yemeğe başlamıştım. Yemekten sonra bulaşığa yardım edip odama çekildiğimde, odamda bulunan sobayı hazırlayıp yakmıştım. Odam usul usul ısınırken ben de yarın çocuklarla hangi konuları işleyeceğime göz atıyordum.
Tam işim bitmişti ki Şirin'in beni aramasıyla konuşmaya başlamıştık ve bugün yaşadıklarımı anlatmak durumunda kalmıştım.
Şirin'in dehşet dolu sesiyle sıkıntılı bir nefes verdiğimde tırnağımı kemirmekle meşguldüm.
"Bilmiyorum Şirin, inan bana bilmiyorum. Anlattığım gibi oldu işte." dediğimde telefonu kulağımdan çekip saate baktım.
"Allah'ım," dedim sıkıntıyla. "Elvan yengelerin gelmesine yarım saat kalmış!"
Şirin "Bir de onlar gelecekti değil mi?" diyip o da sıkıntılı bir nefes verdi. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi umut dolu sesiyle "Ama belki de o gelmez." dediğinde yüzüm ağlamaklı bir ifadeye büründü. Odamın içinde bir oraya bir buraya yürüyerek hem Şirin'le konuşuyor hem de bir çözüm yolu arıyordum. Haklıydı, belki de gelmezdi. Ama ya gelirse...
Pencerenin önünde duran adımlarımla, perdeyi hafifçe araladım ve dışarıdaki gecenin derin güzelliğine baktım. Gökyüzündeki yıldızlar parçalı bulutlu havaya rağmen ışıl ışıldı. Gülümsemeden edemedim.
"Sezen, ne yapacağız?" Şirin'in sesiyle kendime geldiğimde gülümsemem solarken gözlerimi sokak lambalarının aydınlattığı boş sokağa çevirdim.
"Yapılacak şey belli." diyerek aklımdakini mırıldandığımda dudağımı dişledim. Bunu yapmak her ne kadar zor olsa da kendime bir şeyleri kanıtlamalıydım. Annemle yemekten önceki sohbetimiz ara sıra zihnime uğruyor ve içimde volkanların patlamasına sebebiyet veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTAMADIM SENİ
Fiksi RemajaUnuttu. Ya da unuttuğunu sandı... Mazi kalbinde kabuk bağlamayan bir yaraydı. O mahallenin, her bir sokağında, her bir köşe başında sayısız hatıra varken ne yarası kabuk bağlayabilirdi ne de onu unutabilirdi... Mahallesini de terk etti unutmak için...