Selamlarr^^
Dört başrolümüzde medyada :)
Bölüm şarkımız: Sertap Erener- Belki de dönerim
Heycanlı mıyız? Uzuun bir bölüm sizi bekliyor..
Çok uzatmayayım da bölüme geçelim..Vote vermeyi ve lütfen bolca yorum yapmayı unutmayın..
İyi okumalar💙
⚡⚡
Yazarın anlatımıyla..
5 Sene sonra..
"Dur lan!"
Poyraz'ı dinlemeden koşturan adamın önünü Atalay kesmişti. Adamı tuttuğu gibi kıskıvrak yakalayıp hemen ellerini kelepçeleyen Atalay, soluk soluğa yavaşlayan Poyraz'a bakıp sırıttı ve "Etti 45 kuzen," deyip göz kırptı.
"Bu adam benimdi! Yakalayacaktım zaten, saymıyorum bunu!"
Atalay "Ben onu bunu anlamam kardeşim, ben yakaladım adamı." Diyerek omuz silkti ve adamı çekiştirerek yürümeye başladı.
Poyraz "O arabayı anca rüyanda veririm sana Atalay!" Diye bağırdı Atalay'ın arkasından ama pek tınlanmış gibi durmuyordu.
Ciddi ciddi Atalay 45 tutuklamaya ulaşmıştı. Bir şey yapmalıydı artık, yoksa arabası elden gidecekti.
Bu iddayı teklif ettiği için kendisine küfür etti...
Atalay tabi ki her zaman hayalini kurduğu gibi polis olmuştu. Zaten bu konuda da en çok annesi ve babasını örnek alıyordu. Poyraz'da ilerleyen zamanlarda yaşanan bir kaç olayda halasını izlemiş ve hayran kalıp kendi kendine polis olmalıyım demişti. Ardından Atalay ile aynı tercihleri verdiklerini fark edince aralarında gizli bir savaş başlamıştı.
Bu savaşlar çoğunlukla başkomser olan halalarından azar işiterek bitiyordu ya neyse.
Nevzat başkomser emekliye ayrılınca tabi ki Selin ve Burak'ın arasında da gizli bir yarış olmadı diyemeyeceğim.
Sonunda emeğinin hakkıyla galip gelen Selin olmuştu. Burak içten içe içerlese de mutlu ve gururluydu. Sonuçta kendisi olamasada karısı artık koskoca bir emniyet amiriydi.O anda Poyraz'lar bu durumda en çok araya kaynayan kişi olsalar bile başarıyla çıkmışlardı işin içinden. İkisi polislikten yana tercih kullandıkları için bazen pişman olmuyor değillerdi ama yine de seviyorlardı yaptıkları işi.
Poyraz çalan telefonuyla kendine geldi. Telefona bakmak konusunda kararsız kaldı ama önemli olabilirdi. Başkası da olabilirdi? Ya da o..
Korkarak çıkardı cebinden telefonu.
Hayır, hayır açmayacaktı.
Kalbi parmaklarına uzanıp yeşil tuşu kaydırdı. Kendine lanet okuyarak kulağına götürdü telefonu.
" Gölde yalnız gezen suna
Çölü aşan kör fırtına
Vur gayrı yükünü sırtıma..Ben, belki de dönerim..
Bir duman çek ben gitmeden
Tan yeli seherden esmeden
Kesilme yemeden, içmedenBen, belki de dönerim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIKLAR
Dla nastolatkówSeneler sonra doğdukları ülkeye dönen Melodi ve Poyraz ikizler bir yana, Türkiye' de yaşayan ve çok yakın arkadaş olan Işık ve Atalay.. Birbirine zıt iki kardeş ve çok yakın arkadaş olan ama hiç anlaşamayan iki arkadaş.. Bu dört 'kaçık' bir araya...