50.Bölüm

1.2K 95 371
                                    

1 Hafta Sonra Nisa'nın Ağzından ||

"Barış, buradayım ben korkma lütfen..." Barış bir haftadır sürekli kabuslar görüyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum bile artık. "Barış." Gözlerini aralayıp etrafa bakınırken bana bakmıyordu asla. Onu sıkıca sardığımda başını göğsüme yaslayıp hıçkırıklar içinde ağlamaya başlamıştı. "Tamam birtanem korkma geçti. Geçti bak kâbustu." Başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Geçmedi Nisa. Asıl kâbus uyanınca başlıyor zaten."

Barışı sıkıca sararken saçlarına uzun bir öpücük kondurdum. "Ben berbat bir adamım istemiyorum artık yaşamak falan." Barış'ı sıkıca sararken canım yanıyordu. "Hayır Barış. Deme öyle, yaşam sebebimsin sen benim." "Yaşamak istemiyorum artık Nisa." "Konuşma böyle. Sinirlerin bozulmuş senin. Gel sana bir duş aldıralım biz." Barış'ın koluna girip onu banyoya yönlendirdiğimde bana sıkıca sarılmıştı. "Özür dilerim Nisa, seni mutlu edemedim." Dudaklarına uzanıp minik bir öpücük kondurdum.

"Her şey düzelecek. Hep düzeldi Barış. Biz neleri atlattık bunu mu atlatamayacağız? Hadi gel bak su rahatlatacak seni söz veriyorum." Barış'ın eşofmanını ve tişörtünü çıkarttığımda bana bakıyordu. Beni kendine çekip dizlerine oturttuğunda ona baktım. "Barış." "Seni özlüyorum Nisa." "Ben de." Barış yüzümü sararken derin bir nefes aldım. "Neden sana dokunamıyorum bilmiyorum bile. Korkuyorum Nisa'm." "Geçecek, söz veriyorum." "Ama ne zaman?! Hayatımın her saniyesini böyle geçirdim." Barış'ın yüzünü okşarken gözlerime bakmıştı.

"Annenin canı yanmayacak Barış geçecek. Baban iyi bir adam olacak Barış, öfkeni kontrol edebileceksin Barış. Aşk acısı mı? Unutacaksın o da geçecek. Nisa'sızlık? Hayır Barış o da seni ziyarete gelecek o da geçecek. Daha ne kadar bekleyeceğim Nisa. Neden bu kadar zor her şey?" Barış'ın saçlarına uzun bir öpücük kondurup onu sıkıca sardım. "Ben seninleyim sevgilim. Sen de geçmişinden sıyrılıp uzattığım eli tutmalısın artık." "Bırakmıyorlar peşimi Nisa." Barış'ın yüzünü kavrarken dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Sen hepsinden daha güçlüsün."

"Sen de her şeyden daha güzel. Seni hak etmiyorum. Ama senden kopamıyorum da. Yanlış toprağa ekilmiş gül fidanı gibisin." "Ben olduğum yerden mutluyum. Hadi sen üşümeden güzel bir duş al ben de kahvaltı hazırlayayım bize." "Gitme. Oturalım böyle." Gülümseyip Barış'ın saçlarını karıştırdım. "Sonra bütün gün otururuz üşüyeceksin. Hasta olursan kıyamam sana." "Bir şey olmaz. Sen yıka beni." Barış'a bakarken derin bir iç çektim. "Peki koca bebeğim o da kabulüm."

...

Barış'ın saçlarını kuruttuktan sonra boynuna minik bir öpücük kondurdum. "Oh mis gibi kokuyorsun sevgilim." "Nisa ben deliriyor muyum?" Barış'ı sıkıca sardığımda beni kucağına çekmişti. "Dokun bana Nisa. Beni hayata döndür, lütfen." "Sevgilim sen zaten hayattasın. Gözlerime bakar mısın?" Gözlerime baktığında yutkundum. "Çok özledim Barış'ımı ben. Nerede benim Barış'ım?" "Kaybettim onu, bulamıyorum." Elimi tutup kalbine getirdim. "Burada. Hadi onu geri ver bana."

Barış boynuma uzun bir öpücük kondurduğunda derin bir nefes aldım. Sırtımı yatakta bulunca derin bir nefes aldım. Üzerime eğilip tenime öpücükler bırakıyordu. Derin nefesler alarak onu hissetmeye çalışıyordum. "Çok güzelsin." "Sen de çok yakışıklısın." Gözlerime bakarken gülümsedim. "Beğeniyor musun beni?" "Fazlasıyla hem de. Beğenilmeyecek gibi değilsin ki." Üzerimden kalkıp tişörtünü çıkarırken ona baktım.

Kollarını açıp etrafında yavaşça dönerken onu süzüp ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. "Neyi beğeniyorsun ki Nisa? Bir insan bu enkazın neyini beğenir ki?!" "Yapma." Ayağa kalkıp ona sarılmak istediğimde kendini geri çekmişti. "Geçmişten nasıl kopsum bu adam bana söyler misin Nisa?! Her sabah aynada bu enkazı görüyorum ben! En küçük şeyde seni korkutuyorum! Yetmiyor kabuslarına bile ben giriyorum!" "Yeter artık sus! Sus artık Barış yeter! Yoruldum sus artık!"

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin