Bazı şeyler vardır ki, varlığı bizi korkutur. Bizim başımıza gelmediği için kendimizi mutlu hissederiz.
Bazı şeyler vardır ki, yokluğu bizi üzer. Bizde olmadığı için üzülür, elimizde olandan daha fazlasını isteriz. Oysa düşünmeyiz ki hayat elimizde olanı da aldığında ne hallere düşeriz.
Elleri olmayan bir insan düşünün. O, doğuştan öyle olduğu için elleri olduğunda nasıl hissedeceğini bilmez. Şimdi de kolları olmayan bir insan düşünün o da kollara sahip olmanın nasıl hissettireceğiniz bilmez. Şimdi bütün uzuvları yerinde olan ama kullanamayan bir insan düşünün. Uzuvlarını hiçbir zaman kullanmadığı için ne kadar önemli olduklarını tam anlamıyla bilmez.
Şimdi, şimdi ise sağlıklı doğan bir çocuk düşünün. Hayatını, uzuvlarını kullanarak yaşayan bir çocuk. Şimdi de o çocuğun bir anda bütün uzuvlarının işlevlerini yitirdiğini düşünün. O çocuk ne hale gelirdi, hayatı nasıl yaşardı? Bu düzene ayak uydurup hayatta mı kalırdı yoksa ölümün onu almasına izin mi verirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz, Ruhsuz Bir Tavan
Teen Fiction"çünkü hayat her şeye rağmen gülümseyebilenlere güzeldi." Hayat sana kötü davrandığında yapman gereken şey bellidir. Savaşmak. Nefise evladını canı pahasına korumaya çalışan bir anne. peki bu korumacı tavırları ne kadar ileriye gidebilir? evladı...