"Beni niye sevmiyorsunuz?" Dedim. Sessizce göz yaşı dökerken.
"Sen kendinde sevilecek bir yan görüyor musun?"
Ardından hemen ekledi.
"Sen doğmasaydın miraslardan mahrum kalmayacaktık."
"Keşke başta kabul edebilseydim beni sevmediğinizi. Bu kadar sıkıntı çekmezdim." Dedim.
"Dizilerinden veya okuduğun hikayelerden cümleleri bize satma. Senin hayatın ne dizi ne hikaye." Dedi babam. Lanet olsun. Babam demeye bile utanıyordum.
"Hayatım bir kabus ve ben uyanmayı bekliyorum." Dedim.
"Neden sıkıntı çeken ergenler gibi intiharı denemiyorsun?" Dedi.
Gülümsedim. Herşeye karşı, hayata karşı.
"Ben ölünce mutlu olucaksınız. O yüzden ölmüyorum." Dedim. Beni kaç kere ölüme mahsur etmişlerdi ama hepsinde kurtulmayı bulmuştum. Bu benim ailemdi. Hatta öz ailem. Bu dünyaya istenmeyerek gelmiştim. Hala daha da istenmiyordum. Sebepsiz yere çalıştığım kafeden atılmıştım. Suçum yokken. Şimdi ise bana ceza verecek sebep bulmuşlardı.
"Odana git çabuk." Dedi.
Lafını dinleyerek odama çekildim. Kapıyı kilitlemeyi unutmadan. Telefondan Hazal'ı bulup aradım. Hazal benim çocukluk dostumdu. 4 sene önce iyi bir lise kazanınca İstanbul'a gitmişti. 1-2 seneye kalmadan kendine yeni arkadaşlar bulup ev almışlardı.Ama asla beni bırakmamıştı. Her akşam beni arayıp halimi sorardı.Ağlayarak açtığında endişelendim.
"Hazal, İyi misin?"
"Hayır değilim. Biliyor musun Kaan beni aldattı." Ah aldatmasını sonunda görmüştü. Çocuğun ınstagram fotoğraflarına gelen yorumlardan bile aldattığını anlaması gerekiyordu.
"Ya bırak o çocuğu. Bence çok tipsizdi."
"Dimi? Bencede çok tipsizdi. Ay kurtuldum o yılışıktan." Diyerek kahkaha atmaya başladı. Bu kızın cidden problemleri vardı.
"Şey sen niye aradın?" Dedi.
"Ben gelebilir miyim?"
"Nereye canım?"
"Size?" Dedim çekinerek. Bir kaç saniye ses gelmeyince istenmediğimi düşünmüştüm.
"Tabi ki bunu soruyor musun? Hemen bekliyorum. Ne zaman gelirsin bu arada ?"
"Yarın öğlen gibi orda olurum."
"He daha va... Ne yarın mı? Kızım nasıl gelmeyi düşünüyorsun. Otobüs bileti bulmak ne kadar zor. Yoksa önceden gelmeyi planlamış ve bana dememişsen bozuşuruz." Bu kız nasıl bu kadar hızlı konuşabiliyordu.
"Babamın arabasını alıp gelicem Hazal. Sormadan söyliyim bu sene ehliyet sınavlarına girmiştim."
"Ya tek başına nasıl süreceksin onca yolu."
"Sen beni dert etme."
"Ama bak yavaş sür tamam mı?"
Beni önemseyen veya değer veren birini görmek güzel.
"Tamam anne tamam." Şuan sırıttığına bahse girebilirim.
Telefonu kapadıktan sonra valizimi yerleştirmeye başladım. Burda durmak için nedenim yoktu. Hazal'la mutlu olacağıma emindim. Mutlu olmasam da 'Kapımı kırıp bana bir şey yapar mı' korkusu yaşamayacaktım. Valizimin gizli bölgesine Buğrayla olan fotoğraflarımı koydum. Benden 5 yaş küçük kardeşim. Onu bana göstermiyorlar. Nerede olduğunu bilmiyorum. Acı çekiyor mu bilmiyorum ve hiç bir şey yapamamak en çok canımı sıkıyor. Valizimi kapaktıktan sonra odamdan yavaşça çıktım. Yemek masasının üstünde arabanın anahtarı duruyordu. Çaktırmadan alıp odama çekildim. Şimdi sıra uyumalarını beklemekteydi. Başta kendimde uyumalıydım. Uykulu araba süremezdim. Yatağıma geçip zorla da olsa kendimi uykuya teslim ettim.
***5 Saat Sonra***
Gözlerimi açtığımda saatinin üçe geldiğini gördüm. Hızla üstüme eşofman takımımı giydim. Valizimi yavaş yavaş sürüklemeye başladım. Odamın hemen dış kapının yanında olması da bir ayrıcalıktı. Valizimi ses çıkarmadan dış kapıya ulaştırdığım da kapıyı açtım. Annemlerin odasında "Kim o ?" Sesini dquydum. Ah ben hırsız. Hayatlarından gitmemi istiyorlardı ama ölerek. Mutlu olmamı istemiyorlardı. Ama şimdi ben mutluluğa gidiyordum. Babamın yavaş yavaş odasından çıktığını görünce hemen valizimi kapıdan çıkardım. Ah lanet olsun babam çıkmadan beni görmüştü. Hemen arabanın kapılarını uzaktan açıp valizle beraber koşmaya başladım. Arabaya vardığımda babam çoktan kapıya varmıştım. Valizi arka koltuğa atıp hemen kendimi öne attım. Arabayı çalıştırdığım da babamın kapıları açmaya çalıştığını anladım. Kapıları kilitleyip kornaya bastım. Şen bir kahkaha atıp gaza bastım. Bu sefer ben kazanmıştım. Yaklaşık 3 saat sonra uykum gelmeye başlamıştı. Ama yol kenarında çekip uyuyamazdım. Petrol ofisini görünce işimi garantiliyim diye 100 tllik benzin doldurdum. Çalıştığım yerde biriktirdiğim para ile 1-2 ay yaşayabilirdim. Zaten orda iş bulurdum büyük ihtimalle. Arabayı kilitleyip tuvalete girdim. Kısa sürede işlerimi halledip parayı ödeyip arabama geçtim. Petrolden çıktığım da arkadan birinin kafasını kaldırması bir oldu. Anında cırlamaya başladım. Bu bir hayal ürünümdür diye gözlerimi kapatıp açtım. Hala mal mal gözlerle bana bakıyordu. Arabayı durdurup ona baktım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Tekrar açtığımda orda olmasıyla gözlerimin kararması bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen
RomanceGündüzler seni bana getirmiyorsa eğer Geceler aydınlığa hiç kavuşmasın